‘Bizi Güneş ikna etti’

‘Bizi Güneş ikna etti’
22 yıl önce Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği’ni basan dört Filistinli gerillanın lideri Sebanu, "Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş bizi ikna etmeseydi çok kan dökülecekti" diyor
GÜLAY FIRAT İstanbul

Ankara’daki Mısır Büyükelçiği’ni 22 yıl önce basan dört Filistinli gerilladan Muhammed Ali Zerad, Mustafa Beşeyşi ve Hüseyin Abdullah aftan yararlanmayı beklerken, durumu netlik kazanmayan liderleri Mervan Sebanu, "Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ikna etmeseydi çok kan dökülecekti" dedi. Sebanu, Mısır Büyükelçiliği baskınıyla ilgili karanlıkta kalan soruları yanıtladı:

Hedef neden Mısır Büyükelçiliği’ydi?
Hedef Almanya’daki İsrail Konsolosluğu idi. Almanya’ya gitmek için Antakya’dan Türkiye’ye girdim. İstanbul’da FKÖ’ye bağlı ‘Filistin Kartalları’nı aradım, ‘Almanya’ya gitme, geri dön!’ emri geldi. Mısır’da yakalanan iki arkadışımız ismimi vermiş, deşifre olduğum için örgüt telaşlanmış. Silahlarla dönüş yapmak zordu. İstanbul’da bir Türk dostuma bıraktım. Sonuçta 4 kalaşnikof, 8 el bombası, 500 mermi, 4 şarjör Türkiye’de kaldığı için zorunlu olarak Mısır Büyükelçiliği hedeflendi.

Güvenliği nasıl aştınız?
11 gün araştırma yaptık. Olay günü Mısır Büyükelçiliği yanındaki Kuğulu Park’a gittik. Silahlar valizin içindeydi. Herkes silahını alıp paltolarına gizledi. Plana göre, Mustafa’ya silah vermedik. O vize istemek bahanesiyle kapıyı açtırdığında, içeri dalacaktık. Şansımıza kapı açıktı. Mustafa’yı beklemeden harekete geçtik.

Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile telefonda neler konuştunuz?
Bana, ‘Ne istiyorsunuz?’ dedi. Ben de sıraladım; Mısır - İsrail anlaşmasını Türkiye kabul etmesin. Filistin Konsolosluğu açılsın, Türkiye Filistin’i tanısın. Mısır’daki arkadaşlarımız serbest bırakılsın. Amerika ile ilişki kesilsin. Güneş bana, ‘Amerika ile ilişkiyi kesmeyiz,’ dedi. Ben de, ‘Bizi tanıyın’ dedim. Güneş, ‘Filistin’i destekliyoruz, yanınızdayız’ karşılığını verdi.

Nasıl ikna oldunuz?
Güneş, ‘Mervan bana iyi niyetini göster, yoksa seninle konuşmam’ dedi. ‘Ne istiyorsun?’ dedim. ‘Bir iki kişiyi bırak, sonra konuşalım’ önerisinde bulundu. İki kadını bıraktım. Saat 17.30’da aradığında, ‘Mervan yanlış yaptınız’ diyerek, iki polisin şehit olduğunu bildirdi. El bombasıyla kendimi öldürmek istedim, arkadaşlar engelledi. Çünkü ben onları öldürmedim, öldürmek için de gelmedim. İyi niyetimizi göstermek için Türk adaletine güvendik, teslim olduk. Ama 22 yıl yatacağım hiç aklıma gelmemişti. Keşke assalardı da 22 sene yatmasıydım.

Bakanla neden öpüştünüz?
Eğer Güneş olmasaydı, çok kan dökülecekti. Örgüt ‘Kesinlikle öleceksiniz teslim olmayacaksınız’ diyordu. Ama Hasan Fehmi Güneş bana insanlıkla yakınlaştı, ‘Kan dökülmesin Mervan’ dedi. Teslim olmaya karar verdik, ancak iki polisin şehit olması yüzünden beni vurabilirlerdi. Güneş’i yeniden aradım, ‘Polislerden biri beni vurursa, kim kurtaracak? Silahı bırakıyorum, dışarı çıkıyorum,’ dedim. ‘Seni kapıda bekleyeceğim’ dedi. Söylediği gibi kapıda bekliyordu. Elini uzattı. 45 saat stres altında kalınca birbirimizi öptük.

Af’tan yararlanıyor musunuz?
Psikolojik olarak hazırlandık. Arkadaşlarla helalleştik. Arkadaşlara, Allah kurtarsın dedik. Memlekete döneceğiz, kardeşleri, aileyi göreceğiz. Kudüs’ü göreceğiz, dört kişi hayal kurmaya başladık. Çantayı hazırladık. Çıkmayı beklerken şok olduk.

22 yıl geçti 13 Temmuz 1979’da, Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği dört Filistinli gerilla Mervan Sebanu, Muhammed Ali Zerad, Mustafa Beşeyşi ve Hüseyin Abdullah tarafından basıldı. İki polisi şehit eden gerillalar, Mısır Büyükelçisi Ahmet Kemal Ulema’nın yanı sıra 7’si Türk, 20 kişiyi rehin aldı. 45 saat süren baskın, dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in (sağ altta) çabasıyla "öpüşerek" sona erdi. Baskından bu yana 22 yıl geçerken, Bilecik Cezaevi’nde bulunan gerillalardan üçü yakında şartla salıverme yasasından yararlanarak serbest kalacak. Ancak lider Mervan Sebanu’nun durumu net değil. Avukatları Sebanu’nun daha birkaç yıl yatacağını belirtiyor.



GÜNCEL