01.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
KAFE MARMARA'YA PALTO İÇİNDE BIRAKILAN BOMBA PATLAYALI 12 YIL OLDU! Katili bulunmuş 'gibi' yapılıyor Yer: Taksim Kafe Marmara. Terör örgütlerinin "Yılbaşını kana bulayacağız" tehditleri savruluyor... Yazar Onat Kutlar ve eşi Filiz Kutlar ise Beyoğlu Mis Sokak'taki evlerinde farklı bir telaş içinde. O gece, evliliklerinin beşinci yıldönümünü kutlayacaklar. Sabah kahvelerini içerken, Kutlar, karısına, "Hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim" diyor. Akşam buluşmak üzere ayrılıyorlar. Filiz Kutlar, o gece kocasına güzel görünecek, kuaföre gitmeye karar veriyor. Ama önce, eşinin Beyoğlu'ndaki ofisine uğruyor. Birbirlerine uzun uzun sarılıyorlar, sanki bir daha hiç görüşmeyeceklermiş gibi. Tarih: 30 Aralık 1994. Ardından Onat Kutlar, sigarayı bıraktığı için müdavimi olduğu Çiçek Bar yerine, ferah olduğu için saat 18.30'da Kafe Marmara'ya gidiyor. 15 dakika sonra, Taksim sarsılıyor. Teröristlerin, bir palto içerisinde bıraktıkları bomba patlıyor. Kutlar, 11 gün boyunca verdiği mücadeleye yenik düşüyor.Bu cinayetin üzerinden 12 yıl geçti. Ama Filiz Kutlar hâlâ dün gibi yaşıyor. Ona göre, bu olayın failleri hiçbir zaman bulunamadı, dosya gerçekte hiç açılmadığı gibi, hiç kapanamadı. Kutlar, bombanın ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor:"O günlerde IBDA - C herkese 'yılbaşını başınıza yıkacağız' diye tehditler savuruyordu. Buluştuğumuzda neden 'gitme' demedim; Yıllarca aylarca vicdan azabı çektim. Bana aldığı bir gümüş kolyeyi ceketinin cebinde buldum, ama takamıyorum." 11 gün ölüme direndi Dava sürecinde çok büyük acılar yaşadığını söyleyen Filiz Kutlar, şöyle devam ediyor:"Bu dava hiç açılmadı ki kapansın. Birtakım itirafçılar çıktı. Ama gerçek failler kesinlikle onlar değildi. Anlatırken de rolünü iyi ezberlemediklerini gördüm. Bu dava kaynadı gitti. Daha önce dini terör örgütlerinden tehditler geldiği için ben onların üzerinde duruyorum. Ne tür hesaplar yapıldı bilmiyorum. Bu davaya yeterli özen gösterilmedi. Gerçek faillerin bulunmamasıyla da, yeni terör olaylarına yeşil ışık yakılmış oldu."Kutlar, "Onat'ın katili bulunmuş gibi yapılıyor" diyor. Patlamadan sonra bir daha Kafe Marmara'ya gidemediğini söylüyor.Ve Filiz Kutlar, gelecek yıl eşinin hikâyelerden oluşan bir tiyatro oyununu sahneye koymak istiyor. 'Bu dava kaynadı gitti' Bu kareden bir kişi kaldı The Marmara Kafe'de Onat Kutlar ile birlikte yaşamını yitiren arkeolog Yasemin Cebenoyan'ın ailesi de kader kurbanı oldu.Kızlarının ölümünün ardından 17 Ağustos 1999'daki depremde Yalova'da bulunan annesi Tuncay, babası Hikmet Cebenoyan ve 1.5 yaşındaki yeğeni Ali de göçük altında kalarak hayatını kaybetti. Bütün bu acıyı yüklenmek zorunda kalan ise Yasemin'in abisi arkeolog Cüneyt Cebenoyan'dı. Cebenoyan, 29 Aralık 1994'te çektirdikleri aile fotoğrafına bakarken, karedekilerden sadece kendisinin kaldığını anlatıyor: "Yasemin tanıdığım en insancıl, en iyi kalpli insandı. Olaydan bir gün önce Kuruçeşme Divan'da doğum gününü kutladık. Aile yemeği yedik. Çok mutluydu. Ertesi gün evde dinlenmek istemiş. 'Arayan olursa yokum' demiş anneme. Ama annem, yalan söyleyememiş. Arkadaşı da 'hediyeni vereceğim' diye ısrar edince, kıramamış. The Marmara'ya gitmiş, daha arkadaşı gelmeden bomba patlamış zaten."Olaydan sonra, anne ve babasının uzun süre toparlanamadığını söyleyen Cebenoyan, şöyle devam ediyor acı hikâyesine: Arkadaşı ısrar etmiş "Hep bir neden aradılar bu ölüme. Biz yeniden hayata bağlanalım diye eşimle Ali isminde bir çocuğa sahip olduk. 1999'da Yalova'daki yazlığımıza gittiler. Aslında Fethiye'ye gideceklerdi. Biz engel olduk, arabanın emniyet kemeri yok, tehlikeli olur dedik. Deprem oldu, üçünü de kaybettik. Keşkelerle yaşıyorum. Keşke Fethiye'ye gönderseydik, keşke biz de gitseydik, keşke..."Cüneyt Cebenoyan, bomba olayıyla ilgili dava konusunda ise şöyle diyor:"Hâlâ, dava ne noktada bilmiyoruz. Usulden bozuldu en son. Annemler gazetecilerle konuşuyorlar diye, bir gün eve telefon gelmiş emniyetten, 'Artık konuşmayın, failler bulundu' diye. Sonra korkup uzun süre benim de bir şey yapmamı engellemişlerdi. Bu dava sonucunda kamuoyunu ikna edemediler. Güven yitirdik." Keşkelerle yaşıyorum Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ın yaşamına son veren bomba, 30 Ocak 1994'te Kafe Marmara'ya yerleştirildi. Eylemi İBDA - C üstlendi. Örgütün yayın organları da eylemi bir başarı olarak duyurdu. İstanbul Emniyeti ise olaydan kısa süre sonra eylemin PKK tarafından yapıldığını ve sorumluların yakalandığını açıkladı. İstanbul DGM'de PKK adına bombalama eylemleri gerçekleştirdikleri iddiasıyla 23 sanık yargılandı. Birçok kez heyet değişikliğine uğrayan davada Deniz Demir, Hicran Kaçmaz ve Abdülcelil Kaçmaz'a müebbet hapis cezasi verildi. Ancak, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Nisan 2004'te "Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanma başvurularının incelenmeden karar verildiği" gerekçesiyle kararı bozdu. Eylemi İBDA-C üstlendi, PKK yargılandı