Ve orada bir Komiser Enright vardı. “R”leri söyleyemezdi ve hatta bu özel seslendirmeyle dizinin öne çıkan ismi oldu. Seslendirmesini yapan Osman Gidişoğlu da bu karakterle ünlendi ve sokakta “Komiser Enright” halinde dolaşmaya başladı. Evlendiği zaman gazeteler “Komiser Enright evlendi” diye yazmışlar. Gidişioğlu, Okan Büyülgen’in konuğuydu, NTV’de “Sade Vatandaş” programında. Ve önemli bir olayı ilk defa açıklamış oldu bu programda; meğer bizler o meşhur “Yalan Rüzgârı”nı tam 3300’üncü bölümden sonra izlemeye başlamışız.
Yani TRT bu bölümden itibaren satın almış. Biz de birinci bölüm diye izledik. Ama bu da gösterdi ki aslında, 3 bin bölüm de olsa, birinci bölüm de olsa, değişen bir şey yok. Gayet mutlu ve mesuttuk, herhangi bir soru işareti yoktu kafamızda. İlk defa izliyormuşcasına olayları, karakterleri, çözdük, dedikodusunu da yaptık.
Orada yıllar, bizde hemen!
Okan’ın programına katılan öğretim görevlisi Dr. Melis Behlil diziler üzerine araştırma yapıyor. Örnek verdi; “Lost”taki “Ben” karakterini çözmek için diziyi epey izlemek gerekiyormuş. Bizde ise yerli dizi izleyicisinin buna tahammülü yok. Birinci bölümde kim nedir, ne değildir, anlamak istiyor. Millet haklı, zaten yorulmuş beyin, bir de oturup çözecek ve sabredecek.
Bizde mantık şöyledir; “Abi sen bize ver karakteri ondan sonra ne yaparsa yapsın, biz takip ederiz”dir. Öyle çetrefilli karakterler, çözümlemeler filan buna hiç gerek yok. “Yaprak Dökümü” mesela Reşat Nuri Güntekin’in eseri olmaktan çıkmış, bir nevi “Yalan Rüzgârı” şeklinde. Her karakterin dizinin başladığı zaman diliminden bu yana yaptıklarını yan yana koyun... “Binbir Gece”de de durum aynı. Karakterler belli, sonra ne yaparsa yapsın önemli değil. Bu arada Şehrazat evlenecek deniliyor. Yani o adam tekin değil. Bir sahnede bir hatun ile konuşurken görmüştüm... Bu konu enteresan bitebilir... Bak hemen ben de havaya giriyorum!
‘O bir öküz’
Ülke TV’de üç Galatasaraylı bir araya gelmişlerdi; Hasan Köni, Yiğit Bulut ve Kadri Gürsel. Konu NATO Genel Sekreteri Rasmussen. En ateşlisi Yiğit Bulut oldu. Programın adı “Bıçak Sırtı”... Tam öyle bir laf etti; “Rasmussen bir öküz”... Ortalık şöyle bir kaldı. Karikatür bunalımının sorumlusu olarak gösterdi Bulut kendisini ve “İsterse dava açsın” dedi. Bakalım bu laf Rasmussen’in kulağına gitti mi?