Özledim seni…
Ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
Beynimi uyuşturuyor özlemin…
Çok sık birlikte olmasak bile
Benimle olduğunu bilmenin
Bunca zamandır içimi ısıttığını
Yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
Mütemediyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
Akşamları her işi bir kenara koyup
Seninle başbaşa konuşmaları özlüyorum;
Oynaşmalarımızı,
Yürüyüşlerimizi,
Sevimli haşarılığını,
Çocuksu küskünlüğünü…
Nasıl da serttin başkalarına karşı
Beni savunurken;
Ve ne kadar yumuşak
Bir çift kısık gözle kendini
Ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
Buna mecbur olduğunu görmek
Ve sana bunları söylemeden
”Git artık” demek
”Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa”
Demek sana ne de zor
Seni görmemek ve belki yıllar sonra
Karşılaştığımızda
Bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….
Can Yücel
Beyaz güllerden sessizce
Geçer dağılır durulur
Deli bir akşamda
Aralıksız vurur özlem
Der ki hiç çekinmeden
Çek git çocuk yüreğinle
İçindeki kaleleri yık ellerinle
Sonsuz göklere uzan
Özlem öyle bir şey ki zaman zaman
Kendi kendinin çılgını
Kılar durmuş oturmuş
Eski akşamları bile
Beni kurtarmak için
Içimdeki başedilmez yırtıcıdan
Bir çaresizlikte beni
Gidişlere iter özlem
Yorgunlukların izidir
Onmazlığıdır susuşun
Eksik bir günün gizidir
Özlemde tortulanan
Sabahın ilk ışığında
İlk kuşlar günü dağlara sererken
Seni güle söyleye
Bana getirir özlem
Afşar Timuçin