Cumartesi Bu psikiyatr "beyefendi"nin adı Cem Mumcu!

Bu psikiyatr "beyefendi"nin adı Cem Mumcu!

28.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zamanında ilişkiler konusunda bilinç yaratan birileri olsaydı, Suda'nın annesi "İlişkini yoluna sokmak istiyorsan psikiyatra git" demezdi!

Bu psikiyatr beyefendinin adı Cem Mumcu

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Neyse, "Ne desen haklısın" dedim ya, o zamanlar öyle doğru dürüst "ilişki yazarı", "danışmanı", "uzmanı", "bilirkişisi" olsa, annen de mutluluğun sırlarını aktarırken seni uyandırmayı ihmal etmezdi. Mesela "Bilgiden korkma kuzucuğum. Bilgili görünen cahilden kork" derdi. "Biz bildiklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı bilgi saymayıp içimize attık, sana mutluymuş gibi görünmemizin sebebi bu" diye de eklerdi herhalde.Ne diyordun yazıcığında; "Felaket tellalı gibiyiz. Düşünüyorum da... Annemlerin kuşağını... Neydi mutluluklarının sırrı diye... 'İlişki gurusu' yokluğuydu herhalde. Hayır, misal direkt 'erkek aldatır' demek de gerekmiyor moral bozmak için... 'Erkeğin aldattığı nasıl belli olur?' 'Erkeği elde tutmanın yolları.' 'Aldatılan kadın neler yapmalı?' dediniz mi... E, arif olan anlıyor elbet. Üstelik bir tek bunu anlıyor. Mutlak aldatılacağını yani. Gerisi fasa fiso. Bakın yine sapıttım! Siz bize bakmayın!"Yok, biz size bakmıyoruz tabii... Ama işte zamanında benim gibi "ilişki gurusu" diye anılan biri (valla başka kimseye böyle denmediğinden üstüme alındım, ne yapayım) olsa annen sana nasıl ders alacağını da söylerdi, sen de kendini "felaket tellalı" gibi hissedeceğine "faydalı" yazılar yazardın. Her erkeğin aslında elde tutulabilecek kadar çocuk olduğunu... Dahası aldatılmanın engellenebileceğini, aslında bunun ciddi bir sağlık tehlikesi yarattığını; rahim ağzı kanseri, AIDS veya daha birçok cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi için bilinçli olmak gerektiğini, kendinle birlikte çocuğunun psikolojisini ve haklarını nasıl koruyabileceğini... Aldatıldığında hukuki haklarının ne olduğunu, aldatılmaktan korkacağımıza ilişkilerimizi nasıl akıllıca yönetebileceğimizi... Yani bu sadece "aldatma" konusu... İlişkinin düğümlerinden sadece bir taneciği... Bilmem anlatabildim mi? Vallahi Pakizeciğim ne desen haklısın... Annelerimizin kuşağında "ilişki gurusu" olsa böyle mi olurdu? Bak Pakize, sabah kuşum, hani çiziktirmişsin ya "Düşünüyorum da... Annemlerin kuşağını... Neydi mutluluklarının sırrı diye... 'İlişki gurusu' yokluğuydu herhalde" diye, onu diyorum işte. Herhalde zamanında ilişkiler konusunda bilinç yaratan, aklı başında birileri olsaydı, Pakize Suda'nın annesi tutup da "İlişkini yoluna sokmak istiyorsan psikiyatra git" de demezdi. "Bak kızım, bizim zamanımızda psikiyatrlar ve dahi psikologlar ne iş yaptıklarını bilirlerdi, İlhan Uçkan moda yarattı diye kalkıp 'ilişki uzmanı' olmaya soyunmazlardı, müşteri elden gidecek diye insanlara ilişki konusunda taktik vermenin hadleri olamayacağını da bilirlerdi, hele diplomalı kalas hiç olmazlardı" da diyebilirdi mesela... Bak Pakizeciğim, bir "psikiyatr" benden bahsediyor internette rastladığım bir röportajda, "Bir karı var. Ulan ne alanında eğitimi var ne başka şeyi, ne de bitirdiği bir okulu. Kardeşim karı, kadın-erkek ilişkileri uzmanı diyor kendine. Milliyet'te yazıyor sanıyorum. İlhan Uçkan mıdır nedir?.. Kitap da yazıyor, büro da açıyor, başka şeyler de yapıyor. Herkes uzman. Ortalık bunlarla kaynıyor. Herkes meditasyoncu, herkes kişisel gelişim uzmanı, herkes bilmemneci. Yeter ki bir şey yap ve ortalıkta gözük. Başarılı olmak, derinlemesine bir şeyler yapmak, kaliteyi sunmak önemli değil." Bu medyatik psikiyatr "beyefendi"nin adı Cem Mumcu... "Karı", "ulan"... Böyle konuşan bir "psikiyatr"a ben nasıl gidip de kendimi "mal" gibi hissetmeden ilişkimi konuşabilirim? Ya da bir psikiyatrın uzmanlık alanı kadın-erkek ilişkileri midir? Bizzat kendisi "algı toplumunun" ürünü değilse değildir elbette! Ama işte Pakizeciğim, sen şaşırmamışsındır buna, ne de olsa "ortalık bunlarla kaynıyor"... Dur, daha bitmedi canımın içi, bir de hani bilmem takip ediyor musun, 17 binden fazla üyesi olan ve üyelerinin ilişkileri konusunda birbirine yardımcı olmaya çalıştığı bir internet sitem var ya, www.oynayaninsan.com, işte orada bir yazı içimi acıttı... Yazının başlığı "Onu mutlu etmek için her şeyi yaptım, her istediğini aldım!" İlişkisi konusunda yazan bu güzelim, herkes "işin uzmanı" dediği için psikoloğa gitmiş, psikolog ne dese beğenirsin; "Psikolog bana onun beni garanti gördüğünü, benim onu ne kadar çok sevdiğimi bildiği için beni yedekte tuttuğunu söyledi. Ben de sinirden çok bağırdım dedim. O da tepkini göstermişsin, gayet normal dedi. Beni suçladığını söyleyince topu senin kucağına atmış, dert etme dedi. O her şeyi çok iyi biliyor dedi."Hay Allah yani! Bir psikolog nasıl oluyor da "Neden birini elinde tutmak için bu kadar çaba harcıyorsun, gel onu sorgulayalım" demesi gerekirken, neden kendini "ilişki uzmanı" zannedip taktik vermeye kalkışıyor? İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: İlişkiler sosyal mikrokozmostur. Cinslerarası ilişki hakkındaki bilgi, doğası gereği disiplinlerarasıdır: Sosyoloji, hukuk, antropoloji, dilbilim, ekonomi, politika, bilişsel bilimler, tıp... Psikiyatri ve psikoloji bu uzmanlık alanlarından sadece biridir. İlişkiler hakkında tek bir uzmanlık dalından hareketle "stratejik bilgi" üretilemez.Ay, Pakize, delirdim galiba! Cem Mumcu'ya mı gitsem! Şaka şaka! O kadar da delirmedim! Gözlerinden öptüm canım. Anlamak için doğru bakmak lazım. Doğru anlayacaksın ki yazılarında doğru şeyler yazasın.İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Kadın: İlişkimizi yoluna koymak için bir psikiyatra gitsek diyorum. Erkek: Böyle düşünüyorsan kendin için mutlaka gitmelisin! * * *Erkek: Kadınlar neden ilişkileri bu kadar didik didik ederler?Kadın: Bilmek ve yönetmek için... Kılavuz karga oyunu!