Nobel’li şizofrenNobel ödüllü şizofren bilim adamı John Forbes Nash’in hayatı "A Beautiful Mind / Akıl Oyunları" adlı filme konu oldu. Filmde Nash’i, Russell Crowe canlandırıyorDahi çocuktu. İyi bir eğitim aldı. Princeton’da matematikte yoğunlaştı ve oyun kuramı üzerinde çalıştı. Henüz 23 yaşındayken ABD’nin en iyi üniversitelerinden biri olan MIT’de yüksek bir maaşla eğitmenlik yapıyordu. Bu arada diferansiyel geometrinin çözülmemiş, klasik bir problemini çözmeye çalışıyordu. Çözdü. MIT’nin fizik bölümünden mezun olan Alicia ile evlendi.
Onu izleyenlere göre önünde parlak ve bilimsel başarılarla dolu bir gelecek vardı. Ama öyle olmadı. Hemen olmadı demek daha doğru aslında. Zira bu beklentileri biraz rötarlı da olsa haklı çıkardı ve 66 yaşında, 45 yıl önce doktarası sırasında yazdığı bir makale ile Ekonomi Nobeli’ni aldı.
John F. Nash’in hayatının, başrolünü Russel Crowe’un oynadığı "A Beautiful Mind" adlı filme konu olmasının nedeni de işte bu rötar. Ne oldu da Nash, Nobel’e uzanmak için bunca yıl beklemek zorunda kaldı? Dahi matematikçi nasıl oldu da hastaneye kapatılan bir "deliye" dönüştü?
Komünist avına başlıyor "Zihinsel rahatsızlığım 1959 yılının başında Alicia
hamile kaldığında başladı" diyor Nash. Bu dönemde kendi deyimiyle rasyonel düşünceden uzaklaşıp hayali düşünceye yöneliyor. Komünistlerin gazete ve dergi sayfalarındaki sıradan metinlere gizlenen şifrelerle haberleştiklerini keşfediyor: "Her yerde gizli komünistler görmeye başladım. Din açısından büyük önem taşıyan biri olduğumu düşünüyordum. Sesler duyuyordum. Kafamın içinde siyasi fikirlerime karşıt insanlarla telefon görüşmeleri yapıyor gibiydim. Sanki asla uyanamayacağım bir
rüya görüyordum."
Nash üniversitedeki görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve "paranoid şizofren" teşhisi ile 50 gün boyunca hastanede gözlem altına alındı. Kimi zaman bu "rüya"dan uyanıyor ama sonra her şey yeniden başlıyordu. "5-8 aylık sürelerle, her zaman isteğimin dışında ve her defasında yasal yollardan kurtulmaya çalışarak hastanelerde yattım" diyor Nash. Hastaneden çıktığında rasyonel ara dönemler yaşıyor ve tekrar matematik araştırmalarının başına oturuyordu. "Nash’in Patlayan Dönüşümü", "Tekilliklerin Yay Yapısı" ve "Analitik Bilgili Kesin Fonksiyon Problemlerinin Çözümlerinin Analiz Edilebilirliği" gibi araştırmalar bu dönemin ürünleri.
Kendi kendini iyileştirdi10 yılı aşkın süre zorunlu hastane günleri ve gönüllü matematik araştırmaları arasında gidip gelen Nash, sonunda hastaneye yatması gerekmeyen bir şizofren olmayı başarıyor. "Hayallerimin etkisine girdiğimde nispeten ılımlı davranıyor, böylece hastaneye kapatılmaktan ve psikiyatrların yoğun ilgisinden sakınıyordum" diye anlatıyor bu dönemi Nash. Kısmi düşünce boşlukları ile geçen toplam 25 yılın sonunda kendi tedavi yöntemini de kendisi geliştiriyor ve hayallerinin etkisindeki düşünme tarzını entelektüel çabayla reddetmeye başlıyor. Artık komünist avına çıkmıyor. Çünkü siyasal yönelimli düşünceyi entelektüel çabanın umutsuzca harcanması olarak görüyor.
Nash doktor raporlarına göre 60 yaşında mucizevi bir şekilde iyileşti. Ancak o kendini "iyileşmiş" hissetmiyor: "Şu sıralarda bilim adamlarına özgü bir biçimde yeniden rasyonel düşündüğümü söyleyebilirim. Ancak bu durum fiziksel özürlüyken sağlığına kavuşan birinin yaşadığı mutluluğa benzemiyor. İçinde bulunduğum durumun bir özelliği, rasyonel düşünmenin insanın kozmosa ilişkin düşüncelerini sınırlamaya çalışması. Örneğin Zerdüşt dininden olmayan biri, Zerdüşt’ü törensel ateşe tapma kültürünü kabul ettirmek için milyonları peşinden sürükleyen bir deli olarak düşünebilir. Ama ‘deliliği’ olmasaydı, Zerdüşt yaşayıp unutulan milyonlarca ya da milyarlarca insandan biri olacaktı."
Bu sadece bir film ama...John F. Nash "deliliği" olmasaydı adını pek az kişinin bildiği Nobel’li bir bilim adamı olacaktı. Ama şimdi hayatını konu alan film "A Beautiful Mind / Akıl Oyunları"
Altın Küre’yi alarak "En İyi Film Oscar’ı"na bir adım daha yaklaştı. Nash’i canlandıran Russell Crowe ise hem Altın Küre’de hem de BAFTA’da (İngiliz Film Akademisi Ödülleri) "En İyi Erkek Oyuncu" seçildi. Eleştirmenlere bakılırsa Oscar’ın en güçlü adayı olan Crowe "Bu en nihayetinde sadece bir film" diyor, "Ama bu film sayesinde hayatlarımızda her an alışılmadık bir şeyler olabileceğini öğrendik."
Bu filmle Crowe’un Oscar alması bekleniyor John Forbes Nash 13 Haziran 1928’de West Virginia’daki Bluefield’da doğdu. Adını aldığı babası elektrik mühendisiydi. Annesi Margaret Virginia Martin ise West Virginia Üniversitesi’nde eğitim görmüş, evlenmeden önce İngilizce ve Latince öğretmenliği yapmıştı.
Nash, E.T. Bell’in "Men of Mathematics" adlı kitabını okuduktan sonra matematiğe ilgi duymaya başladı. Kız kardeşi Martha "Johnny daima farklıydı" diyor. "Annemle babam onun farklı olduğunu, onun bir dahi olduğunu biliyorlardı. Daima kendi yöntemiyle düşünürdü. Annem sosyal konularda ona yardımcı olmam için beni zorlardı. Onu arkadaşlarımla tanıştırdım ama bilemiyorum işte, belki yeterince kararlı değildim."
Nash bir yandan matematik problemleri çözüyor diğer yandan elektrik ve kimya deneyleri yapıyordu. George Westinghouse bursunu kazandı ve Carnegie’de kimya mühendisliği okumaya başladı. Mekanik çizim gibi derslerden sıkılınca deneysel kimyaya geçti. Kimya bölümünde ise "Pipet nasıl iyi tutulur?" gibi detaylardan bunaldı. Matematik bölümüne geçti. Matematikte o kadar iyiydi ki mezun olduğunda lisans diplomasının yanı sıra master derecesi de aldı.
Bu arada Harvard ve Princeton ona öğretim üyeliği teklif ediyordu. Princeton’ı tercih etti ve burada oyun kuramı üzerinde çalışmaya başladı. Daha sonra MIT’de öğretim üyeliği yaptı. Kişisel problemleri bu sırada başladı. Hayatı boyunca sosyal ilişki kurmakta zorlanan Nash bu dönemde giderek kötüledi. Tüm meslektaşlarının, öğrencilerin, hatta herkesin ona bir tuhaf baktığını düşünüyordu. Bu arada Eleanor Stier ile tanıştı. 1953’te John David Stier adında bir oğulları dünyaya geldi. Ancak Eleanor’un tüm ısrarlarına rağmen Nash onunla evlenmeyi kabul etmedi. 1954 yılı yazında polisin homoseksüelleri yakalamak için yaptığı bir operasyonda tutuklandı.
Nash 1955’te daha sonra karısı olacak olan Alicia ile tanıştı. Düzenli olarak görüşmeye başladılar. Ancak bir yıl sonra, annesi ve babası onun hâlâ Eleanor ve oğlu ile de görüştüğünü keşfettiler. Bu şok neredeyse babasının ölümüne neden oluyordu. 1957’de Nash ve Alicia evlendiler, 1958’de Alicia hamile kaldı. Tam bu dönemde Nash’in hastalığı belirgin hale geldi. Nash’e paranoid şizofren teşhisi kondu ve 25 yıl sürecek olan hastalıkla mücadele yılları böyle başladı. John Forbes Nash bugün 84 yaşında.
CUMARTESİ