GündemKeşke olsa!

Keşke olsa!

16.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çünkü Arjantin kaderiyle tango yapabilen bir ülke. Tango ise, unutmamak demek. Türkiye mi? Siz krizde olduğumuzu hâlâ hatırlıyor musunuz?...

Keşke olsa

Türkiye, Arjantin olur mu? Bu yazı dizisinin yayımlanmaya başlandığı andan itibaren, dürüst olmak gerekirse, aklımda hep şu soru vardı: Hakikaten Arjantinin hal - i pür melali Türkiyede önemsenecek mi? Zira, Türkiye -sizin de çok iyi bildiğiniz gibi- tuhaf bir ülke. Bir gün çok önemli olan bir mesele, durumda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen, ertesi gün sanki hiç olmamışçasına unutulabiliyor. Türkiye, unutmak konusunda garip bir maharete sahip. Mesela bizim bir krizimiz, bir "toplumsal patlama" korkumuz, açlıktan ölen çocuklarımız vardı. Ne oldu? AKP iktidara geldiği günden beri sanki bütün bunlar artık yokmuş gibi davranıyoruz. Anlaşılmaz bir hayal âlemi. Oysa hiç önemsenmeyen mahallelerde insanlar hâlâ ölümle hayat arasında her gün zayıf bir dala tutunarak yaşamaya çalışıyor. İşsiz insanlar nerede? "NI OLVIDO!" "Ni olvido, ni perdon!"Ne unutmak, ne affetmek istiyoruz.26 yıl, her perşembe... Azap gibi. Diktatörlük döneminde çocukları kaybedilen anneler bugün tam Kongre binasının karşısına kendi üniversitelerini kurmuşlar. Arjantinin günahlarının kayıtları gibi dimdik! Bu yüzden meydandaki anıtın üzerinde "Gracias Madres!" yazıyor, Arjantin onlara hafızayı canlı tuttukları için teşekkür ediyor. Arjantindeki bütün eylemler böyle. Bankazedeler, her hafta belli günlerde gidip banka çekiçliyorlar. Bankalar artık çelik zırhlarla kaplı olduğu için çıkardıkları ses bütün şehri inletiyor. Bir şey elde etmiş değiller, ama devam ediyorlar. Yollara barikat kuran Piketerolar bir günlük mesele değil, yedi yıldır sürüyor. Asambleler öyle... Bir de "Eski Politik Mahkûmlar Derneği"ndeki samba dersi... Bizim kaç eski politik mahkûmumuz var? Onlar neredeler? Buharlaştılar mı? Bunu en çok Plaza Mayorda 26 yıldır, her perşembe günü, saat 15.00te eylem yapan kayıp annelerini izlerken düşündüm. Sloganları şuydu: TÜRKİYE "OLAMAZ" Kemal Dervişin (ki bakınız o da artık yokmuş gibi, hiç hatırlanmıyor) ekonominin prensi olduğu günlerde en çok konuşulan şey "Türkiye Arjantin olur mu?" sorusuydu. Söyleyeyim. Bana sorarsanız olamaz. Keşke olsa... Çünkü Arjantin, haber ajanslarının geçtiği görüntülerdeki gibi banka önlerinde delirmiş insanların değil; hayatlarını, mülkiyet duygusundan kısmen vazgeçerek, ortaklaşa kurmaya, direnmeye, gitgide hayatı değiştirmeye karar vermiş insanların ülkesi... Eylem yapıp sonra tangoya gidenlerin; işçilerin ele geçirdiği fabrikalarda tiyatro yapanların; kendi kararlarını almak için tartışanların; ülkesini IMFnin eline bırakıp "Nasıl olsa biri kurtarır" demeyenlerin memleketi. Arjantin, unutmayanların ve vazgeçmeyenlerin yurdu.Benim yapmaya çalıştığım şey "Türkiye Arjantin olur mu?" sorusunu cevaplamak değil, bu sorunun anlamını değiştirmek, başka bir hayatın "hayal" olmadığını, gerçek olduğunu göstermekti. O kadar... Ama esas mesele şu: Asamblelerde doğrudan demokrasi: Karar anı! Arjantindeki krizden sonra gelişen en önemli toplumsal hareketlerden biri Asambleler. "Birleşme", "bir araya gelme" anlamındaki kavram, insanların her mahallede, belli bir yerde toplanarak mahalle için, yapacakları eylemler için karar almalarını anlatıyor. Asambleler sadece mahallelerde değil, aynı zamanda her meslek içinde de örgütleniyor. Mahalle Asamblelerinde oy kullanmak için sadece mahallede yaşamak yetiyor; on beş yaşındaki çocukların da oy hakkı var. Asambleler haftada bir gün kendi mahallesinde, sonra temsilcileri aracılığıyla her pazar günü de Merkez Parkında toplanıyor. Hemen her Asamblenin kurduğu bir ortak ekmek fırını var. Bunları kurmak için genellikle özel şirketlere ait, atıl alanları işgal ediyorlar. Asamble hareketi, şimdi Arjantinde orta sınıfın örgütlenme biçimi. IMF tartışılıyor! "Ben siyaset teorisi öğretiyorum. Ama son yıllarda bu olanları anlayabilmek için oturup Aristoyu yeniden okudum. Sonra da Rousseaunun Toplumsal Sözleşmesini."Piketeros, Asamble, eylemler, fabrika işgalleri... Bunlar iktidarı etkiliyor mu Arjantinde?- Gayrı resmi düzeyde, evet. Bu hareketler daha ziyade toplumsal hayatı çok değiştirdi. Bundan iki yıl önce bir küçük burjuvanın "IMFye karşıyım" dediğini duyamazdınız ama şimdi Piketeros hareketi ve Asambleler sayesinde bütün küçük burjuva evlerinde IMF tartışılıyor.Farklı toplumsal sınıflardan çıkan muhalif hareketlerin birbirlerine bakışı nasıl?- Asamble orta sınıf insanları olarak görülüyordu. Tek isteklerinin bankadaki paralarını almak olduğu zannediliyordu. Evet, bunlar şehirli orta sınıftır ama apolitik değillerdi. Piketeroslara gelince; önceleri orta sınıf onlardan korkuyordu. Ama zamanla, "günün birinde" değil, yakın bir zamanda sonlarının onlar gibi olacağını gördüler. Ve sonunda şu ünlü slogan çıktı:"Piquete y cacerola la lucha es una sola!" (Orta sınıf ve Barikat, birlikte mücadeleye!)Seçimlerden ne bekliyorsunuz?- Ekim 2001 seçimlerinin adı "Voto Bronca" (Öfke Oyu) oldu. Çünkü Arjantinin sadece yüzde ellisi geçerli oy kullandı. İnsanlar Mikiye, Usame bin Ladine hatta Clarin gazetesinin arka sayfasındaki, elleri olmayan kuş benzeri çizgi kahramana oy verdiler. Elleri olmadığından çalamayacağı için... Bu seçimde de aynı şey olacak. Çünkü 19 Aralık 2001den beri politikacılar, yolsuzluklarla ilgili göstermelik bile olsa bir şey yapmadı.Arjantinde son tango nasıl bitecek sizce?- Benim ülkemin önünde iki yol var: 1. Latin Amerikanizasyon 2. Argenitasso (Patlama). Ya diğer Latin Amerika ülkeleri gibi olmaya alışacağız ya da sonu bilinmez bir patlama. Tomas Varnagy, Buenos Aires Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı. Odasında kendi çektiği Piketeros eylem fotoğrafları... Tanık olduğum onca şeyin ardından Arjantine ilişkin "büyük resmi" teorik düzeyde görebilmek için konuşuyoruz Varnagy ile. Ama ilk cümle şu oluyor: - BİTTİ - YAZININ 1. BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ... YAZININ 2. BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ... YAZININ 3. BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ... YAZININ 4. BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ...

KEŞFETYENİ
Sağlık durumu kritik! 'Acil vasi atanması gerekiyor'
Sağlık durumu kritik! 'Acil vasi atanması gerekiyor'

Cadde | 16.06.2025 - 08:24

Nihal Candan'ın hastanede tedavisi devam ediyor. Dün hastanede doğum gününü kutlayan Nihal Candan'ın sağlık durumuyla ilgili yeni gelişme yaşandı.

Yazarlar