24.06.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Merkez Bankası, politika faizini yüzde 46’da sabit tuttuğu gibi, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49’da, borçlanma faiz oranını ise yüzde 44.5’te bıraktı. Yani piyasa deyimiyle “faiz koridoru” da değiştirilmedi. Oysa politika faizinde değişiklik beklemeyen bazı bankacılar, faiz koridorunun üst limitinin aşağı çekilmesini bekliyordu.
Son gelişmeler ışığında
Ancak bana göre koridorun sabit bırakılması da doğru bir tercihti. Çünkü koridorun genişliği, Merkez Bankası’na özellikle iç ve dış kaynaklı oynaklıkların arttığı dönemlerde önemli bir manevra alanı sunuyor. PPK kararı öncesinde yazdığım bir yazıda da “Enflasyonist etkileri olabilecek son gelişmelerin ışığında, Merkez Bankası bu alanı şu anda daraltmak istemeyebilir” demiştim.
Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) açıklamasında, “Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir” ifadesiyle faiz değişikliğinin gerekçesi ortaya kondu.
İhtiyatlı duruş sürdü
Bununla birlikte, Merkez Bankası’nın değerlendirmelerinden faiz indirimini destekleyebilecek bazı gelişmelerin de mevcut olduğu anlaşılıyor. Nitekim açıklamada, “Enflasyonun ana eğilimi mayıs ayında gerilemiştir. Öncü veriler, ana eğilimdeki düşüşün haziran ayında da sürdüğüne işaret etmektedir. İkinci çeyreğe ait veriler yurt içi talebin yavaşladığını göstermektedir” denilerek bu unsurlara dikkat çekiliyor.
Ancak, ABD ve G7’nin desteğini arkasına alan İsrail’in, Ortadoğu ve Körfez’deki Arap ülkelerinden ciddi bir tepki görmeden gerilimi tırmandırmaya devam edeceği anlaşılıyor. Bu nedenle piyasalarda ve fiyatlamalarda oluşan jeopolitik baskının bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Hal böyleyken ve “enflasyon beklentileri ile fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ederken”, haziranda bir faiz indirimi yapmak zamansız olabilirdi.
Peki, haziranda gelmeyen faiz indirimi temmuzda gelir mi? Merkez Bankası, ihtiyatlı duruşunu ve toplantı bazlı karar alma yaklaşımını sürdürecektir. Bu nedenle enerji fiyatlarının yönü, İsrail - İran savaşının seyrinin nasıl gelişeceği gibi birçok bilinmeyen varken, temmuz toplantısına ilişkin bir öngörüde bulunmak şu an için kolay değil.