04.08.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Ocak ayının soğuk sabahlarından biriydi. Ofislerine henüz ulaşmışlar, sıcacık kahvelerinden ilk yudumlarını alıp, yoğun bir iş gününe daha başlamaya hazırlanıyorlardı ki telefonları acı acı çaldı. Arayan "büyük patron"du. Kendilerini, holdingin idare merkezinde "acilen" toplantıya çağırıyordu.
Boyner Holding'in tepe yöneticileri ile bünyesindeki Beymen, Altınyıldız, Benetton, Çarşı şirketlerinin müdürleri bir saat içinde Yönetim Kurulu Başkanları Cem Boyner'in odasında toplandılar.
Gergin ve meraklı bekleyiş, Boyner'in ilk cümlesiyle yerini heyecana bıraktı: "Arkadaşlar, yeni, yepyeni, devrim gibi bir ürün yaratmalıyız. Ne olduğunu ben de bilmiyorum. Buyrun, dilediğinizce uçabilirsiniz...
Ekip, ilk olarak üretmeleri gereken "şeyin" giyilecek bir şey olması gerektiğine karar verdi. Günler süren beyin fırtınasında her kafadan bir ses çıktı.
"Hayatın hızlı temposuna uygun, trendlerle örtüşen, eğlenceli" olsun dedi biri. Diğeri, "Pratik olsun, mesela az yer kaplasın" görüşünü sundu.
İşte Türkiye'nin ilk sıkıştırılmış giysi koleksiyonu T-box böyle doğdu.
Eğlenceli reklamları ve farklı pazarlamasıyla gündeme oturup, sezonun "cool" ürünü haline gelen T-box, Cem Boyner'in başında olduğu 15 kişilik bir ekibin eseri.
İhtiyaçtan değil meraktan alınıyor
Özel bir teknoloji ile sıkıştırılarak, minicik kutulara sığdırılan tişört, atlet, külot ve havlular, bu yaz gençlerin gözdesi oldu. Paketin içinde çıkan buruş buruş tişörtler, atletler dünyadaki "kırışık giyim" trendine de denk düştüğünden yeni bir moda yarattı.
Mayıs ayında üretimine başlanan T-box'lardan 2 ayda 230 bin adet satıldı.
Proje koordinatörü Zeynep Sergur, kimsenin tişört ya da havlu ihtiyacından ötürü T-box satın almadığı kanısında; "Reklamlarıyla, pazarlama biçimiyle bu ürün 'farklıyım' mesajı verdi. İnsanlar, o minik kutunun içinden nasıl birşey çıkacağını merak ediyor" diyor.
Para üstü pakette
T-box'un pazarlaması hayli ilginç. Örneğin, Göcek'te kıyıdan kilometrelerce uzakta bir yata "T-box botu" ile yanaşıp güneşlenenlere havlu satıyorlar.
Ya da bir tablada simit satar gibi, g-string pazarlanıyor. Yakında Onur Air'in uçaklarında da satışına başlanacak.
Boyner Grubu, Beymen, Network gibi orta yaş ve üst gelir grubuna hitap eden mağazalarında da T-box'ı pazarlamaktan çekinmedi. Hatta ayakkabı mağazası Divarese'in en çok satışın yapıldığı mağazalardan biri olması kendilerini çok şaşırttı.
Bir başka espri de 50 bin liralık para üstünün paketin içinde olması. Zeynep Sergur, üretim aşamasında bu esprinin kendilerini epey zorladığını belirterek "Bankalara rica edildi. Toplam 1.5 milyar lira tutarındaki madeni 50 bin liralar, çuval çuval fabrikaya taşındı."
Suya attım, ıslandı
Müşterilerden de gelen tepkiler de çok ilginç. Gazetede okudukları reklamlardaki espriyi yanlış anlayıp, ürünü suya atarak çözülmesini bekleyenler...19 milyon 950 bin liralık fiyatı kasaya tam ödeyip, "50 bin lira kazançlı çıktım" diye sevinenler...
Sergur'ın favorisi ise emlakçı bir kadından gelen ve Cem Boyner'e hitaben yazılmış bir mektup: "Sayın Cem Boyner, ben bu ürünün Divarese mağazasında satılmasını yanlış buluyorum. Nihayetinde orası bir ayakkabıcı. İzin verirseniz emlak ofisimde satmak istiyorum."
İhracata başlanıyor
Ekibin hedefi, T-box'ı sadece yaz aylarında satılan bir ürün olmaktan çıkarmak. Bugünlerde, kazak, triko, gömlek gibi ürünleri "sıkıştırıp" kış aylarında satışa sunmak istiyorlar.
T-box'ın ihracatı için de tam gaz çalışılıyor. İsrail'e birkaç parti T-box ihraç edilmiş bile. Hem de paketlerin içindeki madeni "şekel"leriyle birlikte.
İspanya, İtalya, İngiltere'ye satış için son aşamaya gelinmiş.
Sergur, sadece ürünü değil felsefeyi de ihraç etmek zorunda olduklarını belirterek "Paketin içindeki kullanım talimatnamesi çok tuttu. Şimdi o ülkelerin dilinde espriler üretmeye çalışıyoruz. İşin sırrı burada çünkü."
T-box'çıların amacı gelecek yıl bugünlerde 1 milyon adet satmış olmak.
T-Box'un beşi bir arada sıkıştırılmış olan g-string kutusundan "kullanıcı talimatnamesi" çok gırgır. "Ey kullanıcı! Normal olarak bu paketi açabilmiş olmalısınız ki, bunu okuyabilesiniz. Herşeyi talimatla yapanlara ithaf ettik ya; sorusu olanlar el kaldırır biz göremeyiz diye, kendiliğimizden üzerinden geçiyoruz. Ambalajın etrafındaki naylon malzemeyi haşince yırtarak ya da özenle soyarak çıkartınız. Sonrasında zor bir aşamayla daha karşılaştınız. Bir ambalaj daha. Sinirlenmediniz. Azimli oldunuz. Derin bir nefes daha alıp bunu da çıkarttınız. Ne de olsa bunlar hijyen için yapılıyor dediniz. Bravo! Tam bu noktada; bu sıkıştırılmış şey paketi açınca fışkırır, fırlar, maazallah kaybolur endişesine kapılabilirsiniz. Korkmayın! Sıkışıktır ama tehlikeli değildir. Öyle pakette durduğu gibi durur, siz onu orta kuvvette silkelemedikçe de duruşunu bozmaz."
Kullanım önerisi
Bunun içinden ne çıktı 'Ne alaka?' diyenler, sizin için 'hergün temiz bir çamaşır' kampanyası çerçevesinde bir paket hazırladık. 'Bir haftada 7 gün var, pakette niye 5 tane var?' derseniz; 'Özgür haftasonu kampanyası" da size ikinci önerimiz.
Nasıl giyilir?
Burada hata var, arkasıönü belli değil diyenler, bu çamaşırların özelliği budur. Hata veya malzemeden çalma gibi bir şey söz konusu değildir. Arka tarafındaki ince ip özelliğiyle, sizi 'Aaa büyükanne çamaşırı giymiş!' ithamlarından kurtarmakla kalmaz, üstüne seksi bir imaj da katar.
Nasıl kullanılır?
Etek altında, dar veya bol pantolon içinde, tek başına, saç bandı diye, diş ipi niyetine, işte, kırda, sokakta, her yerlerde, her şekillerde...İç çamaşırı giyenler, iç çamaşırı giymeyenler ve ikisi arasında bir çözüm arayan tüm kişiler ve dişiler kullanabilir.
Nasıl kullanılmaz?
Lütfen yemeyin! Tut ki yediniz, 20 kere çiğnemeden yutmayın. Bir bardak suya karıştırıp içmeyin. İki dilim ekmek arası sandviç yapmayın. Salatasını yapmayı, düşünmeyin bile.
BUSINESS
Başkan mı, para babası mı?
Sen artık benim hiçbir şeyimsin...
Ve Cem Bey T-box'ı yarattı
Bir bardak frappuccino'nun 40 yıl hatırı var
Cola Turka daha çok çalışmalı
'İşadamı' da 'memur' gibi 'lojman'da oturmayı sever
Hızlı oto servisi Fransız Speedy'yi Türkiye'ye getirdiler
OECD'nin 29 + 1 Türkiye formülünü biliyor muydunuz?
Rokfor peyniri, şampanya ve Bordo şarabı kavgası
Cd çalarlı, klimalı lüks kabini var...
Mahlep likörünü Vasfi Diren buldu
Çeklerin fotokopisini alın, imzalı - kaşeli muhafaza edin, başınız ağrıyabilir
'Keşke Mustafa'nın yanında daha çok bilge kişi olsaydı'
Her şeyi başardı, bir tek tuttuğu balıkları eşine pişirttiremedi!
Okulu bitiren ortak oluyor
'Her yükü çekebilen cemiyet hamalıyım'
Önce 'bağımlı' yaptı, sonra sattı
14.5 milyara elmas taçlı kalem 2.5 milyara Beluga havyarı
Osmanlı'nın torunları, haydi kalelere