Gündem Gizemli Mayalara yolculuk

Gizemli Mayalara yolculuk

13.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Mayalar, eşsiz mimarileri ve yaşam biçimleriyle tarihteki en karmaşık ve ilgi uyandıran uygarlıklardan. Bugün hâlâ güneydoğu Meksika ve Guatemala’da yaşayan Maya halklarının bulunduğu toprakları görmek için yola çıktık...

Gizemli Mayalara yolculuk

Mayalar sanatsal ve bilimsel yaratıcılıkları nedeniyle Orta Amerika dünyasının en seçkin ve karmaşık medeniyetlerinden biri. Yüksek dağlık alanlar, yağmur ormanları ve geniş kıyı bölgelerine yerleşip yaşamlarını devam ettirmişler. Bugün hâlâ güneydoğu Meksika, Guatemala, Honduras, Belize ve El Salvador’da yaşayan farklı Maya halkları var. Dillerini, inançlarını ve geleneklerini gururla koruyorlar. Bu gelişmiş ileri uygarlığın yaşadığı toprakları ve günümüze kadar gelen yaşam biçimlerini görmek için çıkıyoruz yola.

Haberin Devamı

Gezimizin rotasını diş hekimi ve fotoğrafçı arkadaşımız Cem Canbay hazırlayıp bize de defalarca anlatıyor. Gelin görün ki Olmekler, Toltekler, Aztekler ve Mayalar derken Orta Amerika uygarlıklarının kafamızı bu kadar karıştıracağını bilmiyorduk. Hangi yerleşim yeri Mayalar’ın hangisi Azteklerin, Azteklerden önce kimler yaşamış?

Benim için sorular bunlarla da kalmıyordu. 40 dereceye varan sıcaklıkta piramitlere tırmanabilecek miyim? Sırlarını hâlâ koruyan Mayalar’ın inancına göre, ölümden sonraki dünyalara geçiş yeri olarak görülen ‘Cenote’ yani su kuyularına girip yüzebilecek miyim?

İşte Meksika’da geçen 15 günün notları...

Gizemli Mayalara yolculuk

İlk durak Tulum

İstanbul’dan Paris aktarmalı Mexico City’ye, oradan da ‘Riviera Maya’ denilen Quintana Roo eyaletine 24 saati bulan bir yolculukla varıyoruz.

Haberin Devamı

İlk durak Tulum. Mayaların deniz kıyısındaki yerleşim yeri, kasabaya 15 dakika uzaklıkta. Surlarla çevrili antik liman kentinde yeşim ve turkuaz gibi değerli taş ticareti yapılmış. ‘Kale’, ‘Rüzgâr tanrısı tapınağı’, ‘Freskler tapınağı’ gibi birkaç önemli yapı var. Şu sıralar sakinleri iguanalar ve gezginler. Biraz dinlenme vakti. Karayip Denizi’nin sularında serinleyip, rüzgârda hışırdayan palmiyelerin altında uyuyakalmışız. Akşamüzeri sahile gelen balıkçı teknelerinin etrafını saran martıların sesine uyanıyoruz.

Ay ışığında parlayan yollar

Ertesi gün klasik dönemin en büyük Maya şehirlerinden biri Cobá’dayız. Yüksekliği 42 metreyi bulan Nohoch Mull Piramidi’nin zirvesine çıkabilirsiniz. Ancak 100 küsur adım atmaya hazır olun. Tabii yükseklik korkunuz yoksa.

Maya kültürü Cobá’da MS 400-1100 yılları arasında gelişmiş. Beyaz kireç taşı tozu kullanılarak geniş ve uzun yollar inşa etmişler. Gece ay ışığında aydınlanan yollar sayesinde ticaret ağı çok gelişmiş.

Tanrıların enerjisi Chichen Itza’da

Tüylü yılan Kukulcan en önemli piramit tapınak. Kukulcan’ın dört tarafındaki basamak sayısı, üstteki tapınakla birlikte 365’e ulaşıyor ki bir yılın günlerine denk geliyor. Mart ve eylül aylarında güneş batarken oluşan ekinokslarda iki büyük tüylü yılanın gölgesi piramidin üstüne düşüyor. Maya tanrılarının enerjisini hissetmek ve bu anı paylaşmak için yılın bu aylarında yapılan kutlamalara dünyanın dört bir köşesinden insanlar geliyor.

Haberin Devamı

Savaşçılar Tapınağı’nın etrafındaki 1000 sütun savaşçıları simgeliyor. Yağmur tanrısı Chaac Mool yine en tepede. Chichen Itza’da, Toltek-Maya uygarlığının ulaştığı en yüksek seviye kendini mimaride gösteriyor. Örneğin en büyük top sahasını da burada görüyoruz. 168’e 68 metre.

Venüs platformunun etrafı tüylü yılan-Kukulcan heykelleri ile dolu. Chichen Itza’da yaşam 1450’lerde Mayaların burayı terk etmesiyle son bulmuş. Nedeni hâlâ tam olarak bilinmiyor.

Gizemli Mayalara yolculuk

Açığa çıkarılacak sırlar

Manastır rotası sıcaktan kimsenin kafasını dışarıya bile çıkartamadığı kasabalar arasında geçiyor. Mısır sarısına boyanmış İzamal çok sakin. Tüm bu rotadaki kasabalar gibi burası da Maya piramitlerinin üzerine inşa edilmiş. Franciscan manastırı ‘St Anthony of Padua’nın bahçesinde, burayı 1993’te ziyaret eden Papa’nın heykeli de yer alıyor. Yerliler, haklarını iyileştirmek için gelen Papa’ya teşekkürlerini sunmak için bu heykeli yapmışlar. Kinich Kakmo Maya arkeolojik alanının hemen yakınındaki bir restoranda lima çorbası içip dinleniyoruz.

Haberin Devamı

‘Görev tamamlandı’

Doğu’nun incisi Valladolid’e vardığımızda ise kakao tadımı yapıyor, bal çeşitlerini deneyip yerel kıyafetlerin olduğu dükkânlarda keyifli vakit geçirdikten sonra, buraya yarım saat uzaklıktaki Ek-Balam ören yerine gidiyoruz.

Siyah jaguar anlamına gelen Ek-Balam’ın girişinde Maya yerlilerine rastlıyoruz. Fırsat bu fırsat, ben de gezi boyunca yanımda taşıdığım Beşiktaş bayrağı ile fotoğraf çekme şansını yakalıyorum. Gazeteden arkadaşım Gökhan Karakaş’ın bana verdiği görevi de yerine getirmiş oluyorum.

Ek-Balam’da akropolisin girişinde yeryüzüne giriş kapısı olarak adlandırılan bir figur var. Burada kazıların hâlâ devam ediyor olması açığa çıkarılacak birçok Maya sırrı olduğunu gösteriyor.

Gizemli Mayalara yolculuk

Ölümden sonrasına geçiş: ‘Cenote’

Sıra Mayaların ölümden sonraki dünyalara geçiş yaptıklarına inandıkları doğal su kuyuları ‘Cenote’lere geliyor. Cenote Samula da bunlardan biri. Daracık bir girişten merdivenle iniyoruz. Kireç taşından oluşmuş mağaranın tavanındaki sarkıtların arasındaki açıklıktan ışık süzülüyor içeriye. Küçük yarasalar uçuyor, biraz çekinerek giriyorum.

Haberin Devamı

Turkuaz suyun içindeki minik şifacı balıkların arasında yüzmek tedirginliğimi alıyor. Bu bölgedeki Maya yerlileri çoğunlukla kuraklıkla mücadele etmiş. Yağmur ve yer altı sularının biriktiği bu mağaralar, hasadın iyi geçmesi için insanların kurban edildiği yerler olmuş. Cenote’lerde insan kemikleri ve değerli mücevherler bulunmuş.

Bugün Yucatan Yarımadası, Maya uygarlığının gizemleri, görkemli piramitleri, su altı zenginliği, bembeyaz kumsalı ve cenote’leriyle dünya gezginlerini buraya çekmeye devam ediyor.

Yaşayan şehir Merida

Francisco de Montejo tarafından 1542’de, “T’ho” olarak bilinen eski bir Maya yerleşim yeri üzerine kurulmuş Merida. Santa Lucia parkı ile Katedral St İldefonso yakınlarında her an bir kültürel faaliyet var. Şehir müzesi, hükümet sarayı, dükkânlar ve parkları ile küçük sevimli bir şehir. Parklarda aşıklar için ‘sen ve ben’ koltukları pek boş kalmıyor. Pazar günleri öğlene kadar trafiğe kapatılan sokaklar bisikletlilere ve yayalara bırakılıyor.

Yucatan bölgesinde iki önemli rota var. Biri Puuc rotası (Mayalardan kalan arkeolojik alanlar) diğeri de Manastır rotası. (İspanyol işgali sırasında yerle bir olan eski Maya tapınaklarının taşları ile inşa edilmiş kasabalar ve manastırlar)

Puuc rotasında sırasıyla Uxmal, Kabah, Sayil ve Labna’yı geziyoruz.

Süslü Puuc mimarisi

Eşsiz Puuc mimarisinin en iyi korunmuş örneği Uxmal’da. Girişte “Pyramid of the Magician’s”, büyücünün piramidi karşılıyor bizi. Bir efsaneye göre, bu piramit tapınak Uxmal’ın kralı ile iddiaya giren cüce tarafından bir gecede inşa edilmiş. Maya dilinde üç kez inşa edilmiş anlamına da gelen Uxmal, geç klasik dönemde çok büyük metropol ve dini merkez olmuş. Çift başlı Jaguar platformu, Kaplumbağaların evi, Kral Chaac’ın rezidansı, güvercin evi, rahiplerin tören yaptıkları kare alan ve bir diğer önemli yapı ise Maya top oyunu sahası.

Yağmur tanrısı Chaac Mool, tüylü yılan Kukulcan motifleri ve astrolojik semboller ile çok süslü Puuc mimarisi görülmeye değer. Puuc rotasına Kabah, Sayil ve Labna ile devam ettiğimiz Puuc tepelerindeki bu tapınaklar İspanyollar’ın yerleşim yerlerine uzak kaldığı için günümüze kadar iyi korunarak gelebilmiş. Bir zamanlar yemyeşil orman olan Puuc tepeleri şimdilerde kuraklıkla karşı karşıya kalmış.