Donanmada artık oramiral kalmadı

Balyoz davası kapsamında çok sayıda amiralin tutuklanması, daha sonra yargılamaları sürmesine ve suçlulukları ispat edilmemesine rağmen amirallerin teamül dışı bir uygulamayla emekliye ayrılmasının ardından Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner de istifa etti. Güner’in istifasının ardından Donanma Komutanlığı’na Ağustos 2013’teki YAŞ’a kadar Koramiral Recep Bülent Bostanoğlu’nun vekâleten getirilmesi öngörülüyor. Bu istifa, Deniz Kuvvetler Komutanlığı’nda bünyesinde iki olan “oramiral” sayısının da zorunlu olarak “bir”e indirilmesi anlamına geliyor. Bu istifa sonrasında, Donanma Komutanlığı’nı 2016 sonuna kadar “koramiral” rütbesindeki bir deniz subayı yönetecek.
Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura toplantısında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesine kesin gözüyle bakılan Oramiral Güner’in geçtiğimiz günlerde sürpriz bir şekilde istifa ettiği ortaya çıktı. Oramiral Güner’in istifasında Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramalar sırasında ele geçirilen belgelerin ardından Deniz Kuvvetleri bünyesinde sert bir tepkinin gösterilmemiş olması ve dönemin Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’in savcılara kravat hediye etmesinin etkili olduğu ileri sürüldü.

Karara tepki gösterdi
Alınan bilgilere göre; Güner’in istifasında, Balyoz davası kapsamında çok sayıda amiralin ve deniz subayının tutuklu olarak yargılanmasının ardından henüz yargılamaları süren amirallerin teamül dışı bir uygulamayla Ağustos 2012’de emekliye ayrılması kararı da etkili oldu.
Güner’in ağustosta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Ancak istifayı tercih eden Güner’in ardından Donanma Komutanlığı’na Ağustos Şura’sına kadar Koramiral Bostanoğlu’nun vekâlet edeceği öngörülüyor.
Güner’in istifası Ağustos 2013’te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na kimin geleceği konusunda farklı senaryolar doğmasına neden oldu. TSK atama teamüllerine göre 2013 Ağustos’unda emekliye ayrılması gereken Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’in görev süresinin bir yıl uzatılma olasılığı bulunuyor. Eğer bu olasılık gündeme sokulmazsa, aynı Şura’da oramiralliğe terfi edecek Bostanoğlu’nun doğrudan Deniz Kuvvetleri Komutanı olması öngörülüyor.

“Kor”la yönetilecek
İlgili kanun gereği Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda iki “oramiral” kadrosu bulunuyor. Ancak Güner’in istifa kararının ardından bu kadro otomatik olarak “bir”e inecek. Ağustos ayındaki Şura’da Oramiral Bilgel’in emekliye ayrılması durumunda, ikinci bir oramiral kadrosu tahsis edilemeyeceğinden, Deniz Kuvvetleri’nde yalnızca bir oramiral kalacak. Bu durumun da tutuklu koramirallerin durumunda bir değişiklik olmaması durumunda en erken 2016’ya kadar sürmesi öngörülüyor. Bu durumda, 2016’ya kadar Donanma Komutanlığı’nın TSK teamüllerine aykırı olarak bir koramiral tarafından yürütülmesi zorunlu hale gelecek.

2 koramiral tutuklu

Halen koramiraller Abdullah Can Erenoğlu ve Deniz Cora çeşitli davalar nedeniyle tutuklu bulunuyor. Ağustos 2013’te Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’na getirilen Tümamiral Kemalettin Gür de ailevi nedenlerle bir süre önce kurumdan istifa etmişti.

Çetin’in kitabında yazıyordu

Balyoz davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan dönemin Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin, “Bir İhanetin Öyküsü-Hasdal’da Bir Amiral” kitabında şöyle anlatmıştı:
“Tutanaklar imzalandı. Saat neredeyse gecenin 2’si olmuştu. Üs Komutanı’na savcılarla birlikte Komutanın makamına geçmelerini, benim de birazdan geleceğimi söyledim. Durumu Ankara’ya rapor edecektim. Konuşmamı bitirip dışarı çıktığımda Genel Sekreteri Donanma Komutanlığı amblemli hediye torbalarından biriyle görünce şaşırdım:
* Hayrola, nedir bunlar?
* Kravat komutanım. Donanma Komutanı savcılara hediye edecek.
* Emin misin? Bir yanlışlık olmasın?
* Emir subayı şimdi telefonla söyledi.
Adeta nutkum tutulmuştu. Kimliği belirsiz bir ihbar mektubu ile gecenin bir yarısı Donanma Karargâhını yerle bir eden savcılara, bugünün anısına denizci motifi taşıyan kravat hediye edecektik. Yapacak bir şey yoktu. Savcılar Komutanın odasındaydı. Tartışmanın bir olanağı yoktu. Donanma Komutanı, ‘Sizi biraz üzdük bu akşam’ diyerek gülümseyen savcıya, ‘Gerçekten çok üzüldüm’ diyerek hediyesini takdim ederken sinirden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.”