Henüz 35 yaşında olan tahtın güçlü varisi, ülkenin on yıllardır 80'li yaşlarında olan krallar tarafından yönetiliyor olmasına alışmış olan gençliğine de daha yakın. Silahlı kuvvetler, içişleri bakanlığı ve Ulusal Muhafızları da doğrudan kendisine bağlayan Prens, böylece gücünü de pekiştirdi.
Yolundaki olası tüm pürüzleri temizlemekten çekinmeyen Muhammed bin Salman, 2017'deki veliaht prens olmasıyla sonuçlanan kansız darbede de eski İçişleri Bakanı ve eski Veliaht Prens olan, ABD'nin de o dönem favori kral adayı olan Muhammedn bin Nayef'i de hapsetmişti.
Bugüne kadar ABD'nin Suudi Arabistan'a baskı yaparak bölgedeki politik süreçleri etkileme çabasının da her zaman istenen sonucu vermediğini not edelim. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice, 2005'te bölgedeki otokratik rejimleri kınayan bir açıklama yapmış ve Suudi Arabistan'a demokrasiye geçerek serbest seçim yapması çağrısında bulunmuştu.
Suudi yönetimi de demokrasi sularına parmaklarını değdirerek bu çağrıya yanıt vermiş ve ülkede kısıtlı bir yerel seçim yapılmıştı. Sonuç mu? Muhafazakar, Batı karşıtı ve İslamcı adaylar göz kamaştıran farklarla seçimleri kazandı. Ardından Suudi yönetimi, ABD'deki müttefiklerine şunu söyledi: Ne dilediğinize dikkat edin.