25.04.2015 - 16:52 | Son Güncellenme:
Çin Seddi’nin Ay’dan görüldüğü tamamen efsanedir.
Duvarın en popüler bölümü Pekin’e yakın olan Badaling kısmıdır.
Çin Seddi’nin şahit olduğu son savaş 1938 yılında gerçekleşen Çin-Japon Muharebesidir. Bu savaşın izleri (kurşun izleri) duvarın Gubeikou bölümünde incelenmektedir.
Çin Seddi, ünyanın en uzun savunma duvarıdır. Duvarın inşa edilme nedenleri hakkında farklı görüşler öne sürülmesine rağmen esas sebebin, imparatorluğu Moğol ve Türk boylarının saldırılarına karşı korumak olduğu bilinmektedir.Uzunluk 6.270 km’dir. Fakat bu sadece duvarın uzunluğudur. Surları ve doğal bariyerleri de ekleyince uzunluk 8.850 Km olmaktadır.
Çin Seddi’nin yapımı 2.300 yıl sürmüştür.
Mayıs ve Ekim aylarının başında günde ortalama 70.000 ziyaretçi gelir.
Duvarın resmi bitiş tarihi, Son Ming hükümdarının devrildiği tarih 1644’e denk gelir.
1987 Ylında UNESCO Çin Seddi’nin dünya mirası listesine almıştır.
Giresun'da 400 yıl önce yaylaları birbirinden ayırmak için insan eliyle yapılan 6,5 kilometrelik Hacı Abdullah Duvarı, Çin Seddi'ni andırıyor.
Yağlıdere ve Alucra ilçelerindeki yaylaları kapsayan ve 1610 yılında inşa edildiği belirtilen Hacı Abdullah Duvarı, günümüzde halen varlığını koruyor. Bir çember şeklinde yaklaşık 1 metre yükseklikte 6,5 kilometre uzunluğundaki duvarın, Çıkrıkkapı Yaylası'na geçişi sağlayan 2 metre genişliğinde bir de kapısı bulunuyor.
Adını, bölgeye hizmet eden Hacı Abdullah Halife'den alan duvar, yaylalara gezi için gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çekiyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Gürgenci, yaptığı açıklamada, Hacı Abdullah Duvarı'nın 1610'lu yıllarda yapıldığını söyledi. Duvarın uzunluğunun 6,5 kilometre olduğunu belirten Gürgenci, "Gözünüzün alabildiği yere kadar duvar devam ediyor. Bazı yerlerde duvar kısmen kesintiye uğramakla birlikte büyük bir kısmı şu anda doğal halini koruyor." dedi.
Gürgenci, duvarın insan eliyle, yaylalarda mera alanlarının ayrılması ve hayvanların giriş çıkışının engellenmesi amacıyla inşa edildiğini aktardı. Uzunluğunun nedeninin mera alanlarının genişliğiyle ilgili olduğunu anlatan Gürgenci, o dönemde yayladaki yerleşim yerleri ve hayvanların fazlalığını 6,5 kilometrelik mesafenin ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Gürgenci, duvarın tek bir hat üzerinde olmadığını, bir alanı çevrelediğini ifade ederek, "O alan da mera alanlarıyla yerleşim yeri alanlarını ayırmakta, bir çember şeklinde 6,5 kilometre uzayıp gidiyor. O dönemlerde zaten tarihi yapılara baktığınız zaman insanların büyük bir kısmı iç kesimlerde ikamet ediyor, bu bölgede de ikamet edildiğini gösteren verilerden bir tanesi de Hacı Abdullah Duvarı'dır." diye konuştu.
Duvarın isminin Hacı Abdullah Halife'den geldiğini dile getiren Gürgenci, "O yıllarda Yağlıdere ilçesinde Hacı Abdullah tekkesi var ve hizmetlerini bu bölgede çok aktif bir şekilde devam ettiriyor. Dolayısıyla ismi de duvarın oradan alıyor." ifadesini kullandı.
Kemal Gürgenci, duvarın ziyaretçilerin ilgisini çektiğini belirterek, yaylaya gelen turizmcilerin ve fotoğraf sanatçılarının da duvarın olduğu bölgeyi ziyaret ettiğini kaydetti.Bölgede fotoğraf çalışmaları yapan Zekeriye Karakaya ise duvarın yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini ifade ederek, "Özellikle trekking yapan arkadaşlarımız ve fotoğrafçılar bu bölgeyi çok kullanıyor. Buranın florası çok farklı, çok değişik çiçekler var ve yazın bu alan yemyeşil oluyor, duvarla beraber iyi fotoğraflar çekildiği için burası tercih ediliyor." dedi.
Everest Tepesi`nin dünyadaki en yüksek dağ olduğu bilinir. Fakat Everest’in zirvesi deniz seviyesinden ölçüldüğünde en yüksek nokta olurken, Hawaii’de bulunan Mauna Kea tabanından zirvesine kadar ölçüldüğü zaman Everest’ten daha yüksektir.
Çoğu insan kahvenin çekirdeklerinden yapıldığını zanneder. Ancak bu yanlıştır çünkü kahve, çekirdeklerinden değil çekirdek adı verilen tohumlarından yapılır.
İnsanın vücut ısısını en hızlı kafasının üşümesiyle kaybettiği sıklıkla ifade edilir. Fakat bu da bir efsanedir. Uzmanlar insanların pantolonsuz dışarı çıkmalarıyla başlıksız dışarı çıkmaları arasında bir fark olmadığını, vücut sıcaklıklarının aynı derecede düştüğünü söylemiştir.
Hepimize Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğü öğretilmiştir. Aslında teknik olarak meydana gelen şudur; Dünya, Güneş ve diğer bütün gezegenler Güneş Sistemi’nin kütle merkezi etrafında bir yörüngede dönmektedir.
Ebeveynler çocuklarına şeker yedirmenin onlarda hiperaktiviteye neden olduğunu ileri sürer. Fakat durum böyle değildir. Yapılan araştırmalar sonucu şekerin hiperaktiviteye neden olmadığı ortaya koyulmuştur.
Fal kurabiyelerinin bir Çin geleneği olduğuna inanılır. Bu kurabiyeler aslında ilk olarak Amerikalılar tarafından oluşturulmuştur.
Kafeinin su kaybına yol açtığı görüşü yaygındır. Kafeinli içecekler idrar söktürücü etkiye sahip olabilirken, bu içeceklerin dehidrasyon riskini arttırmadığı gözlemlenmiştir.
Dilimizin farklı bölümleri, farklı tatları algılar değil mi? Yanlış. Bilimsel olarak yapılan araştırmalar sonucu bütün tatların dilin bütün bölümlerinde algılandığı kanıtlanmıştır. Yalnızca dilin bazı bölgeleri bazı tatlara daha hassastır.
Penguenlerin hayatını tek eşle sona erdirdiği bilinir. Bu sevimli hayvanlar çoğunlukla tek eşli olmalarına rağmen İmparator Penguen gibi türleri bütün bir mevsim tek bir penguenle çiftleşirler ancak başka bir penguenle çiftleşmeleri de olasıdır. Acil üreme ihtiyacı, diğer sene aynı eşlerini beklemelerinden kaçınmalarına sebep olmaktadır.
Pek çok insan suşinin “çiğ balık” anlamına geldiğini düşünür. Aslında suşi “acı tat veren” anlamına gelmektedir.
Çoğu insan C Vitamini’nin soğuk algınlığı için etkili bir tedavi olduğunu söyler. Ancak uzmanlar C Vitamini’nin böyle bir etkiye sahip olduğuna dair elde bir kanıt bulunmadığını açıklamışlardır.
Ay’ın karanlık bir yüzü var mıdır? Görünüşe göre hayır. Ay, sürekli olarak kendi ekseni etrafında dönmesi nedeniyle üzerinde zifiri karanlıkta kalan bir bölgesi yoktur.
İnsanların 5 duyusu olduğu herkes tarafından bilinen bir doğrudur. Fakat yapılan araştırmalar insanların en az 9 duyusu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hatta çoğu araştırmacı bu sayının yaklaşık 21 olduğunu düşünmektedir.
Londra’da her daim bir fareden yalnızca 2 metre uzaklıkta olduğunuz söylenir. Fakat bu kabaca bir tahmindir çünkü söz konusu kemirgenler aynı oranda yayılmamıştır.
Bukalemunların çevreleriyle uyum sağlamak için renk değiştirdiği düşünülür. Ancak bu da yanlış bir bilgidir. Bukalemunlar, ruh halleri, sıcaklık ve ışığa maruz kalmalarına göre renklerini değiştirirler.
İnsanların 1 yılının köpeklerin 7 yılına eş değer olduğu düşünülür. Aslında bu durum köpeğin boyutu ve cinsine bağlıdır.
Yer fıstığının, adından kaynaklı olarak bir tür kuru yemiş olduğu düşünülür. Aslında yer fıstıkları fasulye ve nohutla birlikte Baklagiller ailesinin bir mensubudur.
Vikingler genellikle boynuzlu miğferler giyen kişiler olarak gösterilir. Ancak ortada Vikinglerin boynuzlu miğfer giydiklerini kanıtlayan tarihi hiçbir kanıt yoktur.