24.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Meltem Günay
Türkiye’den Avrupa’ya göç eden milyonlarca Türk’ün hatıraları, eşyaları ve hikâyeleri fotoğraflar eşliğinde İngiltere’deki Oxford Üniversitesi Pitt Rivers Müzesi’nde sergileniyor. DiasporaTürk iş birliğiyle gerçekleştirilen sergide, işçi ailelerine ait fotoğraf ve hikâyeler, onlara ait tarihi göç eşyaları da yer alıyor. 50 yıllık pasaport, tren bileti, tıraş takımı, mektuplar, kartpostallar, tahta bavul, radyo, kaset, fötr şapka, duvar halısı, çalışma evrakları, Almanca sözlük, takvim, masa saati, gazete kupürleri, fotoğraf makinesi ve madenci lambası gibi onlarca göç eşyası, Türklerin yarım asırlık göç hikâyesini ortak hatıralar ve semboller üzerinden anlatıyor.
Almanya ve Türkiye arasında yazılmış mektuplar ve kartpostallar, gurbeti ve özlemi anlatırken, 70’li yıllarda Avrupa’daki Türkler arasında yaygınlaşan ve seslerini kaydederek ailelerine gönderdikleri, sesli mektup denilen kasetler de göç ve gurbet olgusunun zaman içerisindeki dönüşümünü yansıtıyor.
10 Aralık’ta ziyarete açılan sergide yer alan eşyaların bir kısmı DiasporaTurk koleksiyonundan, bir kısmı da ailelerden. Avrupa’ya göç eden Abdullah Belgin, Burhan Bektaş, Feramuz Türkan, Müzeyyen Önal, Fikriye Ulusoy, Durmuş Zirgi, İsmail Beyhan, Şaban Dedeağa, Fatih Ketancı, İbrahim Tenzile, Muharrem Tezer, Ay, Aygün, Çakır, Çelebi, Çolak, Delibaşoğlu, Deniz, Gündüz, Kafkas, Neng, Özel, Özer, Pakel, Soyhan, Sönmez, Şora ve Turhan ailelerinin hikâyeleri 31 Mayıs’a sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Müzeyyen Önal’a ait tren bileti, Fikriye Ulusoy’a ait geyikli halı, Şaban Dedeağaç’a ait “Alamancı şapkası”nın da büyük ilgi gördüğü Oxford’daki sergide yer alan kasetlerde gurbetçilerin o günlere dair anlatımları da bulunuyor. Gurbetçilerden biri şöyle demiş, “Eşim Almanya’dan bir kaset bir de teyp göndermiş. Aynı kasetin üzerine konuş sen de bana gönder demiş. Kıyıp da sesinin üzerine konuşamadım. Ona yine eskisi gibi mektup gönderdim.”
ŞAMPİYON GURBETÇİ
Türklerin Avrupa macerasını anlatan sergide en dikkat çekici hikâyelerden biri ay ailesine ati. 1969’da Hollanda’nın Amsterdam kentine göç eden Halil İbrahim Ay, 1971’de eşi Arife ve en küçük çocukları Hüseyin Zeki’yi alarak Noord bölgesine yerleşti. Ailenin küçük oğlu Hüseyin Zeki, o yıllarda ayrımcılığa maruz kalınca kendini spora verdi, kick boks eğitimleri almaya başladı. Hüseyin Zeki, Fransa’da düzenlenen Avrupa Kick Boks Turnuvası’nda Hollanda adına yarışarak şampiyonluk elde eder. Hollanda basını Ay ailesinin kapısını çalar. Anne Arife Ay’ın çalıştığı yüzme havuzuna giden gazeteciler onunla konuşmak isterler. Mesai saati sırasında çekilen fotoğrafta merceğe bakamaz Arife Ay, mahcup bir gülümsemeyle fotoğrafçıya poz verir. Arife Ay hem çalışıp hem de şampiyon bir çocuk yetiştirmeyi başardığı için o sene yılın annesi seçilir. Anne 2008’de, baba Halil İbrahim Ay ise 2014’te hayata veda eder. Arife Ay’ın havuzda temizlik yaparken çekilen fotoğrafı, göçmen kadın işçileri anlatan sembol fotoğraflardan biri haline gelir.
Hüseyin Zeki, Hollanda adına yarıştı ve şampiyon oldu.