Kadınlar için maskülen çizgileri yaratan, onlara smokin giydirip yine de kadınsı göstermeyi başaran, askeri unsurları moda dünyasına getiren, yerel kıyafetleri lüks birer seçenek haline getiren ve haute couture’ü salonlardan çıkarıp sokaklara taşıran efsanevi moda tasarımcısı... Yves Saint Laurent 1960’lardan beri moda dünyasına yön veren en büyük güçlerden biri oldu. Hâlâ da olmaya devam ediyor. Dört yıl önce 71 yaşındayken hayata veda eden ünlü isim yaşasaydı pazartesi günü 75’inci yaşını kutlayacaktı.
Ressamlardan esinlendi
1936 yılında o zamanlar henüz Fransız sömürgesi altında olan Cezayir’de doğan tasarımcı, 18 yaşındayken girdiği bir moda tasarım yarışmasını kazanarak Christian Dior’un dikkatini çekmiş. Zaten üç yıl sonra Dior’un ölümünün ardından baş tasarımcılığa terfi etmiş. Yves Saint Laurent’ın kadın giyiminde çığır açtığı tartışılmaz. Çünkü kadınlara sürekli daha cesur olmayı, maskülen giyinmekten korkmamaları gerektiğini söylüyor, böylece kadın özgürlüğüne şık bir şekilde destek oluyordu.
Bunu da 2002 yılında emekliye ayrılırken verdiği bir röportajda “Günümüz kadınının gardırobunu yarattım diyorum kendi kendime. Yaşadığım çağın dönüşümüne bu şekilde katkım oldu. Benim giysilerle yaptığım, müzikte, mimaride, resimde ya da diğer sanatlarda yapılanlar kadar önemli değil tabii ki. Ama olsun, yine de bir değeri var. Ben kendimi kadınların hizmetine sunmak istedim. Yani onlara, bedenlerine, hayattaki duruşlarına hizmet etmek...
Son yüzyılda yaşanan büyük özgürleşme hareketi içerisinde onlara eşlik etmek istedim” diyerek ifade ediyordu.
Kendisi, yaptıklarını müzik, resim gibi alanlarla karşılaştırınca önemsiz bulsa da, bu sanatların ta kendisinden etkilenerek oluşturduğu el işlemeli, çizimli, boyalı koleksiyonlarıyla Piet Mondrain, Henri Matisse, Pablo Picasso gibi büyük ressamlara selam gönderiyordu.
İlham perileri: Kelly, Jagger ve Deneuve Yves Saint Laurent’in vazgeçmediği ilham perilerinin başında Catherine Deneuve, Bianca Jagger ve Grace Kelly geliyordu. Özellikle Catherine Deneuve’nun stili YSL’nin şıklık anlayışıyla özdeşleşmişti. Zaten Deneuve’ün ün kazanmasında büyük payı olan 1967 yapımı ‘‘Gündüz Güzeli’’ filminde giydiği kostümlerin çoğu da YSL tasarımıydı. Hatta ikili, ünlü tasarımcının hayatının son günlerine dek yakın arkadaşlıklarını sürdürdüler. YSL’nin bir diğer ilham perisi Bianca Jagger da 1971 yılında Mick Jagger’la evlenirken Laurent tasarımı beyaz smokin ceket ve etek giymişti. Kısaca Yves Saint Laurent kadınlar için daha özgür bir tarz yarattı.
Markanın orijinalliğini ve ruhunu sürdürüyor2002 yılından beri YSL’nin baş tasarımcılığını Stefano Pilati yapıyor. 45 yaşındaki İtalyan moda tasarımcısı 1993’te Armani’de, 18 ay sonra da Prada grubunda çalıştı. Beş yıl sonra Tom Ford’dan iş teklifi alan Pilati, 2004’te Tom Ford’un Yves Saint Laurent’ı bırakmasının ardından markanın kreatif direktörü oldu. İtalyan bir tasarımcı olup Fransızların neredeyse bir ulusal hazine gibi gördükleri Yves Saint Laurent’ın başına geçmek ve markanın ihtişamını, orijinalliğini kaybettirmeden devam ettirebilmek elbette büyük bir başarı. Pilati’nin çizgilerinde Yves Saint Laurent ruhunun Tom Ford dönemine göre daha çok hissedildiğini söylemek mümkün. Ayrıca markayı daha dinamik bir hale getirdiği de şüphesiz. Örneğin Pilati’nin markaya kattığı yeniliklerden biri de defileleri internetten yayınlamak. Son zamanlarda Stefano Pilati’nin Yves Saint Laurent ile yollarını ayıracağına dair dedikodular da var
fakat henüz kesinleşen bir şey yok.
Kutlamalar gizli tutuluyor Geçtiğimiz yıllarda 350 milyon dolarlık servetiyle Forbes’ın “en zengin ölü şöhretler” listesinin ilk sırasında yer alan tasarımcıyı anmak için modaevinin 75’inci doğum gününde ne gibi hazırlıklar yaptığını ise hâlâ sürpriz.