Mescid-i Aksa'nın ilk defa ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'den nakledilen hadislerde bu mescidin, Kâbe inşa edildikten kırk sene sonra inşa edildiği ifade edilir. Ebû Zerr el-Gifârî, Peygamber Efendimiz Muhammed'den şöyle nakleder: ”Yâ Resûlallah! Yeryüzünde ilk inşa edilen mescid hangisidir?” diye sordum. Dedi ki: Mescid-i Haram. ”Sonra hangisidir?” diye sorunca, ”Mescid-i Aksa” cevabını verdi. Dedim ki: Aralarında ne kadar süre var? Dedi ki: Kırk sene.” Tarihçiler Mescid-i Aksa'yı ilk defa inşa edenin kim olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bunun melekler olduğunu söylerken, diğer bazıları Adem, oğulları Şît ve Nuh, İbrahim gibi isimleri tercih etmiştir. Aynı ihtilaf Kâbe'nin inşası için de geçerlidir. İbn Abbas'tan gelen bir rivayet ile İbn Hacer el-Askalânî'nin Fethu'l-Bârî kitabındaki bir rivayet hem Kâbe hem de Mescid-i Aksâ'yı ilk inşa edenin Adem olduğunu gösterir. Mescid-i Aksa araştırmacılarından Abdullah Marûf, Adem'in sadece 142 ve 144 dönüm arasında değişen bölgenin sınırlarını vaz etme anlamında ilk bânî olduğunu belirtir.
MESCİD-İ AKSA'YA GÜNÜMÜZE KADAR YAPILAN SALDIRILAR
Günümüze kadar yaşanan olaylar
21 Ağustos 1969: Radikal bir Hristiyan olduğu belirtilen ve Yahudilerin Süleyman Tapınağı'nı yeniden inşasının Mesih'in ikinci gelişini hızlandıracağına inandığını söyleyen Denis Michael Rohan Mescid-i Aksa'yı kundaklama girişiminde bulundu.
Nisan 1980'de Meir Kahane, Mescid-i Aksa'nın bir köşesine patlayıcı madde koyarak patlatmaya çalıştı.
8 Nisan 1982'de bir kez daha Mescid-i Aksa'nın ana girişine patlayıcı madde yerleştirildiyse de cami görevlileri tarafından patlamadan ortaya çıkarıldı.
10 Nisan 1982'de Meir Kahane taraftarlarından bir grup militan, zorla Mescid-i Aksa'ya girmek istedi.
21 Mart 1983'te Mescid-i Aksa'ya gizli bir yoldan girmek için tünel açıldığı tespit edildi.
14 Ocak 1986'da Knesset üyesi bazı parlamenterler askerlerin koruması altında Mescid-i Aksa'ya girmek istediler.
8 Ekim 1990 tarihinde Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıda 30 Filistinli hayatını kaybetti, 800'e yakını yaralandı.
28 Eylül 2000 tarihinde Ariel Şaron çok sayıda İsrail askerinin ve polisinin koruması eşliğinde, normalde Müslüman olmayanların girişine izin verilmeyen Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesiyle pek çok çevre tarafından "provokasyon" olarak nitelendirildi. Filistinlilerde infial yaratıp şiddetli protesto gösterilerine neden olan "İkinci İntifada" (ayaklanma) patlak verdi ve beş yıl sürdü.
Mescid-i Aksa resmen Ürdün Evkaf Bakanlığı yönetimi altındadır. Ama İsrail Devleti Kudüs'ü ilhak ettiğini iddia ettiği ettiği için efektif yönetim İsrail devleti otoritesi tarafından yapılmaktadır. Ekim 2009 tarihinden itibaren İsrail Mescid-i Aksa'ya girişi engellemistir. Gayrimüslimlerin (Müslüman olmayanlar) girişine İsrail devleti otoritesine göre izin verilmemektedir. Bu yasak halen devam etmektedir
Nisan ayı ortalarında, Ramazan ayının başından itibaren, İsrail polisi Şam Kapısı'nda Filistinlilerin akşamları iftar düzenlemesini veya toplanmasını engellemek için bariyerler yerleştirdi. Bu durumu protesto eden Filistinliler ile İsrail polisi arasında çatışmalar çıkmaya başladı.
Filistinliler, İsrail polisinin tutumunu özgürlüklerine bir sınırlama olarak niteliyor. İsrail polisi ise, bölgede düzeni sağlamak için orada olduklarını iddia ediyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te ne yaşandı?
İşgal altındaki Doğu Kudüs, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinlilere zorunlu tahliye tehdidi nedeniyle gergin günlere sahne oluyor. İsrail polisinin Mescid-i Aksa’daki saldırıları da kutsal kentteki gerilimi tırmandırıyor.
İsrail polisi, 7 Mayıs akşamı teravih namazı sırasında Mescid-i Aksa'daki cemaate ses bombaları ve plastik mermiyle müdahale etmişti.
Filistin Kızılayı, İsrail polisinin müdahalesi nedeniyle 205 Filistinlinin yaralandığını açıklamıştı. İsrail polisinin Filistinlilere 8 Mayıs'taki müdahalesinde ise 90 kişi yaralanmış, Filistin Kızılayı yaralananlar arasında bir yaşında bebek ve çocukların da olduğunu bildirmişti.
'Kudüs Günü' nedir? Ne yaşanması bekleniyor?
Bugün aynı zamanda, İsrail'in 1967 savaşı sırasında Doğu Kudüs'ü ele geçirmesinin yıllık anma töreni olan "Kudüs Günü". Fanatik Yahudileri, Altı Gün Savaşının yıl dönümünü İbrani takvimine göre “Kudüs günü” olarak kutluyor.
Başta aşırı milliyetçiler olmak üzere birçok İsrailli Kudüs'te yürüyüş düzenleyecek.
Fanatik Yahudi örgütler, bu yıl 9-10 Mayıs tarihlerine denk gelen “Kudüs günü” nedeniyle Mescid-i Aksa’ya baskın çağrıları yapmıştı.