‘ÇOK SATMAK BAŞARI DEĞiL’

48 yıldır dünyamızda Alpay. Herkesin şarkı söylemeye çok meraklı olduğunu söyleyen sanatçı, “Dünyada iki türlü şarkıcı vardır. Bir şarkıların hayat verdiği şarkılar. İkincisi şarkılara hayat veren şarkıcılar var. Ben şarkılara hayat vermeyi seviyorum” diyor


Sekiz yıl aradan sonra ‘Aşka Dair’ albümünü çıkardınız. Neden bu kadar çok beklediniz?

Topluma iletmeye değer bir şeyler bulursan bu işi o zaman yapman gerekiyor. İnsanların tanıdığı bir adamın turfanda sebze gibi her saniye ortalıkta olması bana göre hiçbir anlam taşımıyor.

Ya sizi unuturlarsa?

Unutsunlar... Senin iyi bir şey yapacak yeteneğin varsa, yeniden çıktığında hatırlarlar. Unutmak diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Eskiden 45’lik plaklarda A ve B yüzünde iki şarkı yapardınız. İki çok güzel şarkı bulma şansınız var. Ama 10-12 güzel şarkı bulmak o kadar kolay değil. Oturup iki güzel şarkı, gerisi dolgu malzemesi yapmak olmaz. Bunu ben ne kendime ne de topluma yapılan doğru bir davranış olarak görüyorum. Albümde yer alan bütün şarkılar iyi olmalı. Bir de yorumcunun söyleyeceği şarkılar olmalı.

Yorumcunun söyleyeceği şarkı nasıl olmalı peki?

Başka biri söylerse aynı keyfi almıyorsun çünkü adam imzasını atıyor. Benim albümümde imza atılacak şarkılar var. Bir de aranjör çok önemli. Bugüne kadar şöhretli aranjörlerle çalışmadım.

Neden çalışmadınız?

2-3 kişi var, her şeyi onlar yapıyor. Şarkıları dinlediğim zaman genellikle konfeksiyon vaziyeti görüyorum. Bu işi iyi yapanlar da var tabii. Mesela Cihan Sezer. Bana göre Cihan Sezer Türkiye’nin bir numaralı aranjörü. Olağanüstü şeyler yazan, yazmadan önce duyan, “Ben buraya bu sazı koyarsam böyle tınlar” diyebilen bir adam. Cihan’la çok güzel bir iş çıkardık. Herkesin söyleyebileceği değil, yorumcunun söyleyebileceği şarkıları seçtik.

Uzun ömürlü şarkı nasıl olmalı?

Her dinleyişinde yeni bir şeyler keşfettiğin şarkı, uzun ömürlü olur.

‘Fabrika Kızı’ ve ‘Eylülde Gel’ gibi yıllar sonra keyifle dinlenen şarkılarınız var. Bu albümde de böyle bir parçanız var mı?

Bir şarkıyı yaptığın zaman ‘Bu şarkı hit olur’ diye hüküm vermek çok zor. ‘Fabrika Kızı’ bana göre bir yorumcunun işi değil. Dünyada iki türlü şarkıcı vardır. Bir şarkıların hayat verdiği şarkılar. İkincisi şarkılara hayat veren şarkıcılar var. Ben şarkılara hayat vermeyi seviyorum. ‘Fabrika Kızı’ öyle bir şarkı değil. ‘Fabrika Kızı’nı sokaktaki herkes benim kadar söyler diye düşünüyorum. O şarkı başka türlü söylenemez zaten. Ama bir ‘Eylül’de Gel’, ‘Hayalimdeki Resim’, ‘Gitme’, ‘Ayrılık Rüzgarı’ gibileri kolay kolay altından kalkılacak şarkılar değil.

“Piyasa olayından anlamam”

Müzikte 48 yıl büyük başarı...

Ben yıl hesabını hiç bilmem. 1964 yılından beri müzikle iç içeyim. Arkaya hiç bakmam, hep önüne bakan bir insanım. Eski şarkılarımı düşünmem bile. Düşünseydim, bugüne kadar Türkiye’de belki 50 şarkım bir numara olmuştur. Onlara yaslanır, başka şarkı yapmazdım.

Şu anki müzik piyasasıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Bu piyasa olayından hiç anlamıyorum. Ben hep kendi istediğim şeyleri ürettim. “Piyasa şunu istiyor, biz de bunu yapalım” demedim. Türkiye’de çok iyi şarkıcılar ve şarkıların yanı sıra çok kötüleri de var. Daha çok ilkokul niteliğini geçmeyen şarkılar ön planda, iyi şarkılar ikinci planda. Ben toplumu kendimden aşağıda görmüyorum. İşimi yapıyorum. İyi şeyler yaparlarsa, toplum onlara alışır.

“Müzikte iyiler azınlıkta”

Siz kimleri dinliyorsunuz?

Daha çok yabancı müzik dinleyen bir insanım. İyi olan her şeyi dinliyorum. Burada isim vermek istemiyorum. Dinlemediklerim üzülebilirler. Oysaki ben müzikle uğraşan herkese sempatiyle bakıyorum. Herkes bir şeyler yapıyor çok iyiler de çok kötüler de var. İyiler azınlıkta.

Yeni projeler, yeni albümler gelecek mi?

Latin şarkılarından oluşan, tamamen İspanyolca bir albüm yapacağım. Daha çok Akdeniz ezgilerine söz yazıyorum. Onları da albüm yapmayı düşünüyorum.

Çok dinç görünüyorsunuz. Bunun bir sırrı var mı?

Hiç kendimle ilgilenmiyorum. Ne diyet yapıyorum, ne spor. Profesyonel olarak sporla uğraşıyordum ama uzun süredir yapmıyorum.

“ŞÖHRET OLMAK iSTEMiYORDUM”

Ortaya çıktığım andan itibaren çok ilgi görmüş bir insanım. Şöhreti yakalamak için çok çaba sarf etmedim. Zaten şöhret olmak bile istemiyordum. Yolda giderken “İşte bu Alpay” dendiğinde sıkılıp utanıyordum. Sokakta üzerime atlamalarından hoşlanmıyorum. Seyirciyle iletişim kurmaktan bihaberdim. Şu anda seyirciyle çok güzel iletişim kuruyorum. Eskiden sahneden keyif almazdım, şimdi keyif alıyorum.


“SATIŞ BAŞARI DEĞiL”

Benim için albümün çok satması başarı değil. Çok satılmış albümlere bakıyorum, toplumun güdük kalmış zevklerine hitap ediyor çoğu. Şarkı yapılıyor, herkes söylüyor ve iki ay sonra çöpe atılıyor. Bilemeden beş ay ömrü oluyor şarkıların. Benim 80’li yıllarda yaptığım şarkılar hâlâ söyleniyor ve satıyor. Uzun soluklu
olmak bu.