İsviçre Ligi sonuncusu Young Boys’a iki maçta da yenilerek Şampiyonlar Ligi’ne veda eden Galatasaray, Adana Demirspor karşısında 5-1 gibi farklı bir skorla üç puana ulaştı.
Alınan bu görkemli (!) galibiyet, milli ara öncesi sarı- kırmızılılara ilaç olur mu? Tabii ki hayır!
Okan Buruk ve yönetim biraz rahatlar, nefes alır, bazı problemlerin belki bir süre üstü örtülür o kadar! Adana Demirspor deplasmanında alınan skor ihtişamlı olabilir ama oynanan futbol kesinlikle öyle değil. Geçen sezondan beri küçülmeye giden, birçok oyuncusu ayrılmış, transfer tahtası kapalı, kadro yapısı Türkiye Süper Ligi’nin altında ve kalesinde on beş yaşında bir çocuk ile mücadele eden Adana Demirspor; hatalı oyun ve defans anlayışı da eklenince doğal olarak Galatasaray’a rakip olamadı. Sarı- kırmızılılar; Young Boys maçından kaldıkları net bir biçimde belli halde kötü başladıkları karşılaşmada, Adana Demirsporlu iki oyuncunun iki hatasıyla 18 dakikada 2-0'ı buldular.
Gerçekten de önce kaleci Deniz’in sonra da
Galatasaray’ın Young Boys’a iki maçta da yenilip Şampiyonlar Ligi’ne veda ettiği hikâyenin başlangıcını geçen sezonki Sparta Prag karşılaşmalarına kadar götürmek gerekiyor. UEFA Avrupa Ligi Son 16 Turu'ndaki bu eşleşmede turu geçeceğine kesin olarak inanan ve ilk maçı kendi sahasında 3-2 kazanan Galatasaray, deplasmandaki ikinci karşılaşmada rakibine 4-1 mağlup olarak kupaya veda etmişti. Rakibi küçümsemenin bedelini ağır bir şekilde ödeyen sarı- kırmızılılarda, Okan Buruk da mücadelenin sonunda gördüğü kırmızı kart nedeniyle iki maç ceza almıştı.
Şubat ayında yaşanan bu olaydan sadece altı ay sonra oynandı Young Boys karşılaşmaları ve Galatasaray’ın Sparta Prag olayından hiç ders almadığı görüldü. Öncelikle Okan Buruk, Sparta Prag ile oynanan rövanş mücadelesinin sonunda gördüğü kırmızı karttan dolayı iki Young Boys maçında da kulübedeki yerini alamadı. Diğer taraftan sanki daha altı ay önce travma boyutuna varan Sparta Prag olayı hiç yaşanmamış gibi Young Boys’u da hafife aldı sarı-
Young Boys maçı öncesinde Galatasaray’ın iki büyük handikabı vardı:
1- Suni çim.
2- Defans problemi.
Gerçekten de bu iki handikabı maç boyunca yaşadı sarı- kırmızılılar. Özellikle de defansif hatalar karşılaşmanın kaderini belirledi. Galatasaray’ın tel tel dökülen savunma dörtlüsü çok kopuk ve uyumsuzdu. Doğal olarak da çok kademe hatası yaptılar. Abdülkerim ve Nelsson, bu sezon başı da çok formsuzlar. Nitekim bu oyuncuların özellikle de Abdülkerim’in hataları, skora doğrudan etki etti.
Bekler deseniz ayrı bir problem. Köhn’ün defansif yönü zayıf. Onu tamamlayacak stoperin Abdülkerim olması da işin cabası. Nitekim Young Boys’un sağ açığı Monteiro, iki gol attı dünkü karşılaşmada.
Jelert için hemen karar vermek doğru olmayabilir ama şu an için Galatasaray’a damga vurmuş sağ beklerin çok uzağında.
Savunma oyuncularının defansif ve ofansif anlamda yeterli olamamaları bütün yükün orta sahaya binmesine neden oldu. Bu bölgede yeni transfer Sara, özellikle
Dersine çok iyi çalışan ve 3-4-3 ile takımını sahaya dizen Ali Çamdalı’nın Konyaspor’u karşısında çok beklemediği bir maç başı yaşadı Galatasaray. Etkili ön alan baskısı ile mücadeleye başlayan yeşil- beyazlılar, sarı- kırmızılıları uzun oynamak zorunda bıraktı. Fakat bu toplarda da çok başarılı olamadı Galatasaraylı futbolcular.
15.dakikadan sonra rakip kalede etkili olmaya başlayan, 20. dakikadan sonra oyunu artık tamamen rakip yarı sahaya yıkan Galatasaray; yine de istediklerini tam anlamıyla sahaya yansıtamadı. Fakat ilk yarının sonuna doğru iyice artan istek, kendisini skor olarak da gösterdi. Lakin Galatasaray’ı öne geçiren Kerem Aktürkoğlu’nun savunmada yaptığı hata, skorun yeniden dengeye gelmesiyle sonuçlandı. Elbette bu golde rakibinin topa vurmasını engelleyemeyen Dubois’ı da es geçmememiz gerekiyor.
İkinci yarıya da iyi başladı Konyaspor. Ancak Galatasaray, aynı ilk golde olduğu gibi yine kalite kokan bir golle öne geçmeyi başardı ve maçın sonunda üç puanı cebine koyan taraf oldu.
Maçın ayrıntılarına inersek,
Dün, önce Sivas ardından da Samsun’da kötü zeminler karşıladı futbolseverleri. Özellikle Samsun’daki saha zemini son derece kötüydü. Güzel futbol, güzel zeminde oynanır. Ama güzel futboldan çok daha önemli olan konu, sporcu sağlığı. Bu zeminler sakatlık hem de ağır sakatlık riskini çok fazla arttırıyor. Acaba Sivas ve Samsun’daki ilgililer iki ay boyunca ne yaptılar? İnsan gerçekten de bunu sormadan edemiyor. Çok yazık...
Gelelim futbola... Galatasaray karşısında aldığı görkemli galibiyetle Süper Kupa’ya uzanan Beşiktaş, Samsun’daki ilk lig maçında o görüntüsünün çok uzağında kalarak hayal kırıklığı yarattı.
Maça iyi başlayan Samsunspor, ilk otuz dakika boyunca oyunun tek hâkimiydi. Gedson Fernandes’in tek başına çabası, orta sahada direnmek için yetmedi. Orta sahayı kaybeden Beşiktaş ne Samsunspor hücumlarını engelleyebildi ne de rakip sahaya geçebildi.
Ancak siyah- beyazlıların skoru değiştirebilecek kaliteli oyuncuları vardı. Nitekim otuz dakikalık etkili oyuna rağmen
Klasik tabirdir, “ ligin ilk maçları zor olur. ” Galatasaray da sezonun ilk maçında kendi sahasında karşılaştığı Hatayspor karşısında üç puana, yeni transferi Batshuayi’nin 90. dakikadaki golüyle ulaşabildi.
Esasen Galatasaray maça gayet iyi başladı. 35. dakikaya kadar sahanın tek hâkimi olan sarı- kırmızılılar, bu bölümde net gol pozisyonları da buldular ancak bunlardan yararlanamadılar.
35’den sonra daha çok rakiplerinin tempolarına uymaya başladı Galatasaraylı futbolcular ve bu da sarı- kırmızılı takımın kendi oyun temposunun da oldukça düşmesine neden oldu.
Direnç kazanan Hatayspor karşısında ikinci yarıya da hızlı başladı Galatasaray. Konuk takımın da aynı şekilde cevap vermesi, bu devrenin genel anlamda hareketli bir başlangıca sahne olmasına sebep oldu.
İşte bu bölümde, maçın hikâyesi üzerinde çok etkili olan bir pozisyon yaşandı. Takip edenler bilirler, maçları dakika – skor mantığıyla pozisyon pozisyon anlatıp değerlendiren biri değilim. Ancak Barış Alper Yılmaz’ın, 51.dakikada Icardi’nin harika pası neticesinde
Son şampiyon ünvanıyla maça çıkan ve şampiyon kadroyu koruyan Galatasaray karşısında Giovanni van Bronckhorst’un Beşiktaş’ı, maça tam anlamıyla damga vurdu. Nitekim Kara Kartal, Süper Kupa’yı pençesine alırken rakibine de ağır bir darbe indirdi.
Geçen sezona da çok kötü başlayan, hatta takımdan gönderilmesi gündeme gelen ve geç form tutan Nelsson’un dejavusu sonucunda henüz 21. saniyede yeni golcüsü Immobile’nin ayağından bulduğu golle adeta maça 1-0 önde başladı Beşiktaş. Bu gol, Icardi’ye ait olan Süper Kupa’nın en erken golü rekorunu tarihe gömerken aynı zamanda maç öncesindeki çoğu planı da soyunma odasının zeminine gömdü. Nelsson kötü performansını maç boyunca sürdürdü ve yine acemice bir hata sonucu 87’de kırmızı kart gördü. Ardından da Beşiktaş’ın dördüncü ve beşinci golleri geldi.
Esasen Galatasaray’daki hatalar silsilesi, erken gelen ilk golün öncesinde Okan Buruk’un kadro tercihiyle başlamıştı.
Nefes kesen ve son haftaya kalan şampiyonluk yarışının kazananı Galatasaray oldu. Gerçekten de gerek zirve gerekse de ligde kalma mücadelesi açısından heyecan dolu bir son hafta yaşadık. Bu anlamda Konyaspor- Galatasaray maçı da çok kritik bir önem taşıyordu. Sarı- kırmızılılar, etkili bir oyunla bu kritik maçı kazanıp şampiyonluğa ulaşırken Konyaspor da Trabzonspor’un Ankaragücü’nü mağlup etmesi sonucunda ligde kaldı.
Düğümü çözecek maça iyi başladı Galatasaray. Oyunu rakip sahaya yıkan sarı- kırmızılılar, aradıkları gole 29. dakikada ulaştılar.
Bu gol, Konyaspor’un küme düşmesi anlamına geliyordu ve bu nedenle de oyuna ortak olmaya çalıştı yeşil- beyazlılar. Bu nedenle bu golden sonra biraz daha çift taraflı bir oyun izledik.
İkinci yarıya da iyi başladı sarı- kırmızılılar ve arka arkaya buldukları iki golle adeta şampiyonluğu perçinlediler. Konyaspor’un Trabzonspor’un gol haberi sonrasında motive olup ivme kazandığı sekansta Galatasaraylı futbolcuların bir anlık rehaveti, kalelerinde gol görmelerine neden oldu.
Ancak bundan