CumartesiFerhansız ilk defa...

Ferhansız ilk defa...

02.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Derya Baykal evlendiklerinden beri ilk kez Ferhan Şensoysuz bir projede yer alıyor. Baykal "Yeter Anne"de iyi eş-iyi anne imajının aksine fettan bir kadını canlandırıyor

Ferhansız ilk defa...

İsteyen soyunsun, ilgilenmiyorum! Evlendiklerinden beri ilk kez Ferhan Şensoysuz kamera karşısına geçen Derya Baykal "Sahnede soyunmak gelip geçici bir şöhret sağlar" diyor Yeter Anne"de fettan kadın Nilüferi oynuyorsunuz. Sizi uzun süredir TVde görmüyorduk. Nasıl kabul ettiniz bu projeyi? Ben uzun yıllardır gelen önerileri hep reddettim. Bazı projelerde rol almak istemedim. Yapılan şeyler ortada zaten, neden reddettiğimi tahmin edebilirsiniz. Ama bu kez ben çalışmak, bir şey yapmak istiyordum. Çok tesadüfi bir şey oldu. Bir arkadaşıma bu isteğimden bahsediyordum. Böyle bir proje olduğunu o söyledi. Yapımcılarla konuştuk. Ve senaryoyu okudunuz. Evet. Çok beğendim, çünkü çok güzel bir senaryo. Ekip çok iyi sonra, kadro tiyatroculardan oluşuyor. Bunlar benim için paradan, hatta kendi rolümden bile daha önemli. Tiyatrocularda sen-ben yoktur, ekip vardır. Bu proje benim ilkelerime çok uygundu. Nilüfer karakteri dizide çok ağırlıklı bir rol değil ama çok renkli. Aslında belki rolüm küçük bir rol gibi bile gözükebilir ama çok dişi. Ve her bölümde ayrı bir rengi var. Çok renkli bir tip. Oyuncuya çok imkan sağlayan, diziye de girişiyle, çıkışıyla, fütursuzluğuyla renk katan tatlı-deli bir kadın. Sizin iyi eş-anne imajınıza ters bir karakter. Evet ama tiyatroda da ben böyle roller oynuyordum. Fakat çok az kişi tiyatroyu takip ediyor. Bir de ben çok iyi bir komedi oyuncusu olduğuma inanıyorum. Bunda tabii Ferhanın tiyatrosunun büyük katkısı oldu. Bunu yadsıyamam, çünkü 14-15 senedir birlikte çalışıyoruz. Ev işlerinden yüksünmüyorum Ferhan Şensoy ile evlendikten sonra onun yer almadığı ilk proje mi "Yeter Anne"? Galiba evet. Ara sıra sunuculuklar falan gibi farklı şeyler yaptım. Ama bu anlamda, galiba evet. Ben Ferhansız bir şey yapmam gibi imaj vardı. Oysa biz kimseye böyle bir şey söylemiş değiliz. İnsanların kendi düşüncesiydi bu; Ferhansız oynamaz, o Ferhanla çalışır gibi... Siz de bu düşünceyi boş çıkarmadınız ama... Bunun nedeni Ferhansız çalışmamak değildi. Ben çocuklarıma çok fazla düşkünüm. Onlar çok küçüktü. Gece zaten oyun oynuyorum, gündüz de çekime gidip onları yalnız bırakmak istemedim. Şimdi biraz daha büyüdüler. Yine de bütün boş vakitlerimi onlarla geçiriyorum. Ama bu yüzden tiyatro izleyicisi olmayanlar sizi oyunculuğunuzdan çok Ferhan Şensoyun karısı, iyi anne, iyi eş, iyi ev kadını olarak tanıyor. Doğru, genç kuşak beni fazla tanımıyor. Ama böyle tanınmak da rahatsız edici bir şey değil, ben kendimi bildikten sonra. 28 yıldır bu işin içindeyim. Çok doyumluyum bu konuda. Doyumsuzluğum yok. Ferhan Şensoy koca olarak biraz zor biri mi? Hayır, hiç değil. Ferhan çok duygusaldır, evinde hele kedi gibidir. Çocukları ile ilişkisi de çok iyidir. Ama evin tüm yükü sizin omuzunuzda... Bu doğru. Zaten Ferhan da bunu hep söyler. Ama bunu ben kendim istiyorum. Kimse beni bunu yapmam için zorlamıyor. Ferhana bir şeyi yap dersen, yapmam diyen bir insan asla değildir. Ne istersek yapar yani. Ama yaratıcı bir insan olduğu için kafası hep meşgul. Lüzumsuz şeylerle ilgilenmek istemiyor, ben de istemiyorum onun boş şeylerle ilgilenmesini. Onun yaratıcılığına saygı gösteriyorum. Bundan da yüksünmüyorum. Hiç oturmadığınız hissine kapılıyorum ben. Evet, evet. Şu an oturduğum için bile rahatsız oluyorum. Çok hiperaktif bir insanım. Sevmiyorum oturmayı. El sanatları ile uğraşıyorum. Ahşap boyama yapıyorum, örgü örüyorum. Son aşkım bilgisayar. Bilgisayar öğrendim çünkü çocuklarımla aramda iletişim kopukluğuna neden olduğunu gördüm. E-mail atıyorum, alıyorum. Sonsuz bir öğrenme isteğim var. Bunlar beni herhalde canlı tutan şeyler. Onun için de ben bu hastalığı oldum. Beynimi ve kendimi çok yoran, başkalarını çok fazla düşünen, biraz başkaları için yaşayan bir insanım. Nasıl buluyorsunuz bu enerjiyi? Sigara hiç içmedim. İçki, diyabet ortaya çıkmadan önce bir vesile olursa çok az içiyordum ama çok az. Şimdi onu da içmiyorum. Ben hayatı, çocuklarımı, ailemi çok seviyorum. Negatif bir insan değilim. Galiba bu bana enerji veriyor. "Aspirin bile almazdım, hastalığı zor kabullendim Siz zaten Ferhan Şensoy ile Ortaoyuncularında oynuyorsunuz. Neden "bir şey daha yapmak" istediniz? Sağlık sorunlarım da vardı, onlardan uzaklaşmak istedim biraz. Son altı aydır sıkıntılı günler geçiriyorum. Bir diyabet problemim var. Onun için de değişik bir şey yapmak, bu hastalık halinden çıkmak istedim. Geçmiş olsun. İnsülin iğnesi mi kullanıyorsunuz şimdi? Evet, günde dört kez. İlk günlerde çok korktum, üzüldüm, çok sıkıntılı anlar geçirdim. Beni çok derinden sarstı. Vücudum susuz kalmış, bir ara hastanede kaldım, serum bağladılar. Bayağı sıkıntılar yaşadım. Bunun da bir öğrenme süreci var. Kabul edemedim ilk başta, kendime yakıştıramadım. Psikologlarla da görüştüm. Onlar bana çok güzel anlattılar bunu. Nasıl insanlar mide ilacı, tansiyon ilacı kullanıyor, ben de şimdi insülin iğnesi oluyorum. Diyetinize dikkat etmeniz gerekiyor şimdi, değil mi? Evet. Son derecede sağlıklı bir beslenme programı var. Ben bu konularda çok disiplinliyimdir. Neler yapacağımı öğrendim. Doktorum da çok iyi, çok yardımcı oldu. Adapte oldum artık. "Gizli şeker" belli bir yaştan sonra üzüntü ve stres ile ortaya çıkıyormuş. Sizde de böyle mi oldu? Evet. Benimki çok da fiziksel değil, biraz psikolojik. Ben her şeyden çok çabuk etkilenen bir insanım. Aspirin bile almazdım, çok sağlıklıydım ama işte bir yerden çıkıyor. O yüzden bu çalışma bana çok iyi geldi. Şu sıralar "Kahraman Osman" adlı yeni oyunumuz da başladı, o da iyi gidiyor. "Yeter Anne" reytinglerde ilk hafta birinci oldu, tekrarı bile ikinci oldu. Tüm bunlar sağlığımı toparlamamı da sağladı. Moralim düzeldi, hastalık atmosferinden çıktım. "Mankenler renk olarak oyunlarda kullanılabilir" Diğer oyunları izleme fırsatınız oluyor mu? Çok fazla takip edemiyorum. Beş-altı oyun oynuyoruz biz tiyatroda. Ama şubat tatilinde çocuklarımla beraber Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatrolarındaki oyunlara, konserlere gideceğiz. Sanatsal ve spor ağırlıklı bir tatil planlıyoruz. Son zamanda mankenlerin tiyatro sahnelerine transfer olmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bu bir renk mi, yozlaşma mı? Bazı şeylerde tabii ki olabilir. Renk olarak kullanıldığı sürece bence hiçbir mahzuru yok. Bazıları başarılı da oluyor. Başarısız olan eleniyor. Tabii ki insanlar güzel bir şey görmeliler. Her şey dozunda yapıldığı sürece karşı değilim. Ama insanları aptal yerine koymak... Tiyatro son günlerde soyunma sahneleri ile gündemde. Ne diyeyim? Çok da ilgilenmiyorum yani. Yapsınlar. İstiyorlarsa, bundan bir şey sağlıyorlarsa bence bir mahzuru yok. Her şeyin değerini halk belirliyor. Tabii bundan geçici bir süre için popülerlik sağlayabilirsiniz. Ama sürekliliği olmaz. Önemli olan her şeyde sürekliliği yakalamak. Kalıcı olmak, aynı çizgiyi koruyabilmek. Nasıl tepkiler alıyorsunuz diziden sonra? Bunca araya rağmen TV izleyicisinin gözünde sürekliliğinizi korumuş musunuz? Evet. Ben kaç senedir TV dizisi yapmıyorum ama bugün yaptım, çok da ağırlıklı olmayan, renk unsuru olan bir rolde oynadığım halde hemen benimsedi seyirci. Dün Beyoğlundan geçerken arabamın camına vurdu bir delikanlı, "Diziniz çok güzel" dedi. Bıraktığım yerden başlıyorum. Tabii burada akıl da çok önemli. Ne zaman ne yapacağınızı bilmek gerek. Ben halimden memnunum, mutluyum.

KEŞFETYENİ
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı
Verdiği kilolarla dikkat çekiyor! Zara sır diyetini açıkladı

Cadde | 23.06.2025 - 07:40

Son dönemde verdiği kilolarla magazin gündeminde adından söz ettiren Türk Halk Müziği sanatçısı Zara, fit görünüme kavuşmasının sırrını verdi.

Yazarlar