13.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Frenk Mahallesi 19uncu yüzyılın sonlarına kadar gelişim göstermiştir. Fiziksel açıdan ciddi bir değişime uğramıştır. Gelişen ticaretin yarattığı yoğunluk nedeniyle deniz doldurulmuştur. Frenk Sokağı da, kıyıdan çok içerilerde kalmıştır.Bu sokağının sahilde olduğu günlerin anısını yansıtan en önemli bina, 1600lü yılların başında "leb - i derya" kilisesi olarak inşa edilen, şimdiki Halit Ziya Bulvarında yer alan Saint Polycarpe Kilisesidir.Frenk Mahallesi, dolgu yüzünden, arazi tartışmalarına sahne olmuştur. Keyfi dolgulara ilişkin şikayetleri yansıtan yüzlerce arşiv belgesi bulunmaktadır. Geçen haftaki yazımda Frenk Caddesine değinmiştim. Osmanlıda Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Batı kökenli gayrimüslimler, Frenk olarak adlandırılırdı. İzmirde 13üncü yüzyıl sonlarından itibaren de, bu kişilerin yaşadıkları şimdiki Karataşla Alsancak arasındaki yer Frenk Mahallesi diye anılırdı. 1867de başlayan Kordon dolgusu 1876da tamamlanmıştır. Böylece, 17inci yüzyılda deniz kıyısında bulunan Frenk Sokağı, 19. Yüzyılın sonunda, kıyıdan içeriye doğru dördüncü cadde haline gelmişti.İlk sırada Birinci Kordon, ikinci sırada İkinci Kordon, üçüncü sırada da İngiliz İskelesiyle, Eski Balık Pazarı caddeleri yer almıştı. Frenk Caddesi, dört ana bölümden oluşuyordu.İlk bölüm, Mahmudiye Caddesi.. Bu isim Sultan II. Mahmut için verilmişti. Büyük Vezir Handan başlayıp, Aya Photini Kilisesinin önündeki kıvrıma kadar devam ederdi. Burada hanlar, ferhaneler (pasaj) ve tütün depoları bulunurdu.Kilise arazisinin bitiminde Carrefour (kavşak) Aya Photini vardı. Bu kavşakta, Avrupalı Finans kurumlarından Credit Lyonnais, İzmirli borsacılardan Arapyan Karabetin Ferhanesi ve Alex Annorasnın Mobilya Mağazası vardı. İlk kaya 1867de atıldı İkinci bölüm Sultaniye Caddesi... İzmirli Katoliklere ait Saint Polycarpe Kilisesinden başlardı. Kilisenin yanında geniş alana yayılmış Capucin rahiplerinin manastırı yer alırdı. Günümüzde Cumhuriyet Kız Meslek Lisesi civarında bulunan Fasula Meydanına kadar uzanan Sultaniye Caddesi, Frenk Caddesinin omurgasıdır ve kentin Avrupai çarşısıdır. Modern binaları, mağazaları, düzgün sokakları, şık giyimli insanlarıyla İzmirin farklı bir yönüdür. İzmire gelen bütün gözlemcilerin bahsettiği bir yerdir. Mağazalarda Avrupaya ait her tür mamulü bulmak mümkündü. Peynirler, kaliteli şaraplar ve biralar, tütsülenmiş etler, yünlüler, ipekli kumaşlar, hazır giysiler, parfümler, ayakkabılar, daktilolar, mobilyalar, vb. her türlü ürünün alışverişi bu zengin çarşıda yapılırdı. Bir çok konsolosluk da gösterişli bayraklarıyla arz-ı endam ederdi. Sultaniye Caddesi... Üçüncü bölümünü, Fasula Meydanından başlayıp, günümüzdeki Kıbrıs Şehitleri Caddesinin girişine kadar uzanan Teşrifiye Caddesiydi. Burada depolar, işletmeler ve konutlar yer alırdı.Dördüncü bölüm ise Mesudiye Caddesiydi. Günümüzdeki Kıbrıs Şehitleri Caddesinden denize dik devam eden yoldu. Bu caddede küçük ticari işletmelerle beraber, ağırlığı konutlar oluşturmaktaydı. İzmirin Avrupai yüzü olan Frenk Caddesinde kitapevleri, müzik mağazaları, fotoğraf stüdyoları, resim galerileri, eğlence mekanları ve kulüpler de vardı. Bu entelektüel mekanlar İzmirin kültürel hayatına renk ve zenginlik katardı. Ta ki, 1922de yanıp tükeninceye kadar. Teşrifiye, Mesudiye.. SEYYAHIN NOTLARINDAN 1845te İzmiri ziyaret eden gezgin Herman Scherer şöyle diyordu:"Şehrin deniz tarafında, Frenk Mahallesi yer almaktadır. Frenk Mahallesi bugünkü durumuna, son 30 yıl içinde gerçekleştirilen deniz dolgusuyla gelmiştir. Seçkin mağazaları ve dükkanlarıyla şehrin can damarıdır. Gümrükler, gazinolar, restoranlar, mağazalar ve büyük tüccarların ticarethaneleri buradadır." ege@milliyet.com.tr 30 yılda deniz doldu