15.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Nergis Fırtına
‘One Beat One Tree’ projesini kentlerin simge yapılarının üzerine yansıtan sanatçı, sanal orman görüntüleriyle doğal dünya ve gelişen teknoloji konularına eğiliyor. Dijital ağaçlar, insanların gerçek kalp ritimleriyle büyüyor. Ağaçların büyümeleri içinse izleyiciler, performans sırasında telefonlarıyla uygulamaya bağlanıyor. MARKA konferansının yönetmeni Ayşegül Yürekli Şengör de dünyanın daha iyi bir yer olması için böyle projelere destek verdiklerini vurguluyor. Dün başlayan ve bugün devam eden MARKA Konferansı’na katılan Naziha Mestaoui, bu kapsamda projesini anlattı.
‘One Heart, One Tree’nin arkasında yatan felsefe nedir?
Bu projenin bütün amacı, çevreye yardımcı olabileceğimizi göstermek. ‘One Heart, One Tree’yi yaratmamın sebebi dünyanın tüm insanlarını doğa için harekete geçirmek. Her katılımcı sanal olarak bir ağaç büyütürken gerçek bir ağaç bağışlamış olacak. Bu sanal ağaçlar, kalp atışının ritmi ile büyüyecek ve sonra gerçek bir ağaç olarak dikilmiş olacak. Doğa bir yaşam ağıdır, bir nesne değil. Geleceği şekillendirmek bizim elimizde olan bir şey.
Bu enstalasyon çalışmasında ne göreceğiz?
‘One Heart, One Tree’ daha önce Eiffel Kulesi’nin yüzeylerine yansıtılmıştı. MARKA 2016’da ise çalışma karanlık bir odada sergilenecek ve odaya giren her bir insan bir beyaz yüzeyde bir sanal ağaç dikmiş olacak. Her bir sanal ağaç numaralandırılacak ve daha sonra bu ağaçlar, gerçek ağaç fidanları olacak Türkiye’ye dikilecek.
Bu projeden yola çıkarak dünyada şu zamana kadar kaç tane ağaç dikildi?
Şu ana kadar yaklaşık 70 bin ağaç diktik. Henüz yolun başındayız. Daha fazla ağacın dikilmesine yardım etmeliyiz. 1 milyon 500 bin gibi bir sayınının üzerine çıkmak için çabalıyoruz. Tek amacımız bunun sayısını gün gittikçe daha da arttırmak.
‘Doğayla bağlantı kurun’
Toplumda çevreci bilinci uyandırmak için neler yapmalıyız?
Bence buradaki en önemli şey, doğayla bağlantı sağlayamamamız. Eğer bir kez doğayla iletişim kurarsak, ona bağımlı olduğumuzu anlarız. Ağaçlar biz olmadan hayatta kalabilir, ama biz onlarsız yaşayamayız. Doğa ile kendimiz arasındaki ortak ilişkiyi anlamamız bilinçlenmeyi güçlendirecektir ve bence bu kesinlikle asıl yapmamız gereken şey.