Cumartesi"Rock yaparak zengin olmaya çalışmak delilik"

"Rock yaparak zengin olmaya çalışmak delilik"

16.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

İkinci solo albümü "Dünya Benim"i çıkaran Demir Demirkan: "80 öncesi müzik yapanlarla şimdikileri birbirine benzetiyorum. Hiçbirimizin bu işi para için yaptığına inanmıyorum."

Rock yaparak zengin  olmaya çalışmak delilik

"Rock yaparak zengin olmaya çalışmak delilik"

İkinci solo albümü "Dünya Benim"i çıkaran Demir Demirkan: "80 öncesi müzik yapanlarla şimdikileri birbirine benzetiyorum. Hiçbirimizin bu işi para için yaptığına inanmıyorum."

MEFARET AKTAŞ

Demir Demirkan önce Türkiye’nin 90’lardaki en önemli hard rock / heavy metal grubu Pentagram’da gitar çalıyordu. "Trail Blazer" albümlerinin ardından Los Angeles’a gitar eğitimi almaya gitti. Orada da müziklerinin Dokken-Whitesnake karışımı, gayet başarılı bir melodik rock grubu olduğunu duyduğum Mesheen’de çaldı, 1994’te "A Matter of Time" adında bugünlerde yalnızca internet aracılığıyla dağıtılan 10 parçalık başarılı bir albüm bile yaptılar. Türkiye’ye döndü ve Pentagram’la çaldığı " Anatolia"nın ardından yalnız çalışmaya başladı. Bu kadar "hard rock" bir kariyerin ardından, kendi adını taşıyan, daha yumuşak bir solo albüm çıkardı ilk kez. "Göçmen" adlı parçası dışında albümün çok tuttuğunu hatırlamıyorum doğrusu. Ama gitarist / şarkıcı şimdi ikinci albümü "Dünya Benimöle döndü. Onun şarkıcılığa soyunmasını eleştirenler var ama Demirkan yola zaten önce "Ben şarkıcı olucam" diye çıkmış. Biraz şarkı söyledikten sonra "Ben davul çalıcam" demiş ve en sonunda gitarı seçmiş.

Kadınlara yazdığı şarkılar daha iyi
Şarkı yazmaya da İngilizce şarkılar yazarak başladı. Ama artık Türkçe yazıyor. "Türkçe şarkı yazmak duygularını fazlaca açık etmek demek. Biraz saklanmak, biraz da yazabildiğim için İngilizce yazıyordum. Ama Türkiye’de Türkçe müzik yapılmalı. Öteki saçma oluyor. Şarkıyı "and I love you" diye İngilizce söyleyip sonunda "Çok teşekkürler" diye bitiriyorsun. İğrenç, rezalet oluyor" diyor.
"Dünya Benim" Demirkan’ın ilk solo albümüne göre biraz daha olgun. Şarkılara gelince... "İstemek Yetmedi"yi yalnızca kendisinin istemesinin birlikte olmaya yetmediği kadına, "Ayıp"ı "gösterip de vermeyen bir kadına", "Doya Doya"yı terk eden kadına, "Dedim Ama"yı bir türlü ayrılamadığı kadına, "Çırılçıplak"ı ilk birlikte olduğu kadına ve nasıl olduysa "Resim"i de lise arkadaşı Murat Ünver’e yazmış! Çıkan sonuç ise kadınlara erkeklerden daha güzel şarkı yazdığı... Zira albümün en sıkıcı parçası "Resim". Yine de klip bu parçaya çekilmiş. Bunun nedeni, parçanın ötekilerden daha yumuşak ve radyo dostu olması herhalde.
Demirkan’ın kadınlara yazdığı şarkılar kuşkusuz bu cinsi etkileyecektir. Zira "Son defa öptüğünden kalan nefesin hâlâ içimde", "Beni hiçe sayıp yalnız yatmak, kayıp büyük kayıp", "Hadi değsin ayrıldığımıza" etkileyici sözler. Ama "kadın kafamı" bir yana bırakırsak, müzik yazarı tarafımın aklına "Gerçek bir rüya gördüm ki sonunda / Yabancı kaldım, benim değildi, başkasının bu dünya" dediği "Rüya" ve onun devamı olan "Dünya Benim" takılıyor. Bu ikisinde isyan edip "Yeter artık ben istediğimi söylemek istiyorum" diye patlıyor çünkü. Albümde "Aşk Var Ya" adında bir Fikret Kızılok şarkısı ve Demirkan’ın Mert Tünay’la yazdığı "Cevapsız" da var. Kızılok’un ölmeden önce yazdığı son şarkılardan biri olan "Aşk Var Ya"yı Fuat Güner’le söylüyor.

Krizlerle poptan öncesine döndük
İki albüm arasında nasıl bir gelişme gösterdiniz?
Bunda daha ustaca yazılmış sözler var. Müzikal olarak da bu daha özgür. Çünkü birinci albüme bakarsan tarzı baştan sona aynıdır. Mesela Deep Purple, Queensryche albümleri gibidir. Bunu ise bir Queen albümü gibi düşün. Onlarınkinde bazı şarkılar sırf gitarlıdır, bazıları piyanoludur, bazıları da hardcore rock’tır ya. Onun gibi...

Sizce Türkiye’de rock bugünlerde ne durumda?
Dinleyici biraz daha bilinçlendi. Özal’ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde piyasada para vardı ve pop patlaması yaşandı. Plak şirketleri o zaman gelişti. Birkaç krizin ardından müzik yine eski haline geldi. Ben 80 öncesi müzik yapan insanlarla, şimdi müzik yapanları birbirine benzetiyorum. Hiçbirimizin bu işi para için yaptığına inanmıyorum. Bizim tayfadan bahsediyorum ama. Açıkçası rock müziği ile zengin olmaya çalışmak tamamen delilik olur şu an.

Türkiye’de en büyük rock’çılar?
Erkin Koray’ın bayağı bir katkısı var. Moğollar ve zamanında MFÖ...

Dünyada rock geri dönüyor mu?
Endüstriyi kontrol eden güçler var ya, adam "Bu sene R&B yapacağız" diyor, hakikaten bakıyorsun beş sene R&B popüler. Kurt Cobain’in ölümüne kadar Seattle rock güçlüydü. Sonra uzun bir süre doğru dürüst rock grubu çıkmadı. Ondan önce makyajlı, "büyük saçlı" L.A. tayfası, Poison, Mötley Crue vardı. Daha öncede Deep Purple, Whitesnake... İnsanlar gerçek, doğru, makyajsız bir şey istediğinde Cobain çıkmıştı. Dediğin gibi hakikaten bir geri dönüş var ama bence bu hesaplı bir şey. Rock’çılar dayandılar, dayandılar, sonunda da zafer kazandılar değil de, plak şirketleri baktılar etrafta bayağı güzel rock grupları var, R&B’ye de millet "Yeter artık" demiş durumda. Öyle oldu. n

"Amacım Zekeriyaköy’de villa alıp güzel kadınlarla gezmek olsa başka bir iş yapardım"
Rock’a yatırım yapılmayan bir ülkede siz nasıl geçiniyorsunuz?
İşte bu stüdyoda bazen başkalarına albümler yapıyorum. Konser oldukça da geçimimi sağlıyorum. Amaç Zekeriyaköy’de villa alıp orada burada güzel kadınlarla beraber vakit geçirmek olsaydı başka bir iş yapardım. Benim gibi düşünen çok arkadaşım var. Ya, televizyonda gördüğümüz o rock star formatına Türkiye’de uyamıyorsun, olmuyor.

Bu yüzden mi çok rock’çı çıkmıyor?
Ben öyle düşünmüyorum, çok var. Bizim tayfa, Özlem (Tekin), Ogün (Şanlısoy, Pentagram’dan), Teoman var, Alper Erinç prodüktör oldu biliyorsun, Barlas albüm yaptı.

Koskoca ülkede 10 rock’çı sayamamak yine de acıklı bence...
Koskoca dediğin 75 milyonuz, onu da sayamadık belki 80 milyonuz ama bir rock albümü en fazla 400 bin falan satıyor ki, bu ülke için çok küçük bir rakam. Dinleyicisi olmayan bir endüstride herkesin albüm yapması gerekmiyor. Daha çok olsa biz kendi kendimize albüm alışverişi yapmış oluruz o zaman. Bir de "Ben rock müziğini çok popüler yapacağım" diye saçma bir fikir atarsan ortaya, o zaman rock’tan sıyrılır, başka bir müzik yapmaya başlarsın. Pop-rock yapmak çok bıçak sırtı bir durum. Ben kendi yaptığım müziğe isim koyamıyorum. "Rock’tır" diyemiyorum. İçinde davul, distortion, gitar ve bağıran bir adam olduğu için rock kategorisine konabilir rafta. Ama ben hiç kasmadan yapıyorum bu müziği, içimden geleni yaptığım için, bunu bir tarafta çaldığımda herkes o şarkıyı söylüyorsa benim için olay bitmiştir.

İyi gitar çaldığınızı bilenler, "İlla şarkı söylemesi gerekiyor mu, içinde mi kalmış?" diyorlar...
Gitarcı mı bunu söyleyen? Erkektir kesin. Çok istiyorum tabii, zorla mı söyletiyorlar canım. Son albümde bayağı başarılı buluyorum vokalimi, özellikle de konserlerde.

En çok kimler etkiledi sizi?
Deep Purple’dan Ritchie Blackmore, Pink Floyd’dan David Gilmore’ı çok severim. Yngwie Malmsteen ve en başta Steve Vai. Mötley Crue, Alice Cooper, Poison da var. Vai çok başka bir durum ama.

Yenilerden ne dinliyorsunuz?
Incubus’u çok sevdim. Puddle of Mud’ın yeni şarkısını çok sevdim. Şimdi Staind’in albümünü ısmarladım, onu bekliyorum.




CUMARTESİ




















KEŞFETYENİ
İlk kez baba oluyor! Doğum için tarih ve yeri açıkladı
İlk kez baba oluyor! Doğum için tarih ve yeri açıkladı

Cadde | 12.06.2025 - 07:31

Oyuncu Tolga Sarıtaş ile eşi Zeynep Mayruk, ilk bebeklerini kucaklarına almak için gün sayıyor.

Yazarlar