02.01.2021 - 00:49 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Tüm dünyanın umudu haline gelen, koronavirüse karşı Pfizer ile ilk aşıyı geliştiren BioNTech CEO'su Uğur Şahin, şu anki durumla ilgili kaygı verici açıklamalarda bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Pfizer/BioNTech işbirliği ile üretilen aşının dünyadaki ilk DSÖ acil kullanım onayı alan aşı olduğunu duyurdu.
AB'nin ilaç düzenleyicisi Avrupa İlaç Ajansı (EMA), BioNTech-Pfizer aşısına 21 Aralık'ta kullanım onayı verdi. Onayın ardından aşılamalar, 27 Aralık'ta AB genelinde başladı.
AB, BioNTech-Pfizer ile 200 milyon doz ve ilave 100 milyon doz opsiyonlu olmak üzere satın alım anlaşması yapmıştı.
BioNTech-Pfizer 200 milyon dozu Eylül 2021'e kadar AB'ye teslim etmeyi taahhüt etmişti. EMA'nın onay için başvuru yapan Moderna'nın aşısının kullanımını ocak ayı başında onaylaması bekleniyor.
Moderna'nın aşısının 6 Ocak'ta Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanması bekleniyor.
Alman biyoteknoloji girişimi BioNTech aşı yarışına öncülük etti ancak bloğun sağlık düzenleyicisinin nispeten yavaş ilerleyen onay süreci ve Brüksel tarafından verilen siparişin küçük olması nedeniyle aşılamanın AB'de başlaması gecikti.
Gecikmeler, 27 Aralık'ta aşılama kampanyasının başlamasından birkaç gün sonra bazı bölgelerindeki aşı merkezlerini geçici olarak kapatmak zorunda kalan Almanya'da şaşkınlığa neden oldu.
Alman sağlık bakanı Jens Spahn, EMA'yı, İngiltere'nin bu hafta onayladığı Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca tarafından geliştirilen aşıyı da hızlı bir şekilde onaylamaya çağırdı.
Ancak bu tedavi için AB zaman çizelgesi de belirsizliğini koruyor.
Türkiye de alıcılar arasında. Şirket Türkiye'ye de ilk etapta yıl sonuna dek 550 bin doz aşı verecek.
Mart 2021'e kadar 4,5 milyon doz, daha sonra da varılacak mutabakata göre 30 milyon doza kadar BioNTech-Pfizer aşısı temin edilebilecek.
BioNTech CEO'su Uğur Şahin, Covid-19 aşısının üretimini artırmak için ortağı Pfizer ile birlikte ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.
Diğer aşılar piyasaya sürülene kadar tedarikte boşluklar olacağı konusunda uyarıda bulunan Şahin, Alman Spiegel'e verdiği demeçte, "Durum şu anda iyi görünmüyor.
Süreçte bir boşluk görünüyor çünkü diğer onaylanmış aşıların eksikliği var ve bu boşluğu kendi aşımızla doldurmak zorundayız."
Şahin, insan bağışıklık sistemine koronavirüsle savaşma talimatı vermek için haberci RNA kullanan Pfizer aşısının, ilk olarak İngiltere'de tespit edilen ve daha bulaşıcı görünen yeni varyantla baş edebilmesi gerektiğini söyledi.
Şahin, "Aşımızın bu varyantı etkisiz hale getirip getiremeyeceğini test ediyoruz ve yakında daha fazlasını öğreneceğiz" dedi.
Güçlü bir mutasyonla başa çıkma konusu sorulduğunda, altı hafta içinde aşıyı gerektiği gibi değiştirmenin mümkün olacağını, ancak yeni tedavilerin ek düzenleyici onay gerektirebileceğini söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, BioNTech firmasıyla Kovid-19 aşısını geliştiren Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ile Türkiye’de ortak üretimi görüşeceklerini bildirdi.
Varank, "TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal hocamıza talimat verdim, Almanya’ya gitmesi için. ‘Beraber üretim yapabilir miyiz?’ diye. Kendi aşımızı geliştirmekte kararlıyız.” dedi.
Hasan Mandal’ın birçok kez Uğur Şahin ile görüştüğünü söyleyen Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de üretim yapabilir miyiz diye alternatifleri konuşacağız. Almanya açısından yasal engel yok.
Fikri mülkiyetle ilgili kısıtlama var mı bilmiyorum. Bunları da tartışmak üzere gidiyor. Uğur Hoca, Türkiye ile ilgili güzel cümleler kurdu.
Gerçekten burada ortak bir Ar-Ge merkezi kurmak istiyor, özellikle kanser çalışmaları yapmak istiyor. Bunu zaten bir yola soktuk. Ortak üretim konusunu Hasan Hoca görüşecek.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da aşılarda mesafe alındığını vurgulayarak, "Şu anda yaptığımız görüşmeler neticesinde 3 milyon aşı geldi ve bunun serisi devam edecek.
Ve hedefimiz Çin'den 50 milyon, bunun yanında Almanya'dan bir o kadar daha aşı gelme durumu söz konusu.
Bunun yanında yine ayrıca Almanya ile yaptığımız görüşmelerde bir ortak üretim meselesi de söz konusu. Bu konuda TÜBİTAK çalışmasını sürdürüyor.
Buradan da olumlu gelişmeler var. Yine aynı şekilde Rusya ile yaptığımız bir çalışma var. Bütün bunların yanında ayrıca Türkiye'nin kendi bünyesinde yaptığı çalışmaları var.