Yeraltındaki dünya
03.10.2013 - 10:38 | Son Güncellenme:
.
Bulgaristan’da uzunluğu bir kilometreyi aşan yaklaşık 70 mağara bulunuyor.
İki tanesi var ki bunların içine doğal güneş ışığı girmesiyle sıradışı bir manzaraya sahip.
Prohodna ve Devetashka (Devetaşka) mağaraları, ülkedeki doğa turizminin en gözde yerleri arasında sayılıyor.
Prohodna Mağarası ise Lukovit yakınlarındaki Karlukovo köyü çıkışında bulunuyor.
Üzerindeki delikler sayesinde doğal olarak ışıklandırılmış bir özelliği sahip.
Mağara aynı zamanda Avrupa’daki en yüksek girişe sahip (45 metre).
Prohodna’nın en önemli özelliği, tam mağaranın ortasındaki tavan kayaların oluşturduğu dev oyuklardır. Bunlara halk dilinde “Tanrı’nın gözleri” ya da "Şeytan'ın gözleri" olarak da hitap ediliyor.
Gözlerden sürekli aşağıya doğru damlalar akıyor. Bu da kendi başına halk tarafında bir çok efsanenin tasvir edilmesine sebeb olmuş.
İngiliz fotoğrafçı Robbie Shone, hayatını mağaraları araştırmaya adamış bir insan.
Bu tutkusu nedeniyle Endonezya, Fransa ve Portekiz gibi birçok ülkenin yolunu tutan 33 yaşındaki Shone, yeri geldiğinde kapkaranlık mağaralarda gezindi, yeri geldiğinde ise dondurucu soğuklara rağmen başını taşlara koyarak uyudu.
Yaşadığı hiçbir zorluk onu bu işe gönül vermekten alıkoymadı.
Maceracı son olarak Hong Meigui Mağara Keşif Derneği’nden bir ekiple Çin'deki dev mağaları görünütüledi.
İp yardımıyla mağaranın en uç köşelerine bile tırmanan fotoğrafçının amacı, mağaralara dair bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarmak. Shonne tutkusun şu sözlerle ifade ediyor: “Hiç kimsenin daha önce ayak basmadığı yerleri keşfetmek, benim için çok özel bir duygu.”
İnce bir ipe asılı olan minik bir figür, Cloud Ladder Hall’un devasa ebadı karşısında küçücük kalıyor.
San Wang Dong’da başka bir mağara sistemine çıkan devasa bir yokuşun dibindeki büyük dikitler, mağaranın Gevrek Yorganlar denen bir kesiminde muazzam bir manzara oluşturuyor.
Hong Meigui’nin kurucularından Erin Lynch, altındaki siyah uçuruma inmeye hazırlanıyor. Arkasında kulakları sağır eden bir şelale var.
Sang Wang Dong’daki yeraltı kampı
Duncan Collis, ince bir iple, Er Wang Dong mağara sistemindeki geniş Niubizi Tian Keng zemin yüzeyine bakan küçük bir çıkıntıya tırmanıyor.
Bu, San Wang Dong’daki birçok devasa yer oluşumundan yalnızca biri.
Hong Meigui ekip üyeleri Duncan Collis ve Matt Ryan, San Wang Dong’un derinliklerinde “Rüzgârın Estiği Yer” olarak bilinen tuhaf bir geçit alanından yollarına devam ediyorlar.
Geçide verilen isim gayet uygun, zira esen sert rüzgârlar bu küçük tünelden adeta ıslık çalarak yerden toz ve kum kaldırıyor.
San Wang Dong’da başka bir mağara sistemine çıkan devasa bir yokuşun dibindeki büyük dikitler, mağaranın Gevrek Yorganlar denen bir kesiminde muazzam bir manzara oluşturuyor.
