30.04.2008 - 00:41 | Son Güncellenme:
KOBİ / SERKAN ARMAN
5 tonluk su deposu evinizin penceresinden girer mi? Ya da 10 tonluk su deposu sırt çantanıza sığar mı? Bu sorular, ‘4 fil bir Vosvos’a nasıl biner? esprisini hatırlatsa da cevap, ‘İki öne, iki arkaya’ gibi absürd değil, basit: Evet, sığar...
Dünyanın susuzluğu konuştuğu bu günlerde işadamı Kamil Çambol, su depolarıyla dünya hâkimiyeti planları yapıyor! Çambol’un tekstil takviyeli PVC vinil su depolarının en büyük özelliği katlanıp taşınıyor olması. Aslında bu tip depolar dünyada 20 yıldır kullanılıyor. Ancak polyester ve polietilen, yani ‘normal’ su depolarının mutlak hâkimiyetinin sürdüğü Türkiye piyasasında kimsenin aklına üretimi pek gelmemiş. Ancak piyasadaki normal su depolarında da Çambol’un parmağı bulunuyor. Kendisi şöyle anlatıyor:
“Ben bu su deposu işinin duayeni sayılırım. 1968’de Türkiye’deki ilk fiberglas su deposunu ben yaptım. O zamanlar fiberglas yalnız Anadol arabaların karoserinde kullanılır, ‘Dikkat edin, keçi yemesin’ diye de espri yapılırdı. 1970’de beyaz polietilen depoları da ilk ben getirdim. Çünkü plastik konusu adeta hobimdir. Tüm bu işleri aile şirketimiz Hisar bünyesinde yapıyordum. Ancak 30 sene sanayicilik beni yordu. 1992’de şirketten ayrılıp kendi şirketim Histaş’ı kurdum ve bahçe mobilyası satmaya başladım.”
Hoverkraftla aynı kumaştan!
1992’den itibaren Garden Life markasıyla bahçe mobilyası ithal edip satan Çambol’u, tekrar su depolarına yönelten ise 1999’daki acı Gölcük depremi olmuş. Çambol, “Askeriyenin sosyal tesislerine bahçe mobilyaları satmıştık. Deprem olunca çok etkilendim ve atladım, gittim. En büyük sorunun su dağıtımı olduğunu gördüm. Tankerlerin önünde insanlar kuyruk olmuştu. Bugün Kızılhaç depolarında on binlerce katlanabilir depo vardır. Ama bizim afetle ilgili kurumlarımızda bulunmaz. Bu olay aklıma ilk orada geldi.
Ekotank’ı yaptığım hammaddeyi de o aralar keşfettim. İçi tekstil olduğu için yırtılması çok zor olan bu vinil, ordu hoverkraftlarında da kullanılıyor. Her önüne gelen yapamıyor. Üretimi Avrupa ve ABD’de” diyor.
Depo, rafa çıkıyor...
Küresel ısınma ile birlikte su da dünya gündemine oturunca Çambol yeniden üretime dönme kararı vermiş. İspanyol bir firmadan da know - how satın almış. Bu ay başında şirketi Histaş bünyesinde Ekotank markası altında ‘kullanma suyu deposu’ üretimine başlamış. Çambol şunları anlatıyor:
“Artık uzun bir süre dünyanın gündemi su. Suyun depolanması da büyük önem kazanıyor. Bildiğimiz polyester ve polietilen depolarda günışığıyla temas ettiklerinden bakteri ve yosun ürer. Çok sık temizlenmeleri lazım. Ekotank, günışığı geçirmiyor. Nakliye masrafı da normal deponun 70’te biri. Çok yer kapladığı için eskiden yapı marketlerde depo satılmazdı. Ancak şimdi yoğun talep gösteriyorlar.
Ölçü verip, üçgen, daire, kare her tür özel depo imalatını yaptırabiliyorsunuz. 300 tona kadar depo üretiyoruz. Bunlar içme suyu değil, kullanma suyu deposu. Vanası, tapası, tamir kiti ve çantasını da beraberinde veriyoruz. 300 litrelik depo 99, 300 tonluk depo 27 bin YTL.”
Hedef, dünya markası
Ekotank bünyesinde 15 kişi çalışıyor. İstanbul Dudullu’da üretimin başladığı 1 Nisan’dan beri 700 civarı depo satılmış. Firmanın yılda 2 tonluk 13 bin 500 depo yapma kapasitesi bulunuyor. İlk yılki hedef ise 5 milyon YTL ciro. Ancak Kamil Çambol’un daha büyük hedefleri var:
“Ekotank’ı dünya markası yapmak istiyorum. Hammadde girdisi bu işin yüzde 30’u, işçilik ise yüzde 70’i. O yüzden dünya rekabetinde avantajım var. Irak, İran, Libya ve Azerbaycan bayiliklerini şimdiden verdik. Taklitlerimiz çıkacaktır. Ama bu işi yapmaktan ziyade pazarlamak ve strateji önemli. Ekotank’ın tek handikapı dolu yüksekliği 1 metre 20 santimi aşamıyor. Büyüklük arttıkça daha fazla yere ihtiyaç duyuluyor. Sanayi tesisleri için yukarı doğru yükselen ve lego gibi birleştirilen modüler depolar yapacağız. 300 tonun üzeri böyle daha ekonomik oluyor.”
Çambol, Ekotank’ın gündelik kullanımın yanı sıra tarım sektörü, askeriye ve yardım kurumlarının işine yarayacağını söylüyor.
DENİZBANK CEVAPLIYOR
Basel II KOBİ’leri nasıl etkileyecek?
Basel II nedir? Uygulaması 2009’a ertelense de Türkiye bankacılık ve sanayide Basel II’ye hazır mı?
Esas olarak bankaların sermaye yeterliliğini yeniden düzenleyen Basel II, bankaların kredi ilişkisi içinde olduğu firmaları da yakından ilgilendiriyor. Ancak, kayıtdışı oranları göz önüne alındığında reel sektörün Basel II’ye uyum sürecinin zaman alacağı söylenebilir.
KOBİ’lerin finansman sorunlarının temelinde yatan özsermaye yapılarındaki zayıflık Basel II ile birlikte KOBİ’leri nasıl etkileyecek?
Bağımsız derecelendirme kuruluşları ve bankalar tarafından derecelendirmeye tabi tutulacak olan KOBİ’lerin, işletme sermayeleri, mali raporlama standartları ve sağlıklı bilgi akışı değerlendirilecek olan özellikler olacaktır. Bilançoları şeffaf olmayan, yeterince kurumsallaşmamış ve sermaye yeterliliği az olan şirketler sorun yaşarken, güçlü sermaye yapısına sahip ve kurumsallaşmış KOBİ’ler daha düşük maliyetli kredi kullanabilme avantajına sahip olacaklar.
KOBİ’ler BASEL II’ye nasıl hazırlanmalı?
Basel II hayata geçtiğinde bu konuda hazırlıklarını tamamlamayan işletmelerde bazı sıkıntılar yaşanacak. Bankalar, Basel II ile birlikte her müşteriye aynı teminatı, vadeyi, fiyatı uygulayamayacak. Dolayısıyla bilançosu Basel II’ye uygun olan, reytingi yüksek firmalar daha uzun ve ucuz maliyetli kredi imkânı bulacak. Bu bağlamda, KOBİ’ler, şimdiden bu sürece hazırlamak ve gerekirse organizasyon yapısından iş süreçlerine, pazarlama anlayışından ürün çeşidine kadar tüm işleyişini değiştirmeye yönelik adımları atmaya kararlı olmalılardır.
Bu konuda KOBİ’lerden temel beklenti; hesap ve kayıt düzeninin geliştirilmesi, şeffaflığın artırılması, teminat mekanizmalarından faydalanma yolunda adımların atılması ve derecelendirmeye yönelik gereksinimlerin karşılanmasıdır. Bu nedenle KOBİler kendilerine yönelik olarak düzenlenen bilgilendirme ve danışmanlık faaliyetlerini yakından takip etmelidirler.
Adıyaman’dan patiler için ıslak mendil!
‘Bir ülkedeki süpermarketlerin evcil hayvan rafları ne kadar genişse, ülke de o kadar zengindir’ denir. Türkiye’de evcil hayvan rafları henüz belirli ölçüler içinde kalsa da, Adıyamanlı Ferhat Kozmetik firması raflara bir zenginlik katmaya hazırlanıyor: Kedi ve köpekler için ıslak mendil!
Islak mendil fabrikası iflasın eşiğindeyken Storks Kuyumculuk’un sahibi Muammer Alkım’ın desteğiyle ayağa kalkan ve Türkiye’nin en önemli ıslak mendil üreticilerinden biri haline gelen, Ferhat Vural’ın sahibi olduğu Ferhat Kozmetik, RoseFresh markasıyla tanınıyor.
Adıyaman’da günde 40 bin tane 15’lik ıslak mendil, 16 bin tane 70’lik ıslak havlu ve 100 bin de tekli kolonyalı mendil üreten RoseFresh fabrikası, birkaç hafta içinde kedi ve köpekler için ıslak mendil üretimine başlayacak. İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi aldıktan sonra işadamı olan Ferhat Vural, “Evcil hayvanların patilerini ve ağzını silmek için ıslak mendil üreteceğiz. Bu, Muammer Alkım’ın fikri. Yurtdışında da yaygın. Şimdiden ihracat için çok talep geliyor. Köpekler için Havhav ve Çomar, kediler için de Minnoş markasıyla üretim yapacağız” diyor.
Adıyaman’a kapari geliyor
3 yıl önce zor günlerinde Muammer Alkım’ın, Adıyaman ekonomisine destek için, yüzlerini bile görmeden kendilerine ortak olduğunu belirten Ferhat Vural, “Muammer Bey’le yarı yarıya ortağız. Kendisi vizyonumuzu değiştirdi. Ortaklık öncesi iki olan ürün sayımız 12’ye çıktı. Şimdi bebekler için Yavrum markasıyla üretime başladık. 30 - 40 kişiye istihdam sağlıyoruz. Ürettiğimizin yarısını ihraç ediyoruz. Yıllık 400 - 500 bin dolarlık ihracatımız var. Başlıca ihracatımız Ukrayna, Irak ve Ürdün’e.
Yakında Adıyaman’da kapari bitkisi yatırımına hazırlanıyoruz. Muammer Bey araştırmış. Adıyaman iklimsel olarak kapariye çok uygun. 3 bin dönümlük uygun bir Hazine arazisi bulduk. Müracaatımızı yaptık. Bine yakın kişi istihdam edilecek. Sonbaharda ekime başlanacak” diyor.