Kızım dimdik ve cesurca öldü

Norveçli cani terörist Anders Behring Breivik’in geçen yıl 22 Temmuz günü Utöya Adası’nda yaptığı katliamda hayatını kaybeden 17 yaşındaki Türk kızı Gizem Doğan’ın anne ve babası Trondheim kentindeki evlerinde Milliyet’e konuştu.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Anne Gülderen kızını kaybetmenin verdiği acının etkisi, Türk medyasında çıkan bazı asılsız, rencide edici haberler ve kızının üzerinden malzeme yapılmaması düşüncesiyle kesinlikle fotoğrafta yer almak istemedi.
Evlerine gazeteci kabul etmeyen ve uzun süre ısrarımız nedeniyle Milliyet’i kabul ettikleri halde aralarında tartıştıklarını söyleyen anne Gülderen, bundan böyle kesinlikle evlerine herhangi bir gazeteciyi kabul etmeyeceklerinin altını çizdi.

Büyük travmayı aşmak...
Daha 17 yaşındayken cesurluğu, haksızlıklara karşı çıkışı, devrimciliği, sosyal yaşantısı, kültürüne ve dinine sahip çıkmasıyla geleceğin istikbal vaadeden politikacılarından olması beklenen Gizem’in, hayatta olmaması nedeniyle ailesi geçirdikleri bu büyük travmayı aşmak için uğraş veriyorlar.
Her hafta psikoloğa giden anne Gülderen ve baba Abdülkadir, geride kalan Arda ve Berk adında 7 yaşındaki ikiz çocukları için yaşam mücadelesi verdiklerini dile getirirlerken, Gizem’in artık hayatta olmamasıyla kendilerinin de yarılarını gitmiş gibi görüyorlar.
‘Gizem benim her şeyim’di diyen anne Gülderen bunu, ‘Artık ben yarı benim’ diyerek vurguluyor.
Bazen gülerken bunun ağlamaya dönüştüğünü ve çok iniş çıkışlar yaşadıklarını belirten anne ve baba, isyan etmediklerini Allah sığındıklarını ifade ettiler.
Aşırı sağcı terörist Anders Behring Breivik’in başkent Oslo’daki İstinaf Mahkemesinde yargılanması duruşmalarını avukatının aldığı özel izinle 3 Türk tercüman eşliğinde her gün takip eden baba Abdülkadir Doğan, caninin ifadelerinden kızının cesurca öldüğünün anlaşıldığını söyledi.
Cani duruşmada verdiği bir ifadesinde, Utöya Adası’nda 4 şeyi hatırladığını anlatmış. Breivik’in hatırladığı 4. şey, ormanlık alanda bir ağacın orada yakaladığı Norveçli bir genç kızın sağa sola işaret göndererek löb, löb (kaç, kaç ya da koş koş anlamında kullanılır) diye bağırması üzerine seslendiği kişinin siyah saçlı göçmen bir kız olduğu ve omuzlarını kaldırarak kaçmaması dikkatini çekmiş. Gözlerini Breivik’e dikmiş dimdik ayakta duran kızın Gizem olduğu mahkemede belirtilirken cani bağıran kıza sinirlendiği için ona 3,
Gizem’e de 2 kurşun sıkmış.
Breivik’in adada katlettiği 69 gencin geride kalan ailelerinin bazılarıyla görüştüklerini söyleyen Gizem’in anne ve babası destek grubu oluşturduklarını belirttiler. Baba Abdülkadir, 19 Temmuz günü Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg’e tercüman vasıtasıyla Utöya Adası’nın müze haline getirilmesini önerdiğini ve bunun ülke medyasında büyük yankı yaptığını kaydetti.

Türk medyası yanlış yazdı
Breivik’e verilen 21 yıllık hapis cezasının karar duruşmasını kendine hakim olamam bir şeyler yaparım düşüncesiyle bulunduğu Trondheim kent mahkemesinden izleyen Abdülkadir Doğan, Türk medyasının bunu yanlış yazdığını öne sürdü. Cezanın Norveç tarihinde verilen en ağır ceza olduğuna işaret eden Gizem’in babası, Breivik’in ilk 10 yılı tecritte yatacağını bu süreden sonra mahkemeye başvurarak şartların iyileştirilmesi davası açabileceğini söyledi. 21 yıl yattıktan sonra 10 artı 10 yıl sürenin uzatılabileceğini ve ömürboyu hapisten çıkmayacağını sözlerine ekledi.

Her cuma mezarlıktalar
Trondheim’a 10km uzaklıktaki Tiller semtinde oturan Doğan ailesi, buraya yakın olan MOHOLT Müslüman mezarlığına defnettikleri kızlarının mezarını her cuma günü ziyaret ederek dua ediyorlar. Cuma günü başka hiçbir şey yapmıyorlar. Kalp şeklindeki mezar taşında, ‘Bismillahirrahmannirrahim’ Gizem Doğan ve Norveççe doğum ve ölüm tarihinin önünde Utöya ile en altta ‘Seni özlüyoruz’ yazıyor.

Breivik şikayetçi olmuş!
Gizem’in babası Abdülkadir, duruşmalarda caniyle çok göz göze geldiklerini anlattı.
Duruşmalarda gözleriyle sürekli Breivik’i taciz ettiğini vurgulayan baba Abdülkadir, avukatı vasıtasıyla kendisini şikayet eden caniyi mahkeme arka tarafa oturtarak birbirleriyle göz göze gelmemeyi sağlamış.

Gidemediği drama okulu
Gizem, Norveçli cani Breivik’in kurşunlarına hedef olmasaydı geçen yıl sonbaharda Trondheim Tiyatro okulunda drama eğitimi görecekti.
Kentte yaptığı faaliyetlerle herkesin hayran kaldığı Gizem okula başlayamadı ama gideceği 30 kişilik sınıfın öğrencileri ve öğretmeni Robert Morsund, Danimarkalı bir yazarın Türkiye üzerinden dramını anlattığı bir olayı onun için bir tiyatro sahnesine çevirerek elde ettikleri 85 bin Norveç kron geliri onun anısını yaşatmaya verdiler.
G.Antep Belediye Başkanı Asım Güzelbey’in kentte oluşturduğu, Gizem Doğan Yaşayarak Öğrenme Merkezi’ne bu parayı veren öğretmen ve arkadaşlarından oluşacak bir grup önümüzdeki şubat ayında yeniden bu kente gelerek Gizem’i yad edecekler.