13.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Paşa Alyurt - İstanbul
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘İletişim Yolu ile Dolandırıcılık’ çalıştayı, dün İstanbul’da başladı. Bayrampaşa’da bir otelde gerçekleştirilen ve 14 Ocak’ta sona erecek çalıştayda 28 konuşmacı ile kurum ve kuruluşlardan alanında uzman 308 kişi katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, geçen yıl iletişim yoluyla dolandırıcılıkta 9 bin 950 olayın meydana geldiğini, şüpheli olarak yakalanan 1780 kişiden 786’sının tutuklandığını belirterek, “Hiçbir savcı, hakim, asker ve polis sizden böyle bir talepte bulunmaz, ‘Şuraya lütfen para yatırın’ demez. Hakim, savcı, başkomiser, asker sıfatıyla arayıp bir yere para yatırmanızı istiyorlarsa, biliniz ki o kişi dolandırıcıdır”’ dedi.
‘Farkındalığı artırmak’
İletişim yoluyla dolandırıcılığı önlemenin en etkili yollarından birisinin toplumda farkındalığı artırmak olduğunu ifade eden Lekesiz, “İçişleri Bakanlığı’nın tüm verileri analitik bir yaklaşımla Adalet Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri Kurumu, GSM operatörleri, EPDK, Türkiye Futbol Federasyonu, BDDK, Türkiye Bankalar Birliği gibi kurumlarla işbirliği içinde ele alınmıştır” dedi. Farkındalığı artırmak için yapılan çalışmaları da anlatan Lekesiz, söz konusu suçun, nitelikli dolandırıcılık veya yağma kapsamına alınarak, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesinde yer alan katalog suçlar arasına dahil edilmesi yönünde Adalet Bakanlığı ile çalışmaların devam edeceğini sözlerine ekledi.
34 milyon abone bilgilendirildi
Türkiye genelindeki dolandırıcılık olaylarının yüzde 30’unu iletişim yoluyla gerçekleşti. Mağdurların yüzde 60’ı 40 yaş ve üzerinde, yüzde 21’i üniversite mezunu ve yüzde 65’i erkek. Şüpheliler, suça konu vatandaşların mal varlıklarının yüzde 60’ını bankacılık işlemleriyle, yüzde 27’sini elden teslim ettirerek ve yüzde 13’ünü belli bir yere bıraktırarak mağdur etti. Şüphelilerin yüzde 75’i ise 18-40 yaşında arasında. Vatandaşların bilinçlendirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında, 2014’te Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından iletişim yoluyla dolandırıcılık konulu uyarı metni, ülkedeki tüm camilerde kurban ve ramazan bayramları ile cuma hutbesinde okutuldu. Geçen yıl 309 bin 689 broşür, 10 bin 300 afiş, 8 bin stiker dağıtılırken, EPDK aracılığıyla elektrik ve doğalgaz faturalarında yer alan uyarı metinleriyle 3 ayrı dönem halinde toplam 34 milyon aboneye bilgilendirme yapıldı.
‘Adeta hipnoz etkisinde kaldım’
Çalıştayın ilk oturumunda ise 50 bin dolar ve 10 bin lira dolandırılan Prof. Dr. Canan Karatay konuştu. Karatay, başından geçen dolandırıcılık olayını şöyle anlattı:
“Kendini savcı olarak tanıtan kişi, beni arayarak Şırnak’taki çatışmada PKK’lı bir kişinin üzerinden Canan Karatay adına kimlik çıktığını, ayrıca İsviçre ve Katar’da adıma banka hesabı açıldığını, 180 bin doların PKK’ya gönderildiğini söyledi. ‘Bunu sizin yapmadığınızı biliyoruz. Şu an operasyon içindeyiz. Bize yardım etmeniz lazım’ dedi. Bu cümleler karşısında adeta hipnoz etkisinde kaldım. İlker Başbuğ’un terörist diye içeriye girdiği bir dönemde başınıza bu geliyor, 70 yaşında hapse mi gireceğim diye şok oluyor, doğru düşünemiyorsunuz.”
Kendisini dolandıran kişiyle arasındaki geçen ilginç diyaloğu da paylaşan Karatay, “Bana konuşurken ‘Şüphe uyandıracaksanız ‘savcı bey’ demeyin, eşinizle nasıl konuşuyorsanız öyle konuşun’ dedi. Ben de bunun üstüne eşimin ismi olan Ali ile hitap ederek, ‘Peki Ali Bey’ dedim” diye konuştu.
‘O his kullanılıyor’
“Savcı, bankacı para isteyemez, yazılı tebligat şarttır. Polisten, komiserden gelen hiçbir telefona cevap vermeyeceğiz. Sakın korkma, hipnotize olma. Hakikaten hipnotize olduğumu ifade etmiştim. Para konusu olan hiçbir telefona ve telefondan gelen telsiz seslerine inanma. Para konusu olan hiçbir konuya kulak asma” diyerek önerilerde bulunan Karatay, sözlerine şöyle devam etti:
“İletişim yoluyla dolandırıcılık yapanların hedef kitle bizleriz, işçi, memur emeklileri ve aileleri, hayatı boyunca devleti için çalışanlar, hayatı boyunca devletine güvenenler. Bu his kullanılıyor çünkü devletin sizi kandıracağına inanamazsınız. ‘Ben gelmişim 70 yaşına, artık devlet beni kandırmaz’ diyorum. Hayat boyunca üçkağıt bilmeyenler, üçkâğıtla işi olmayanlar, kimseyi dolandırmayanlar dolandırılıyorlar.”
‘Vücudumuz da dolandırılıyor’
Karatay, “Bırak o telefonu, bırak o baklavayı. İki türlü organize suç işleniyor, tamamen organize suçtur benim görüşüm. Vücudumuz da dolandırılıyor. Vücudumuz nasıl dolandırılıyor? Olay öyle önemli ki organize çetelerin uzmanlıkları bu. Bir bardak kolada 22 paket toz şeker var. Yemeniz mümkün değil ama bunu alıp içine her şeyi katıyor ve çocuklara içiriyorlar. 3 yaşındaki çocuk bile dolandırılıyor. Sağlıklıymış gibi halka sunuluyor, halk dolandırılıyor. Karatay, bir kez dolandırıldı ama halkımız günbegün dolandırılıyor” diye konuştu.