19.01.2020 - 12:53 | Son Güncellenme:
Almanya'nın başkenti Berlin'de, Libya'daki savaşın tarafları General Halife Hafter ve Trablus'ta Birleşmiş Milletler'in meşru kabul ettiği hükümetin başkanı Fayez el Sarraj'ın ve bu isimleri destekleyen ülke liderlerinin bir araya geleceği zirve başladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in davetine icabetle, Libya konusunda gerçekleştirilecek zirveye katılmak üzere Almanya'nın başkenti Berlin'e geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berlin Tegel Havaalanı'nda, Almanya Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü Büyükelçi Konrad Arz von Straussenburg, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın ve Türkiye'nin Berlin Başkonsolosu Olgun Yücekök ile diğer yetkililer tarafından karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konaklayacağı otelin önünde kendisini bekleyen ve sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlarla selamlaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bekleyen vatandaşlar, otelin önünde büyük bir kalabalık oluşturdu.
Otelin karşısında toplanan Türkler, Erdoğan'ın gelişi sırasında ellerinde Türk bayraklarıyla tezahürat yaparak sevgi gösterilerinde bulundu. Erdoğan da yanlarına giderek vatandaşlarla sohbet etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, otele girişinde Almanya'da yaşayan bir Türk ailenin bebeğini sevdi, bebeğe altın taktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile görüştü. Zirve için bulunduğu Berlin'de resmi temaslarını sürdüren Erdoğan, Tebbun ile bir araya geldi. Erdoğan'ın konakladığı The Ritz-Carlton Hotel'deki görüşme basına kapalı yapıldı.
Erdoğan, daha sonra Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ile bir araya geldi. Erdoğan'ın konakladığı The Ritz-Carlton Hotel'deki bu görüşme de, basına kapalı gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Rusya ile ortak projeler ve Libya, Suriye gibi çözüm ortaklığı yapılan konulara ilişkin açıklamalar yapan Erdoğan Berlin'e gelişin amacı olan Libya'daki krize ilişkin de Hafter'in saldırgan tutumundan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Berlin'deki Libya Konferansı kapsamında önce İtalyan Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ile, ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüştü. Pompeo, Çavuşoğlu'ndan sonra BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi'yle bir araya geldi.
Almanya'nın başkenti Berlin'de bugün düzenlenecek Libya Konferansı kapsamında kentte geniş güvenlik önlemleri alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı Libya Konferansı'nın düzenleneceği Başbakanlık binasına çıkan yollar ile Tegel Havalimanı'nın askeri bölümünün bulunduğu bölgedeki caddeler trafiğe kapatıldı.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin'in katılımı nedeniyle güvenlik önlemleri en üst seviyede tutuluyor. Diğer eyaletlerden de yapılan takviyelerle konferansın güvenliğini 4 bin polis sağlıyor.
Başbakanlık binasının yanından geçen Spree Nehri'nde gemilerin geçişine konferans süresince izin verilmezken, hava sahasına da kısmı uçuş yasağı getirildi.
Berlin polisinden yapılan açıklamada, model uçakların ve insansız hava araçları dahil tüm uçuşların Alman Hava Güvenlik Dairesi'nin belirlediği bölgede yasaklandığı bildirildi.
Berlin Tegel ve Berlin Schönefeld havalimanlarındaki yolcu ve kargo uçuşlarının bu yasaktan etkilenmeyeceği kaydedildi. Dalgıçlar da sabah saatlerinde Spree Nehri'nde arama yaptı.
Federal polis, termal kameralarla donatılmış helikopterlerle Başbakanlık binasının bulunduğu bölgedeki güvenlik durumunu izleyecek. Konferansa katılanların geçtikleri güzergahlarda ve konakladıkları otellerde de yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Berlin polisi, konferansın yanı sıra kentte düzenlenecek Yeşil Hafta Fuarı ve Olimpiyat Stadı'nda oynanacak Hertha Berlin-Bayern Münih futbol karşılaşmasından dolayı gün boyunca kent trafiğinde aksamalar yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Öte yandan konferansı takip edecek muhabirler, Başbakanlığa yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan Federal Basın ve Enformasyon Dairesinde güvenlik kontrolünden geçirildikten sonra otobüslerle konferansın yapılacağı Başbakanlık binasına götürülecek.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenecek olan Libya Konferansı, Libya'daki çatışmalara çözüm bulmak için yapılan uluslararası toplantıların devamı niteliğinde. Ancak bu kez diğerlerinden farklı olarak, zaman zaman ihlâller yaşansa da ateşkesin yürürlüğe girdiği bir dönemde yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus lider Vladimir Putin'in arabuluculuğunda 12 Ocak'ta yürürlüğe giren geçici ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için, yine Ankara ve Moskova'nın çabaları, General Halife Hafter'in imza atmayı reddetmesi üzerine sonuçsuz kalmıştı.
Kamuoyunda "gerçekleşmesi zor bir ihtimal" olarak değerlendirilen konferans, Türkiye ve Rusya'nın devreye girmesi ve akabinde Libya'da sağlanan ateşkesle kesinlik kazandı. Alman basınında, Libya Konferansı'nın düzenlenebilecek aşamaya gelmesinde Almanya Başbakanı Merkel'in yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de çabaları olduğu yorumları yapıldı.
13 Ocak Pazartesi günü Moskova'da Türk ve Rus Savunma ve Dışişleri Bakanları bir araya gelmiş; Libya'nın başkenti Trablus'taki Birleşmiş Milletler'in meşru kabul ettiği hükümetin başı Fayez el Sarraj ve ülkenin yüzde 75'ini kontrol eden General Halife Hafter arasında, ateşkesi kalıcı hale getirmek için görüşmeler yürütülmüştü. Görüşmelere, Hafter'in en büyük destekçileri Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden de istihbarat düzeyinde temsilciler vardı.
Libya'yla imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasının geçerliğini koruması için Trablus hükümetinin devamlılığını sağlamaya çalışan, bu amaçla Trablus hükümetine destek olmak üzere ülkeye asker gönderme kararı alan Ankara, ateşkesten umutlu ancak Berlin'deki konferansa temkinli yaklaşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü bir gazetecinin konuyla ilgili sorusu üzerine "Ben doğrusu karanlıkların okuyucusu değilim. Hafter güvenilir bir adam da değil. Şu anda Trablus'u dün bombalamaya devam ettiler. Biz etraflıca bunu çok açık net Berlin'de göreceğiz. Temenni ederim ki verdikleri sözün arkasında dururlar." demişti.
Berlin'deki Libya Konferansı'na Erdoğan, Putin ve Merkel'in yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çin Başbakanı Li Kıçiang, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed El Nahyan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Afrika Birliği'nde önemli konumu olan Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi, Libya'nın batıdaki komşusu Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Birleşmiş Milletler'in Libya Temsilcisi Ghassan Salame ile AB, Afrika Birliği ve Arap Ligi temsilcilerinin katılmaları bekleniyor.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sabah Almanya ziyareti öncesi İstanbul'da açıklamalarda bulundu. Erdoğan," Yunanistan, Almanya'ya davet edilmediği için ciddi rahatsızlık içinde. Libya ve Türkiye arasındaki anlaşma zaten Yunanistan'ı çıldırtmıştı. (Hafter'in Yunanistan'a gitmesi) Hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Hele hele bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yok." diye konuştu.
Erdoğan, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümetin Nisan 2019'dan bu yana çok yoğun saldırılara maruz kaldığını belirterek, şöyle devam etti:"Darbeci Hafter ve destekçilerince gerçekleştirilen bu saldırılarda şimdiye kadar yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Yine çatışmalar nedeniyle 400 bine yakın Libyalı kardeşimiz evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yerlerinden edilen insanların bilhassa Tunus ve Cezayir üzerinde ciddi manada bir tepki oluşturduğunu, ciddi olarak da bir göç baskısı oluşturduğunu görüyoruz. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya'da tekrar zemin kazandığına da şahit oluyoruz. Saldırılar Libya'nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz'in istikrarını tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Darbeci Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gerekli tepkiyi bugüne kadar göstermemiştir. Darbeci Hafter ve destekçilerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir. Bu zirvenin, Trablus'a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya Konferansı'na katılmak üzere Berlin'e gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bekleyen Almanya'daki Türklerle bir araya geldi. Çavuşoğlu, vatandaşlarla sohbet etti, fotoğraf çektirdi.
UMH cephesi, silah desteğinin durdurulması, Libya'nın meşru hükümetinin tanınması, Libya'nın enerji kaynaklarının yabancı ülkelere verilmemesi ve Hafter milislerinin meşru hükümete karşı illegal bir savaşın neticesinde ele geçirilen topraklardan çekilmesini istiyor.
Hafter tarafının talepleri ise UMH kontrolündeki Libya Merkez Bankasının yönetimine Hafter güçlerinin dahil edilmesi, ateşkes anlaşması durumunda UMH'ye bağlı milislerin silahsızlandırılması, Hafter'e bağlı silahlı milislerin Trablus'da konuşlandırılması ve muhtemel bir siyasi çözüm sonucunda Hafter'in silah gücüyle sağladığı toprak kazanımları ile direkt orantılı olarak siyasi güç elde etmesi olarak sıralanıyor.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz es-Serrac, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in saldırılara devam etmesi durumunda siviller için uluslararası koruma gücü talep etti. Serrac, Libya Konferansı öncesinde Alman Welt am Sonntag gazetesine açıklamalarda bulundu.
Trablus'ta ocak ayı başında askeri akademiye yönelik saldırıda 35 öğrencinin hayatını kaybettiğine vurgu yapan Serrac, geçen yaz bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda da yaklaşık 50 kişinin öldürüldüğünü hatırlattı. "Hafter'in saldırılarına devam etmesi halinde uluslararası toplumun Libya'daki sivil halkı korumak için koruma gücü dahil harekete geçmesi gerekir." ifadesini kullanan Serrac, koruma gücünün, hükümeti değil, 9 aydan beri bombardıman altındaki sivil halkı korumak için görevlendirilmesi gerektiğini kaydetti.