04.12.2009 - 01:03 | Son Güncellenme:
ERDAL KILINÇ İstanbul
Bakırköy Osmaniye’de kendilerine sığınan bir kahveciyi saldırganlara vermeyen Cizre Sosyal Kültürel Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin üyeleri tarandı, binada bulunan Cizreli işadamı Selim Dindar (48) öldü, 5 kişi de yaralandı. Dindar’ın 12 Eylül darbesi sonrası 3 yıl yattığı Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleri röportajlarda anlattığı anlaşıldı.
12 Eylül’de 3 yıl yattı
Örgüt üyeliğinden 12 Eylül darbesinin ardından tutuklanan Selim Dindar’ın ilginç bir hayat öyküsü var. 20 yaşındayken cezaevine giren ve 3 yıl yatan Dindar, Diyarbakır Cezaevi’nde gördüğü işkenceyi 2003 yılında Radikal gazetesinden Neşe Düzel’e, Mayıs 2009’da da Habertürk’ten Balçiçek Pamir’e anlatmıştı. Dindar’ın röportajlarından bazı bölümler şöyle:
“Diyarbakır Cezaevi’ne girdiğimde 20 yaşındaydım. O dönemde hiçbir siyasi faaliyetim yoktu. Tabii Cizreliyim ve 12 Eylül 1980’i orada yaşadım, nasibimi aldım. Bizim bölge eskiden beri KDP’liydi. Ailem de öyleydi. Haliyle benim de Barzani’nin partisine sempatim vardı ve ‘KDP’liyim’ diyordum.
Mardin’de 78 gün sorguda tutuldum. Ben hiç PKK’lı olmadım ve PKK’lı da değilim. 100 kişilik koğuşta her gün 60’ın üzerinde marş söylüyorduk. Tabii dayak eşliğinde. Sonra beton avludaki lağım kapağı açılıyordu ve her birimiz baş aşağı o lağıma sokuluyorduk.
Dudağımdaki yaraları görüyorsunuz, copu yatay olarak bastırıyorlardı, dudak yırtılsın diye, nitekim yırtılırdı. Bir gün bir hemşerime tebessüm ettim diye elime 5 cm’lik çivi çaktılar. Postalla eze eze çaktılar... Bir köy sahibi vardı. Oğluyla birlikte içeri geldi. Oğluna soktukları copu babanın ağzına verdiler, sonra tam tersi.”
‘Bir daha gelirsem Kürt olmak istemem’
Dindar, söyleşilerde cezaevinde yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:
“Bir daha dünyaya gelseydim, asla Kürt olmak istemezdim. Kürdün kaderi cezaevi, dayak, işkence ve ölüm müdür? Diyelim sağ kaldım, kaderim dağa çıkmak mıdır? Benim hayalim herkes gibi mutlu bir yuva kurmak ve insanca yaşamaktır. Ama bugün olsa yine Cizre’de doğmak isterim. Cezaevindeki vahşet olmasaydı, Kürt meselesi bu ülkede bu kadar erken açığa çıkmazdı.
Diyarbakır Cezaevi’ndeki insanları birer militan haline getirdiler. Bunların yüzde 80’den fazlası dağa çıktı. İnsanın oradaki vahşeti gördükten sonra normal yaşama dönmesi çok zordu. ‘PKK hareketi 1984’te patladı’ derler ya, bu tarih, Diyarbakır’dan ana tahliyelerin olduğu tarihtir.”