15.01.2020 - 14:08 | Son Güncellenme:
DHA
Dolmabahçe Sarayı'nda çektikleri fotoğrafları "müze selfiesi" etiketi ile sosyal medya hesaplarında paylaşacaklarını ifade eden Amerikalı turistler Rebecca ve Ashley Levy, "Amerika Birleşik Devletleri’nin Texas Eyaletinden geliyoruz.
Kardeşim ve annemle geldik, 10 gün Türkiye’de kalacağız. İstanbul, Kapadokya, İzmir, Bodrum’u gezeceğiz. Bugün çok şanslı hissediyoruz çünkü burada fotoğraf ve selfie çekebileceğiz.
Ve onları sosyal medya hesaplarımızda paylaşmayı planlıyoruz. Fotoğrafları “museumselfie” etiketi ile arkadaşlarımız ve ailemiz ve herkes ile paylaşacağız. Bu bizim için de özel bir deneyim oldu" şeklinde konuştu.
Tur rehberi Leyla Topal ise, “Aslında çok özel bir an. Bugün turdayım ben, misafirlerimi gezdiriyorum
Dolmabahçe Sarayı’nda ve söylediğiniz gibi çok sık geliyoruz ama ben bile bir rehber olarak bugün bu heyecana kapılıp bir sürü fotoğraf çektim çünkü normalde Dolmabahçe Sarayı’nın içinde fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.
Fakat bu özel müze selfie günü, hepimizi çok heyecanlandırdı. Herhalde misafirlerim 200’ün üzerinde fotoğraf, selfie çektiler.
Ve güzel tarafı da şu, gezdirdiğim misafirler Amerika’lı ve sosyal medya hesapları var, bayağı da takipçileri var. bugünkü fotoğrafları müze selfiesi başlığı altında Türkiye, Dolmabahçe, İstanbul hashtagleriyle (sosyal medya paylaşımlarında kullanılan etiket) paylaşacaklar bence bu Türkiye için de inanılmaz bir tanıtım fırsatı aslında" dedi.
Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu Beşiktaş sahil bölgesi, geçmişte Boğaziçi’nin koylarından biri olarak gemicilik faaliyetlerine sahne olmuş bir alandır. Antik çağlardan itibaren gemilerin sığındığı doğal liman olan bu koy, Bizans Dönemi’nde de yöneticilerin ilgisine mazhar olmuş ve bu bölgede kraliyet sarayları inşa edilmiştir.
Osmanlı Dönemi’nde donanma gemilerinin demirlendikleri ve denizcilik törenlerinin yapıldığı bir liman olarak işlev gören sahil bölgesi 16. yüzyılda doldurulmasıyla beraber “dolmabağçe” adını almıştır.
Resmi ikametgâh Topkapı Sarayı olmasına karşın “dolmabağçe” bölgesi de giderek tercih edilen ziyaret yerlerinden biri olmuş, padişaha ve hanedana ait hasbahçe olarak kullanılmaya başlanmıştır.
19. yüzyıla kadar bu hasbahçe üzerinde inşa edilen köşk ve kasırlar topluluğuna “Beşiktaş Sahil Sarayı” adı verilmişti. 19. yüzyılda ise, çağın yenilenme ve modernleşme rüzgârının etkisi Osmanlı’nın kültürüne, yönetimine yansıdığı kadar saraylarına da yansımaktaydı.
Bu yenileşme rüzgârının ortaya çıkardığı en görkemli eser ise bugün İstanbul’un en büyük üçüncü saray yapısı olma ünvanına da sahip olan Dolmabahçe Sarayı’dır.
Sultan Abdülmecid Dönemi (1839-1861), Beşiktaş Sahil Sarayı yapılarının işlevsellik açısından eksik kaldığının hissedildiği bir dönemdir.
Bu yapılar yıktırılarak yerine Dolmabahçe Sarayı’nın yaptırılmasına karar verilir. 13 Haziran 1843 yılında inşasına başlanan Dolmabahçe Sarayı, 7 Haziran 1856’da kullanıma açılmıştır.
110 bin metrekarelik bir alanda, Boğaz’a nazır muhteşem bir manzaranın hakimi konumda yer almaktadır.
15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar hanedanın simgesi, yönetim yeri ve ikametgâhı Topkapı Sarayı iken 19. yüzyılda bu durumun değişmeye başladığını görüyoruz. Beşiktaş Sahil Sarayı yapıları padişahlar tarafından daha sık ikamet ve ziyaret edilen yerler hâle gelmeye başlıyor.
Topkapı Sarayı’nın yerine Beşiktaş Sahilsaray-ı Hümayunu’nda konaklamanın yolunu açan, bu kararı veren ilk padişah yenilikçi yönüyle bilinen II. Mahmud olmuştur. Resmi törenlerin birçoğu yine Topkapı Sarayı’nda yapılmaya devam etmiştir; fakat yüzyıllarca Osmanlı’nın simgesi olmuş olan yapının yerine başka bir mekâna geçilmesi adım adım olsa da Osmanlı Devleti’ndeki değişim ve dönüşümün başladığının göstergelerindendir.
Tanzimat Fermanı ile başlayan süreçte, imparatorluk yenilenmeye doğru adımlar atmış, halk yeni haklar elde etmiştir. II. Mahmud’un temelini attığı kurumlar, Sultan Abdülmecid (1839-1861) döneminde işler hâle gelmiş, yeni kurumlar tesis edilmiştir. Sultan Abdülmecid modernleşme adımları atmakta son derece kararlıydı ve bu süreci ilk olarak kendi yaşadığı mekânlarda ve yaşam tarzında hayata geçirmekteydi.
Sultan Abdülmecid Dönemi (1839-1861), Beşiktaş Sahil Sarayı yapılarının işlevsellik açısından eksik kaldığının hissedildiği bir dönemdir. Bu yapılar yıktırılarak yerine Dolmabahçe Sarayı’nın yaptırılmasına karar verilir. 13 Haziran 1843 yılında inşasına başlanan Dolmabahçe Sarayı, 7 Haziran 1856’da kullanıma açılmıştır. 110 bin metrekarelik bir alanda, Boğaz’a nazır muhteşem bir manzaranın hakimi konumda yer almaktadır.