Gündem ‘Eşsiz ve Güçlü Eller’ cesaret veriyor

‘Eşsiz ve Güçlü Eller’ cesaret veriyor

12.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Her çocuğun özgün ve güçlü bir birey olarak yetişmesi, farklılıklarıyla mutlu olabilmesi için çalışan Eşsiz ve Güçlü Eller, birinci yılını doldurdu.

‘Eşsiz ve Güçlü Eller’ cesaret veriyor

AHENK BAYAZIT İstanbul - İstanbul’da yaşayan klinik psikolog Eda Malkav, hamileliğinin beşinci ayında kızı Ela’nın dünyaya uzuv farklılığıyla birlikte geleceğini öğrendi. Ela’yı kucağına alır almaz bu konuda farkındalık yaratmak için harekete geçen genç anne, ‘engel değil, uzuv farklılığı’ anlayışıyla yola çıktı. Kendisiyle ortak tecrübeleri paylaşan anne ve babalarla bir araya gelerek işe başlayan Malkav, ‘Eşsiz ve Güçlü Eller’i kurdu.

Haberin Devamı

‘Bir aile gibi olduk’

Malkav, Milliyet’e yaptığı açıklamada “Zamanla bir aile gibi olduk. Birbirimizden çok şey öğrendik, en yakın zamanda dernekleşmek, ihtiyaç sahibi çocuklarımıza maddi destek sağlayabilmek istiyoruz” dedi. Eda Malkav, “Biz çocuklarımızın farklılıklarını saklamalarını istemiyoruz. Tam tersi bizim çocuklarımız da görünür olmalı. Kendilerini oldukları gibi ifade etmeli, sevmeliler. Protez kullanmak isterlerse bunu görsel amaçla değil, yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla tercih etmeliler. Bu konuda önce ailelerin bilinçlenmesi gerekiyor. Aileler çocuklarının ellerini ortaya çıkarma, gösterme yoluna giderse uzuv farklılığı normalleşecektir” ifadelerini kullandı.

Oyuncak ilk aşama

Haberin Devamı

Her çocuğun uzuv farklılığı olan bir oyuncak edinmesi gerektiğini söyleyen Malkav, “Böylelikle çocuklar farklılıklara aşina olarak büyüyecektir. Sosyalleşme aşamasında ve okul yaşamında ‘ötekileştirilme, dışlanma, akran zorbalığı’ gibi durumlarla daha az karşılaşacağız. Çocuklardaki güzellik ve bütünlük algısını değiştirmemiz gerekiyor. Örneğin aileler çocuklarını, bebeklerinin parmakları, elleri kırılsa bile onlarla oynamaya devam etmeleri için teşvik etmeli” dedi. Çocukların içerisinde farklı karakterlerin bulunduğu kitapları okumasının önemine de değinen Malkav, “Türkiye’de maalesef böyle kitaplar pek yok, genellikle yurt dışından çeviri, sınırlı sayıda kitap var. Mesela; kısa kulaklı bir tavşanın kendiyle barışma yolculuğunu, kısa kulaklarını kabul etme hikayesini anlatan bir kitap var. Özellikle okul öncesi eğitimde öğretmenlerin veya ailelerin bu kitapları çocuklarına okuması bilinçlendirme yaratacaktır. Böylelikle çocuklar okula başladıklarında farklı olan arkadaşlarını çok daha çabuk kabul edebilecektir” ifadelerini kullandı.

‘Hiçbir zaman eksik hissetmedim’

Eşsiz ve Güçlü Eller aracılığıyla hikayelerini paylaşanların sayısı giderek artıyor. İşte onlardan bazıları:

Öznur Korkmaz: Özel sektörde beyaz yaka çalışanım. Boş vakitlerimde bir buçuk elimle (kendime taktığım lakabım) amigurumi oyuncaklar örüyorum. Her insan farklıdır farklılıklar bize renk katar.

Haberin Devamı

‘Eşsiz ve Güçlü Eller’ cesaret veriyor

Ceren Candan: Üniversite öğrencisiyim. 20 Kasım 2003 tarihinde sol elimde uzuv farklılığımla dünyaya geldim. Kendimi hiçbir zaman eksik hissetmedim, yalnızca farklıydım ve beni ben yapan tam olarak buydu. Fakat yetiştiğim çevrenin bilinçsizliğimden ötürü zor bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim. Kendimi ve bana emanet edilen bu bedeni çok seviyorum.