Aronofsky’ye yuhalamalar ve alkışlar

74. Venedik Film Festivali’nde Darren Aronofsky’nin hakkında bilgilerin özenle gizlendiği filmi ‘mother!’ dünya prömiyerini dün gerçekleştirdi. Başrollerini Jennifer Lawrence ve Javier Bardem’in paylaştığı ve bir çifti canlandırdıkları film, Aronofsky’nin ‘Black Swan’ın gerilimine döndüğü en iddialı filmlerinden biri. Basın gösteriminde izleyiciyi ikiye bölen, jenerik akarken alkışlarla yuhalamaların birbirine karıştığı film, özellikle finalinde yarattığı gerilimle dikkat çekiyor.

İzleyiciyi ikiye böldü

Şair bir adam (Bardem) ve onun yanan evini yeniden inşa eden genç eşinin (Lawrence) sakin yaşamı eve gelmeye başlayan gizemli ziyaretçilerle altüst olur. Kadın, adamla yalnız hayatını müdahale olmadan sürdürmek isterken evdeki tuhaf olaylar gitgide gerilimi tırmandırır. Kadın karakterin bakış açısından izlediğimiz, ‘Black Swan’ gibi Roman Polanski’nin ‘Tiksinti’sinden ilham almışa benzeyen film, bir kadının iç dünyasının temsilini sunuyor. ‘mother!’, basın gösterimindeki tepkinin de gösterdiği gibi duyarsız kalmanın imkânsız olduğu, ‘Black Swan’dan çok daha fazla tartışma yaratacak ve yönetmenin kesinlikle en cesur işlerinden biri olarak değerlendirilebilir.

Kara komedi ve dram iç içe

Yarışmanın ‘mother!’ın aksine izleyiciyi ikiye bölmeyen, herkesin bir dereceye kadar takdir ettiği filmi ise İngiliz yönetmen Martin McDonagh ’ın ABD’de çektiği ‘Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’ oldu. Başrolde Frances McDormand’ın çok sert ve kararlı Mildred’ı canlandırdığı film, kızı katledilen annenin üç billboard kiralayıp yazdığı yazılarla yerel polisi suçluları yakalamaya zorlamasını konu alıyor.

Film, kara komedi ve dramın iç içe geçtiği bir ABD portresi olarak dikkat çekiyor. ‘Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’, McDonagh’ın önceki filmleri ‘Yedi Psikopat’ ve ‘In Bruge’deki diyalog yazma ve karakter yaratma yeteneğini önceki filmlerini aşan bir sinema duygusuyla birleştirdiği, izleyiciyi yansıttığı her duyguya zorlanmadan ortak eden bir yapım.

Japonya sinemasının en önemli isimlerinden ve Cannes’ın gözde yönetmenlerinden Hirokazu Kore-eda ise bu sefer yeni filmi ‘The Third Murder’ı, Venedik yarışmasında sundu. Aile hikayelerine ağırlık veren yönetmen, izleyicilerini bu sefer ağırkanlı bir polisiyeyle karşıladı. Olayın komplosundan ziyade adalet nedir, hakikat var mıdır gibi sorulara odaklanan film, olgun anlatımı ve özenli yönetmenliğiyle dikkat çekiyor.