08.04.2010 - 00:10 | Son Güncellenme:
BURSA DHA
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Nilüfer Belediyesi’nin “Aydınlarla Yüz Yüze” söyleşisine katıldı.
Önceki gün Bursa’da düzenlenen söyleşide Doğan özetle şunları söyledi:
“Cebimde süresiz gazeteci kartı var, basın kartı taşıyorum. Bana ‘İşin, mesleğin nedir?’ diye sorduklarında göğsümü gere gere ‘Gazete sahibiyim’ diyorum. Gazete sahibi olmaktan da çok keyif alıyorum. Başka işlerim de var ama ben birinci işimi gazete sahibi olarak görüyorum.
Zaten grubumuzun önemli ağırlığı da yayıncılıkla ilgili. Bu bakımdan gazetecilik konusunda biraz konuşabileceğimi zannediyorum. Ben, kesin rakamlar yok ama yaptığım ilk tahminlere göre herhalde en uzun süre gazete sahibi unvanını taşıyan iki-üç kişiden birisiyim. Yani 31 yıllık gazete sahipliğini devirdim.
Gazetecilik zor iştir. Benim sanayi işlerim de vardır, sanayi işlerimde gidip görüyorum, bir kalıp yaptırıyorlar, kalıbı makineye bağlıyorlar ve ondan sonra otomobil yapacaklarsa o kalıp orayı saatte kaç tane otomobil üretecekse otomobil üretiyor. Rot yapacaksa o kalıp o rotu statik olarak üretiyor.
Ama gazetecilik öyle değil. Bir kalıbı yok. Muhabirler koşuşturuyor, foto muhabirleri koşuşturuyor, yazarlar koşuşturuyor, yazı işleri koşuşturur, sekretarya koşuşturur. Haber hazırlamak için herkes günlerce saatlerce koşuşturur, haberi hazırlar, o gazete akşam biter. Aynı heyecan aynı duygu aynı stres yeniden başlar. Yani bir kalıbı yok ki o kalıbı makineye bağlayalım, o kalıbımız 5-10 yıl devam etsin.
‘Vakit bulamazsınız’
Gazeteyi bir sanayi ürünü olarak kabul edersiniz, günlük yaşayan bir ürün, hatta çıktıktan üç saat sonra önemini kaybeden bir ürün. Onun için zor iştir, çok dikkat ister, hata yapmamak ister. Yarış vardır, yarışta öne geçmek ister. Aynı şey televizyonlar için de vardır. Gazeteciler daha çok tiraj yapmak için, okurlarına kendilerini beğendirmek için uğraşırlar. Prestij edinsin, daha çok satsınlar, daha çok isimleri konuşulsun diye uğraşırlar. Televizyoncuların da başında reyting belası vardır. Aman reyting yarın düşecek, öbür gün düşecek diye devamlı stres yaşarlar. Zor iştir, stresli iştir. Ama bir iyi tarafı var, can sıkıntısına yer yoktur. Çünkü stresten, koşuşturmaktan, daha iyi yapacağım demekten vakit bulamazsınız ki canınız sıkılsın.
Bu koşuşturma arasında çok önemli, özellikle habercilikte çok önemli şeyler vardır. Habere kendi siyasi görüşlerini, kendi dünya görüşünü katmayacaksın. Haberi objektif vereceksin. Görüşlerinden arındıracaksın, tarafsız vereceksin, taraf olmayacaksın, yanlış yapmayacaksın. Birkaç yerden kontrol edeceksin bu haber doğru mu diye. Benim görüşlerim o haber içinde var mı diye koşturacaksın, ondan sonra bunu tarafsız verme gayreti içinde olacaksın. O bakımdan çok zor iştir.
‘İtibarın artar’
Eğer bunu okurlarına doğru verebiliyorsan, eğer tarafsızlık gösterebiliyorsan, tarafsız gazetecilik yapabiliyorsan, itibarın ve inanılırlığın da o oranda artıyor. Şunu söyleyeyim, en zor gazetecilik tarafsız olmaktır. Taraf olmak daha kolaydır gazeteciler için. Ben taraf olanları suçlamak için bunu söylemiyorum. Gazetecilikte şimdi buna ‘yandaş’ diyorlar. Yandaş gazetecilik de olabilir, bu da gayet doğaldır. Dünyanın her tarafında iktidar yanlısı gazeteler de var, iktidar karşıtı gazeteler de var. Ama bir de bağımsız gazeteler var. Karşıt olmak ya da yandaş olmak daha kolaydır.
Yandaş olursanız o gün sizin fikrinizde olan bir sürü siyasi yanlışta olanlar, birçok insan sizi takip eder, e-mail çeker, telgraf çeker, telefonlar eder, sizi takip ederler. Karşıt fikirde olanlar size belki tepki gösterirler ama daha az tepki gösterirler. Ama tarafsız olursanız her iki taraftan da tepki alırsınız. Tarafsız olmak ne demek, bugün yandaş basın gibi yazmak, yarın karşısındaki olan gibi yazmak. Çünkü olaylar her gün ayrı gelişiyor.
Her gün ayrı verdiğimiz için bir gün yandaşın hoşuna gider, ertesi gün onun hoşuna gitmez, o sizin aleyhinizde yayın yapar, dedikodu yapar. Bu defa da öbürünün hoşuna gider o size karşı çıkar. O bakımdan ben diyorum ki, yayıncılığın en zor tarafı yansız yayıncılıktır, tarafsız yayıncılıktır. Bunu yapmak kolay iş değil. Bu çok büyük başarı ister. Ne kadar başarılı olursanız olun, yine de burada çok eleştiriyi göze alacaksınız, çok riski göze alacaksınız. Ama sonuçları bakımından insanları doğru bilgilendirmek...
‘Ekonomik bağımsızlık şart’
Yayıncılığı birinci iş olarak kabul ediyorum. Her yayıncılık yaptığımız yerden para kazanmak istiyoruz. Benim bir genel görüşüm var. Ben diyorum ki, ekonomik bağımsızlığı olmayan hiçbir yayın organı haber bağımsızlığı yapamaz. Bazı arkadaşlarımız gazetelerin para kazanmasını sanki böyle yanlış bir şeymiş gibi görüyor. Hayır, ben tersini söylüyorum. Gazeteler ve televizyonların mutlaka para kazanması lazım ki bağımsız olsun. Aksi halde ya reklam verene ya kredi verene ya siyasi iktidara karşı bağımlı olursunuz. Onun için bizim yayıncılığımızın esası, ekonomisini kendi yaratan, kendi ekonomik bağımsızlığını elde eden yayın organlarına sahip olmaktır.”
‘O konu yargıda’
Doğan bir soru üzerine de şu yanıtı verdi: “Vergi konusu yargıya intikal etmiştir. Bize yazılan belki dünyanın en büyük vergisidir. Dünyada hiçbir gruba toplam 5 milyar dolar vergi yazılmamıştır. Bize 5 milyar dolar vergi yazılmıştır. Bunu siyasi bir şeyle söylemek istemiyorum ama ben haksız olduğu kanaatini taşıyorum.”
Cemiyet yöneticileri buluştu
Aydın Doğan’ın katıldığı söyleşiyi izleyen bazı gazeteci cemiyeti yöneticileri de şöyle:
Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Erdal Yılmaz, Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Emin Güzbey, Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir, Bartın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Güngör Yavuzaslan, Edirne Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Gönül Uyanıktır, Çorum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, Haber Kameramanları Derneği Başkanı Talay Ulusu, Giresun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bekir Bayram, Kırıkkale Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Selci, Kırşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Emin Turpçu, Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa Özdemir, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ertuğrul Aytaç, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ünal Türkeş, Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Gökhan Erkmen, Uşak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Coşkun Özler, Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı O. Hakan Kıracı, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık, Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kemal Özdilek, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Ümit Gürtuna ve Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Süleyman Ukav.