Stil Zehra Elif Taş - Röportaj

Zehra Elif Taş - Röportaj

15.02.2012 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zehra Elif Taş Elele dergisinin genel yayın yönetmeniydi, on parmağında on marifet gördüğümüz, güler yüzlü, blogger camiasınında yakından tanıdığı nam-ı değer Zelfist ekibimiz ile gayet keyifli ve bol neşeli bir röportaj gerçekleştirdi.

Zehra Elif Taş - Röportaj

-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Haberin Devamı

ODTÜ İşletme mezunuyum. Hemen ardından Amerika’da (Şikago) MBA yaptım. Ve Türkiye’ye döndükten sonra DHL, BAT, Pepsi gibi kurumsal şirketlerde çalıştım. Şimdi ise bambaşka bir iş yapıyorum:) Kurumsal hayatın bana göre olmadığını anladıktan sonra zor ve radikal olan yol da olsa kendi yolumu çizmeyi seçtim.

-Freelancer olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında benim hayatımdaki kararların çıkış sebebi ‘ne olmak istemediğimden, ne yapmak istemediğimden’ başlıyor ilk! Daha sonra patikanın ilerisinde ‘ne olmak istediğimi ve ne yapmak istediğimi’ buldum. İlk bildiğim kurumsal hayatın kaosundan, politikasından uzaklaşmak, kendi başıma çalışma arzusuydu. Sonra su yolunu buldu ve güçlü yanlarımın üstüne iş tanımımı kurdum.

Haberin Devamı

-Kurumsal firmada çalışmakla freelance olarak çalışmak arasında ne fark var sizce?

Büyük fark çalışma şeklinizde: kimse sizi ofise beklemiyor. Ama beklenen sonuç aynı: işi yetiştirdiniz mi, iyi iş çıkardınız mı? Bağımsız çalışmak benim mizacıma uygun. Çünkü çalışkan biriyim. (yükselenim Oğlak’tan geliyor bu huyum!) Arada bir yan gelip yatsam da ne yapar eder yapacağım işi yetiştiririm. Yapabileceğimin en iyisini yapmaya gayret eder gerisini de tevekküle bırakırım. Olmayan işe asla üzülmem, elimden geleni yapmış olduğumu bildiğim sürece...

Zehra Elif Taş - Röportaj

-Hangi işi yaparak mutlu olucağınıza nasıl karar verdiniz?

Bulmam zaman aldı. Biraz stil danışmanlığı, biraz moda editörlüğü, sonra yazarlık, esnasında öğretmenlik, üstüne de danışmanlık derken moda sektörünün (tasarım dışında!) bir çok kulvarında iş fırsatlarını denedim. Bugün ise bu pozisyonların bana en uygun olan kısımlarını kardığım şekliyle devam ediyorum: yayıncılık, danışmanlık, eğitim ve styling.

-Herkes sizi zelfist.com’un yaratıcısı olarak tanıyor, bu siteyi açmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında bir blog açayım diye heves ederek başlamadım. Öyle organik gelişti ki. 2006’da kurumsal hayatı bırakıp, moda danışmanlığı için kolları sıvadığımda kendimi tanıtan bir website kurmaya karar verdim. İnsanlar ne iş yaptığımı öğrenmek, hakkımda bilgi almak isterlerse google’ladıklarında ben kaynaklı bilgiye ulaşsınlar istediğimden... Tabii aynı zamanda özel hayatımda modayı, mağazaları bildiğim için durmadan arkadaşlarım soruyor: yılbaşına ne giyeyim, nerede indirim var, sevgilime ne hediye alsam vs. Ben de cevaplıyorum. Dedimki ben bunu siteden yazayım bari ki herkes görsün. Websiteme bir blog köşesi ekledim ve stil ipuçlarını, mağazadan ve dünyadan haberleri buraya yazmaya başladım.

Haberin Devamı

2009’un 2. Yarısında bu işe full time sarılmaya karar verdim. Programcımız Onur Bozkurt ve fikirleriyle bana çok destek olan Aslı Gökdere ile birlikte Zelfist’i bugün bildiğiniz tasarım ve içerik formatına getirdik. O zaman içeriği tek başıma ben yazıyordum. Bir yandan da İMA’da eğitimlere devam ediyorum. Ve kurslara gittikçe yetenekli gözleri pırıl pırıl parlayan insanlarla tanışıyorum. İlk kervana katılan ima’dan öğrencim Ceylan oldu. Hemen arkasından göz zevkine çok güvendiğimiz, arkadaşımız Jean Paul katıldı, sonra

Zelfist Moda sohbetine davetlimiz olan, gene öğrencilerimden Duygu dahil oldu... böyle böyle.. ekip olduk.. Biliyorsunuz ben ekibimize çete diyorum, Zelfist çetesi!! Şu anda 15 kişilik editöründen programcısına bir ekiple Zelfist’in içeriğini hazırlıyoruz.

Haberin Devamı

-“Zelfist çetesi” kimlerden oluşuyor?

Modaya büyük ilgi duyan, araştırdığını kendine saklamaktansa herkesle paylaşmaktan zevk alan, sürekli gelişip yeni birşeyler öğrenip bunu aktarmak için zelfist’i kullananan moda aşığı editörlerimizden... zelfist çetemiz!:)

Zehra Elif Taş - Röportaj

-Siteyi ayakta tutmak için ne çeşit projelerde yer alıyorsunuz?

Bu işi full time olarak yapan ender blogger’lardan olduğum için nasıl para kazandığım bana sıkça gelen bir soru. Çünkü bakıyor Zelfist’e; ilan yok, ee para nereden geliyor? Biz ilan yerine proje yapmaya sıcak bakıyoruz. Çünkü ilan tıklamanın out olduğunu düşünüyoruz. Bir işbirliği yapacaksak bunun herkese faydalı bir proje olmasına özen gösteriyoruz. Üçgen kuralım var mesela benim: okuyucuya, Zelfist’e ve müşteriye; üçümüze de fayda sağlamalı. Yoksa okuyucu neden ilgi göstersin, göstermezse biz neden yer verelim, bu durumda müşteriye faydası kalmıyor ki.. işte bu sebeple üçgene çok dikkat ediyoruz. Okuyucularımızla moda sohbetleri yapıyoruz, moda markaları bize sponsor oluyor, okuyucularımız ise gelip işin keyfini sürüyor. Eventlerde styling yapıyoruz: Fashion Night Out’ta Uterqüe’daydık mesela. Adidas’ın partisinde kocaman bir standımız vardı, gelenleri giydirdik, eğlendik...

Haberin Devamı

-Zelfist’in yönetimi haricinde neler yapıyorsunuz?

Modaya olan ilgimle pazarlama ve trend bilgilerimi kararak kurumlara pazarlama, styling, kreatif, koleksiyon tasarımı gibi alanlarda danışmanlık hizmeti veriyorum. Biliyorsunuz Elele dergisindeki yöneticilik görevimi de danışmanlığa çevirdim, dergiye yayın danışmanlığı yapıyorum. Aynı zamanda İstanbul Moda Akademisi’nde eğitim veriyorum son 4 senedir. Geri kalan vakitte de bolca okuyor, bakıyor, geziyor, merak ediyor ve araştırıyorum!

-Sosyal medyanın popüler olmasını neye bağlıyorsunuz?

İletişimde olmayı sevmemize? Tam bize göre malzeme: kim ne demiş, ne yapmış, kimle fotoğraf çektirmiş, nereye gitmiş ve de kimle gitmiş... Bir de biz ‘herşeyi biliriz’ ya, bunu göstermek için harika bir vesile sosyal medya. Herkesin diyecek bir çift lafı var orada ve bizi tutan da yok!:)

-Neden modayı internet üzerinden takip ediyoruz sizce?

Çünkü hemen orada... kolay! Defileleri seyredebiliyoruz, koleksiyonları inceleyebiliyoruz. Ama bu yeterli değil: Çünkü kaç kişi o defilelerdeki parçayı alabiliyor ki?! O kıyafetleri görüyor beğeniyoruz, ünlülerin üstünde görüyor imreniyoruz, ama sonra gidip hepimiz Zara’dan Mango’dan onu değil ama uygun fiyatlı benzerlerini alıyoruz. İşte içerik olarak Zelfist’e yansıttığımız da bu: defilelerde ne var, ne moda... ünlüler bunu nasıl giymiş... ve biz nereden alabiliriz uygun fiyata.. ve hatta aldığımızı nasıl kombinleyebiliriz... yani defileler, ünlüler, mağazalar ve stil ipuçları ile kardığımız... dergilerin stil sayfalarındaki yazılar gibi dolu, dolu, bol fotoğraflı, bol bilgili.. Ve hemen elinin altında... üstelik de ücretsiz!..

Zehra Elif Taş - Röportaj

-En sevdiğiniz tasarımcı ve markalar hangileri?

Alexander McQueen’in intiharı üzerinden seneler geçmesine rağmen, üzüntüsünü hala sindirebilmiş değilim. Bunu kendine yapma hakkı olabilir, bireysel bir karar elbette ki ama onu seven, hayranlıkla takip eden moda meraklılarına yapmaya hakkı yoktu. Bir dehadan yoksun kaldık. Viktor&Rolf duosunu pamuklara saralım elimizde bir onlar bir de Huseyin Çağlayan kaldı çünkü!

-Bir kombini tamamlayan en önemli aksesuar sizce hangisi?

Eskiden bu soruya kesin aksesuar cevabını verirdim şimdi ise cevabım makyaj! Bir kadının makyajının az ve eksik olmasının kıyafeti aşağıya çektiğini düşünüyorum. Bileziğinizi evde unutun, takmadan çıkmış olun sorun değil ama mutlaka iyi bir makyaj yapmaya zaman ayırın derim!

-Stilini beğendiğiniz ünlüler kimlerdir?

Maskülen tarzları ile Chloe Sevigny ve Gwen Stefani... Androjen tarzıyla Tilda Swinton. Dita von Teese’in de her zaman bakımlı ve biblo gibi gezişini çok ilham verici buluyorum. Günün her saatinde bakımlı olmayı insanın kendisine saygısı olarak görüyorum.

Röportajlar; Selin Çetinkaya & İlknur Şener

Yazarlar