‘30 sene bu izi silemedik’Baba "ölüm oruçları"nı 30 yıl önceki Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamıyla biten olaylara benzetti SERPİL ÇEVİKCAN AnkaraCezaevlerinde süren ölüm oruçlarından "çok tedirgin" olduğunu söyleyen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği günleri anımsatarak "O zaman da gençler bir hiç uğruna ölüme gittiler. 30 sene bunun etkisini silemedik. Geç kalınmamalı" dedi.
Gelişmeleri çok yakından izleyen ve kendisine düzenli olarak bilgi sunulan Demirel'in yakın çevresiyle paylaştığı gündemin iki sıcak maddesine ilişkin görüşlerinde önemli mesajlar verdi.
Demirel'in 60 günü aşan ölüm oruçlarıyla ilgili olarak çok tedirgin ve üzgün olduğunu belirttiği ve şu değerlendirmelerde bulunduğu kaydedildi:
"1971'de de yine gençler bir hiç uğruna ölüme gittiler. Biz 30 sene bu olayın etkisini silemedik. Bu bakımdan ben gençlerin bu tür örgütlerin kucağında bir şekilde ölüme gönderilmelerini içime sindiremiyorum. Ölüm olayları başlarsa ne kendi insanımıza ne dünyaya bunu kolay anlatamayız. Çok sıkıntıya düşeriz. Herkesin üzerine düşeni yapması ve geç kalınmadan bu sorunun çözülmesi lazım."
İngiltere'nin benzer bir eylemde bulunan İrlanda Kurtuluş Örgütü üyelerine müdahalesine ilişkin gelişmelerin de Demirel'in değerlendirmeleri sırasında gündeme geldiği belirtildi.
Af ısrarı "halin icabı"Demirel'in Cumhurbaşkanı Sezer'e aynen gönderilmesi olasılığı yüksek olan af yasasına ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptığı belirtildi:
"Siyasi sorumluluk hükümetindir. Hükümet demek 'hükmetmek' demektir. Siyasi sorumluluğu üstlenerek hükmetmek zorundadır. Hükümetin ısrarını halin icabı saymak gerekir."
İdam için "üç, üç" diye bağırmışlardıİdamların Meclis'te onaylanması için yapılan ve tartışmalı geçen görüşmelerde dönemin muhalefet lideri İsmet İnönü idamları engellemeye çalıştı.
12 Mart muhtırasının ardından kurulan Nihat Erim hükümetinin görevde olduğu oylamalar sırasında sağcı milletvekilleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf
Aslan'ın asılması yolundaki isteklerini "üç üç" diye sloganlar atarak dile getirdi. Sağ oylarla Gezmiş, İnan ve Aslan'ın idamına karar verildi.
Simge oldularDemirel'in "etkileri hala silinmedi" dediği olay THKO davası olarak nitelendirilen ve üç idamla sonuçlanan tartışmalı süreci içeriyor.
Ankara'da dört ABD'li askerin kaçırılması, İş Bankası Emek Şubesi'nin soyulması gibi eylemlere karışan Deniz Gezmiş (üstte), Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan Anayasa'yı ihlal ettikleri gerekçesiyle idama mahkum oldu.
30 yıl önceki Necdet Güçlü cinayetinin aktörleri konuştu:Beyhan Aslan: ‘Saldırı bana karşı değildi’
ANAP Grup Başkanvekili Aslan, ANAP İl Başkanı Atak’ı yalanladı
ANKARA ANKAANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan, ANAP Ankara il Başkanı Cengiz Atak'ın, 30 yıl önce, Dr. Necdet Güçlü'nün kendisinin ayağından vurulmasıyla başlayan olaylar sonucu öldürüldüğü iddiasını yalanladı.
Aslan, o dönem Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi ve Site Yurdu öğrenci başkanı olduğunu, yurt tarandığında ihtilal olduğunu zannettiklerini söyledi. Aslan, "Duvardan seken bir kurşun ayağıma rastlamış. Ben bunu duymadım bile. Bana yönelik bir saldırı değildi. Genel bir taramaydı. Sonra arkadaşlar beni hastaneye götürdüler" dedi.
Kendisinin vurulduğu tarama olayının 1970'te 9 Nisan'ı 10 Nisan'a bağlayan gece, Güçlü'nün vurulmasınınsa 14 Nisan'da olduğunu belirten Aslan, iki olayın birbiriyle bağlantılı olmadığını dile getirdi.
Beyhan Aslan, olayda adı geçen kişileri de yurtta kaldıkları için tanıdığını anlattı.
Görevden alınabilirÖte yandan, Atak'ın açıklamalarının ANAP yönetimini çok kızdırdığı ifade edildi. MHP'lilerin de olaya tepki gösterdikleri ve Atak'ın il başkanlığı görevinden alınabileceği belirtildi.
Cengiz Atak: "İtirafların benimle ilgisi yok"
ANKARA MilliyetANAP Ankara İl Başkanı Cengiz Atak, kendisine atfen yayınlanan "30 yıl sonra itiraf etti" haberinin gerçekleri yansıtmadığını söyledi. Atak, "Şahsım tarafından hiçbir şekilde söylenmeyen cümleler kullanılmıştır" dedi.
Atak, dünkü açıklamasında, habere konu olan Dr. Necdet Güçlü'nün öldürülmesi olayının, gazeteci Faruk Bildirici'nin "Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi" kitabında yer aldığını kaydederek şunları söyledi:
"Buradaki bilgiler sanki şahsımdan alınmış gibi yazılarak, şahsım ve İl Başkanlığı sıfatı ile temsil ettiğim partime zarar verilmesi gayreti içine girilmiştir. Hiçbir temel dayanağı olmayan bu haberle uzaktan yakından alakam yoktur. Konuyla ilgili tüm hukuki haklarımı kullanacağımın bilinmesini isterim."
"Silüetini Sevdiğimin Türkiyesi" kitabının yazarı Faruk Bildirici, tartışmayla ilgili şunları söyledi:
Kitapta yeni zanlı yok"Aslında Cengiz Atak sözlerin kendisine ait olmadığını söyleyince haberin doğruluğunu tartışmak anlamsız. Benim kitabımda farklı bir zanlı yok.
Haber kitaptan değil. Yeni zanlının ortaya çıkışıyla ilgili bilgiler yok, kitabımda Güçlü cinayetiyle ilgili ayrıntılı bilgiler var. Mahkeme kararlarını yazdım. Mahkeme kararında 'Ali Güngör ve İbrahim Doğan'ın faili belli olmayacak şekilde kazaen adam öldürdükleri' ifade ediliyordu. 30 yıl geçtikten sonra olayda 'atlatma' çabası seziyorum. Mahkeme kararı ortada."
Sadi Somuncuoğlu: "O tarihte kamyonum bile yoktu"
Somuncuoğlu, Necdet Güçlü'nün öldürülmesinde "olayın planlayıcısı" olduğu iddialarını reddetti
ANKARA MilliyetCumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını açıklamasıyla MHP'den olaylı bir biçimde ayrılan
Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, Dr. Necdet Güçlü'nün öldürülmesiyle ilgili ANAP İl Başkanı Cengiz Atak'ın iddialarını yalanladı. Somuncuoğlu, olayda kullanılan tuz kamyonun kendisine ait olduğu açıklamalarına, "Bu iddia doğru değildir. O tarihte ticaretle uğraşmıyordum. Kamyonum da yoktu" dedi.
Somuncuoğlu, iddialara karşılık şunları söyledi
"O dönemde ne tuz kamyonum, ne de normal kamyonum vardı. Türk Ocakları Merkez Müdürü idim. Bir davet üzerine Emniyet Müdürlüğü'ne gittik. Birkaç saat süren yüzleştirme ve kimlik tespiti işleminden sonra bizlere 'kusura bakmayın, sizin işiniz bitti, gidebilirsiniz' denildi. Şahsıma yöneltilen 'baskının planlayıcısı' suçlaması gerçekleri yansıtmamaktadır."
GÜNCEL