Ziyaretçiler, yüksek kesimlere kurulan seyir teraslarıyla eşsiz güzellikteki gölü fotoğraflama ve izleme imkanı buluyor.
Ekosistemi Koruma ve Doğaseverler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden koy olan bölgenin Büyük Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonların önünü kapatması sonucu lagüne dönüştüğünü, denizin çekilmesiyle de göl haline geldiğini belirtti.
Myus Antik Kenti'nde yaşayanların lagünün oluşumu sırasında sivrisinekler nedeniyle göle Azap ismini verdiğini ve bölgeyi terk etmek zorunda kaldıklarını anlatan Sürücü, 2004 yılından itibaren göldeki biyoçeşitliliğe ilişkin inceleme yaptıklarını ifade etti.
Gölün 2007 yılında tamamen kuruduğunu anlatan Sürücü, "13 yıl önce biz bu gölün içinde yürüdük. Yani tamamen kurumuştu. Buranın beslenme alanı, genellikle yağmur suları ve menderes taşkınları. Sonra su dolmasıyla göl yeniden oluştu. Son dönemde yaşanan kuraklıktan dolayı suda bir miktar azalma olsa da göl, halen doğal güzellikleriyle görülmeye değer bir konumda." dedi.
Göldeki kuş popülasyonunun zengin olduğunu, Ege Üniversitesi ve Doğa Koruma Milli Parklar işbirliğiyle yürütülen halkalama çalışmalarında burada tepeli pelikanların da olduğunun tespit edildiğini anlatan Sürücü, göl çevresinde 12 Antik İon kentinden biri olan Myus'a ait kalıntılar bulunduğunu da kaydetti.
Sürücü, "Göl ve çevresinde doğal ve kültürel olarak görülmeye değer çok güzellik var. Bu yüzden ekoturizm faaliyetlerinin yapılabileceği en güzel alanlardan bir tanesi." diye konuştu.
"Herkes buradaki saklı cenneti görmeli" diyen Sürücü, son zamanlarda doğa fotoğrafçılarının bölgeye ilgi göstermesiyle ziyaretçi sayılarında artış yaşandığını dile getirdi.
Yeşilköy Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Fahrettin Öztürk de gölde en son 2002 yılında avlama yapıldığını, yılan balığı, sazan ve yayın balığı avı için Aydın Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduklarını söyledi.