Dünya Çernobil'in ölüm dalgıçları! Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Çernobil'in ölüm dalgıçları! Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

26.06.2023 - 11:40 | Son Güncellenme:

Dünya, bundan tam 37 yıl önce yaşayan, izleyen hiç kimsenin bir daha unutamayacağı bir felakete tanık oldu. Çernobil Nükleer Santrali'nde art arta yapılan hatalar sonucu yaşanan patlama birçok kişinin kaderini tamamıyla değiştirdi. Ancak bunlar arasında adı pek de anılmayan 3 isim, 'ölüm dalgıçlığı' yaparak geride kalan milyonlarca kişiyi kurtardı.

Çernobilin ölüm dalgıçları Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Zaferler çoğu zaman ordulara ve milletlere özel olsa da bazı savaşlar var ki sonunda elde edilen zafer tüm insanlığın zaferi olarak kabul edilebilecek detaylara sahip. Bunlardan biri de şüphesiz 1986 yılında yaşanan nükleer felaketinin ardından fedakarca bölgede görev yapan itfaiyecilerin ve temizlik görevlilerinin hem zamana hem de radyasyona karşı verdiği savaş. Ukrayna'nın Pripyat kentindeki Çernobil Nükleer Enerji Santrali'nde 26 Nisan 1986 gününün ilk saatlerinde gerçekleştirilen testte art arda yapılan hataların ardından gerçekleşen patlama, çekirdeğin üzerindeki koruyucu kalkanı yok ettiğinde ilk etapta kimsenin sonraki günlerde yaşanacaklar hakkında bir fikri yoktu. Gerçek ise yangını söndürmek için santrale giden itfaiyeciler bölgeye ulaştıktan kısa süre sonra ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Çernobilin ölüm dalgıçları Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Tarihin en büyük nükleer felaketlerinden birisi olan Çernobil’in faturası çok ağırdı. 650 binden fazla insanın görev aldığı temizlik çalışmalarında ilk patlamanın ardından 30 kişi, ilerleyen yıllarda 15 bin kişi hayatını kaybetti. Bölgede görev yapan 50 binden fazla kişi ilerleyen yıllarda radyasyona bağlı olarak çeşitli uzuvlarını kaybetti ve sakat kaldı. Doğrudan ve dolaylı olarak en az 5 milyon kişinin radyasyona maruz kaldığı kaza sebebiyle 50 binden fazla Çernobil çevresindeki yerleşim yerlerini terk edip yeni bir hayata başladı. Ancak tüm bunların yanı sıra Çernobil’de daha da büyük etkileri olabilecek olası bir felaket 3 gönüllü tarafından engellendi.

BÜYÜMEYİ BEKLEYEN BİR FELAKET

İlk patlamanın ardından facianın boyutunun ortaya çıkmasıyla birlikte yangını söndürmek 9 gün sürdü. Bu süre boyunca yangına onlarca helikopterle 5 tona yakın kum, bor, kil ve kalsiyum atıldı. Olaydan 10 gün sonra yangının kontrol altına alınmasının hemen ardından çalışmaları koordine eden yetkililer çok daha büyük felakete yol açacak bir durumu fark etti.

Haberin Devamı

Tesiste gerçekleşen patlama, reaktörün su soğutma sistemine zarar vermiş ve eriyen nükleer çekirdeğin hemen altında devasa bir havuz oluşturmuştu. Nükleer çekirdeğin suya ulaşması durumunda, büyük bir buhar patlaması olması muhtemeldi. Yapılan hesaplara göre en az 5 megatonluk güce sahip olabilecek olan patlama sonucunda ortaya çıkacak radyoaktif kirlilik, rüzgarlar aracılığıyla tüm Avrupa ve Sovyet coğrafyasına yayılabilir ve halihazırda zaten fazlasıyla radyasyondan etkilenmiş bölgelerdeki durumu daha da ağırlaştırabilirdi. Sovyet fizikçi Vassili Nesterenko, bu patlamanın Avrupa'yı yaşanmaz hale getireceğini savunuyordu.

Çernobilin ölüm dalgıçları Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Bunun olmasını engellemek için çekirdeğin altındaki biriken bölgedeki suyun tahliye edilmesine karar verildi. Ancak alan radyoaktif suyla dolu olduğu için böyle bu çalışma ‘intihar görevi’ olarak görülüyordu. İlk patlamanın ardından bölgeye gelen itfaiyecilerin neredeyse tamamı açığa çıkan çekirdeğine çok yakın çalıştıkları için 10 gün içinde feci şekilde hayatını kaybetmişti. Bu alana yakın çalışacak kişilerin benzer sonla karşılaşmaları birçok kişinin bu göreve isteksiz yaklaşmasına sebep oluyordu.

‘BÜYÜK İHTİMALLE ÖLECEKSİNİZ’

Santralde çalışan işçilerle yapılan görüşmelerde reaktörün altında bulunan suyun tahliyesini sağlamak için 3 işçi gönüllü oldu: Alexei Ananenko, Valeri Bezpalov ve Boris Baranov. Üç isim de birilerinin bunu yapması gerektiğini ve santralde çalışan isimler olarak bunun kendi görevleri olduğunu biliyordu. Yüksek radyasyon seviyeleri nedeniyle büyük olasılıkla kısa süre içinde öleceklerdi ve kendilerine de böyle söylenmişti. Onların adı artık ‘Ölüm Dalgıçları’ olmuştu.

Çernobilin ölüm dalgıçları Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Haberin Devamı

Bina içine girmeye hazırlandıkları sırada kendilerine geri adım atmak isteyip istemedikleri soruldu. Mümkün olan en iyi antiradyasyon teçhizatına sahip olmalarına rağmen, üç isim için de durum iyi görünmüyordu ve ölmeleri durumunda hükümetin kahraman oldukları için ailelerine bakacağına söz verildi. Alexei Ananenko bu görevi çok yapmak istemiyor olsa da kendini bunu yapmak zorunda hissediyordu çünkü suyu tahliye etmek için açılması gereken vanaların yerini bilen tek kişi oydu. 

Alexei Ananenko, Valeri Bezpalov ve Boris Baranov içeri girdiklerinde suyun diz hizasında olduğunu gördüler. Çünkü ilk patlamadan sonra bölgeye gelen itfaiyeciler suyun bir kısmını tahliye etmişti. Zamanla yarışarak kalan suyu tahliye etmeyi başaran üç isim, binadan dışarı çıkmayı başardıklarında hem kendilerini hem de Avrupa ve Kafkasya’da yaşayan milyonlarca kişinin daha da ağır bir durum yaşamasını engellemeyi başardı.

ÜÇ KAHRAMANA NE OLDU?

Reaktör altında biriken suyu tahliye ederek felaketin daha da büyümesinin önüne geçen Alexei Ananenko, Valeri Bezpalov ve Boris Baranov uzun süre Çernobil’in gizli kahramanları olarak kaldı. İsimleri çok göz önünde olmasa da felaketi konu alan dizi ve filmlerle birçok kişinin tarafından merak edildiler.

Çernobilin ölüm dalgıçları Asla cesaret edilemeyeni yaptı, milyonları kurtardı

Çernobil'deki İtfaiyeciler Anıtı

Boris Baranov, görevi tamamlayıp gözlerden uzak bir hayat sürdükten sonra 2005 yılında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Kalp krizinin görevde maruz kaldığı radyasyonla bir ilgisi olup olmadığı hiçbir zaman belirlenemedi. Valeri Bezpalov ve Alexei Ananenko ise günümüzde hâlâ hayatta ve Ukrayna-Rusya savaşından önce Ukrayna’nın başkenti Kiev’de hayatlarına devam ediyorlardı. Savaşın ardından Bezpalov’un akıbetinin ne olduğu bilinmezliğini korurken, Ananenko ise ailesiyle birlikte Başkent Kiev’den Ukrayna’nın batısına giderken basına verdiği röportajda “Rusya'ya hiç bu kadar gücenmemiştim, ancak şimdi anlıyorum ki Ukrayna halkına yaşatılan bu yıkımı affedemeyeceğim” sözleriyle gündeme geldi.