Gündem Şifa bulayım derken canınızdan olmayın

Şifa bulayım derken canınızdan olmayın

15.04.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Profesör Abdürrahim Koçyiğit, bitkilerle tedavi anlamına gelen fitoterapi adı altında piyasada satılan ürünler konusunda halkı uyardı: Satılan ürünlerin içerik analizi ve endikasyonları yok. Piyasada herkes kendi adına ilaç üretir hale geldi. Piyasada 150’den fazla ürünü var 7, 8’i Sağlık Bakanlığı onaylı. Sadece Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlere güvenin

Şifa bulayım derken canınızdan olmayın

Tamamen doğal bitkisel yöntemlerle uygulanan ve alternatif tıp yöntemi olarak kabul edilen fitoterapi yöntemiyle tedavi şimdilerde oldukça popüler hale geldi. İnternetten, aktarlardan “fitoterapi ilacı” adı altında pek çok ilaca ulaşmak mümkün. Bezmialem Üniversitesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Abdürrahim Koçyiğit, Milliyet’e yaptığı açıklamada, piyasada satılan bu ürünler konusunda vatandaşları uyardı.

Haberin Devamı

‘3500 ürün var’

“Halkımız fitoterapi ilacı diye aldıkları ürünlere dikkat etsinler” diyen Koçyiğit, “Ciddi riskler söz konusu. Ürünlerin mutlaka hekim kontrolünden geçmiş üzerinde araştırmaların tamamlanmış ve Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılması gerekir” dedi. Aynı zamanda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT) 2019 Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Abdürrahim Koçyiğit, piyasadaki fitoterapi ilaçlarının Sağlık Bakanlığı’ndan izninin yok denecek kadar az olduğuna işaret etti:

“Tarım Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı 3500’ün üzerinde bitkisel ürün var, üzerinde ‘İlaç değildir, gıda takviyesi’ yazıyor. Ancak fitoterapi uzmanları bu ürünleri ilaç gibi kullanıyor. Bu işten anlamayan sertifika almadan bu işi yapan insanlar mevcut. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı bitkisel ilaçlar üretmeyi hedefliyoruz. Devletin vizyon ve teşviki de önemli. Bitkisel ilaç ve geleneksel tıp yöntemlerine hükümet destek veriyor ancak uygulanan yöntemlerde sıkıntı var.

Haberin Devamı

Fitoterapi ürünlerinde ciddi riskler söz konusu. Satılan ürünlerin içerik analizi ve endikasyonları yok. Sadece Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlere güvensinler. Çok tanınmış bir firmanın Anadolu’daki fabrikasını gezdik. 150’den fazla ürünü var ancak sadece 7, 8 ürün Sağlık Bakanlığı onaylı. Piyasada herkes kendi adına ilaç üretir hale geldi. Meşhur isimler var. Tarım Bakanlığı’ndan onay alıp kendi ürünlerini piyasaya sürüyorlar. Tedaviye gelen vatandaşlara olası risklere karşı onay formu imzalatıyorlar. Böylelikle yasal sorumluluktan kaçmış oluyorlar. Bazı bitkilerde sıkıntılar olabiliyor. Eczacı Prof. Dr. Erdem Yeşilada araştırma yayınladı. 50 aktarlardan papatya topladı ve ürünlerden sadece birinin gerçek olduğunu ortaya koydu. Aktardan papatya alıp tıbbi ürün yapan kişiler acaba bunun farkında mı? Hastaya gerçekten tıbbi papatya verip vermediğini nereden bileceğiz. ‘Bitkiden kanser ilacı yaptım’ diyorsan, normal ilaç prosedürünü yerine getirmen gerekiyor.”

‘Fazlası kanser yapar’

Kendilerine başvuran bir şirketle yaşadıklarını aktaran Koçyiğit, “Bir bitki özütü getirdiler. Bize gelmeden önce 1 ton ürünü piyasaya sürmüşler. Özütten alakasız ürünler çıktı. Buraların çok iyi denetlenmesi lazım” dedi. İnsanların yanlış tedavi edildiğini de söyleyen Koçyiğit, fitoterapi uygulamasıyla ilgili de şunları dedi:

Haberin Devamı

“Yüksek doz zerdeçal verirsen kanser yaparsın, düşük doz verirsen bu kez kanseri beslersin. Kemoterapi esnasında düşük doz zerdeçal verdiğinde tedavinin etkinliğini azaltmış olursunuz. Bu uygulamaları yapanların eğitimi, bilgisi çok iyi analiz edilmeli. İnsanlar yanlış tedavi ediliyor. Ozon tedavisi oldukça popüler hale geldi. Ozon terapisi uygulayan bir kişiye dozu nasıl ayarladıklarını sorduğumda, ‘Hasta kötü hissederse azaltıyorum’ cevabını verdi. Ozon tedavisinin laboratuvar ortamında yapılması, hastanın kan düzeyinin sürekli ölçülmesi gerekir.”

Geleneksel tıbba bilimsel zemin

Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Sağlık Bakanlığı tarafından İstanbul’da 24-27 Nisan tarihlerinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT) düzenlenecek. Kongre Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarının bilimsel bir zemine oturtulması hedefini taşıyor. Kongrenin bu yıl ki temel amacı, dünyanın en önemli sağlık sorunlarını teşkil eden kronik hastalıklarda GETAT’ın yerinin tespit edilmesi. Açılış konuşmasını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Sağlık Bakanı Faruk Koca, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi Teknik Sorumlusu Dr. Olexandr Polishchuk yapacak. Kongrenin açılış konferansını ise Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur yönetecek. Konferansta DSÖ’den Dr. Aditi Bana, Dünya Sağlık Örgütü’nün GETAT stratejisni anlatacak. Prof. Dr. Ayten Altıntaş da Anadolu geleneksel tıbbı ve Türkiye’nin geleneksel tıp üzerine günümüz vizyonunu anlatacak. Doç. Dr. Halil Tekiner, kronik hastalıklarda GETAT’ın kullanımını, Emory Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Küçük de İntegratif Onkoloji’yi, Apiceutical Araştırma Merkezi’nden James Fearnly de kronik hastalıklarda bal arısı kullanımını anlatacak. Kongrede ayrıca, Kronik Ağrı, Nöroloji, Alerji ve Ottoimmunite, Diyabet, Fitoterapi, Biyoterapi, Apiterapi oturumları da gerçekleşecek ve dünya çapında uzmanlar bu oturumlarda güncel çalışmaları anlatacak.

Haberin Devamı

Şifa bulayım derken canınızdan olmayın

Haberin Devamı

‘Bizim bilim adamlarımız burun kıvırdı’

Türkiye’nin endemik bitki potansiyelinin zenginliğine dikkat çeken Prof. Dr. Abdürrahim Koçyiğit, Almanya’nın bitki zenginliği düşük olmasına rağmen fitoterapi ürünlerinde Türkiye’den kat kat önde olduğunu söyledi. Fitoterapi yönteminin şeker, romatizmal hastalıklar ve kanserde etkili sonuç verdiğini kaydeden Koçyiğit, şöyle konuştu: “Almanya’nın bitkilerden elde ettiği ruhsatlı 870 farklı ilacı bulunuyor. Türkiye’deki rakam sadece 18. Ham madde satıp, işlemden geçmiş halini satın alıyoruz. İhracatımız 50 milyon dolar ancak 1.2 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Ham madde ihracat ederek, mamul madde alıyoruz. En büyük tedarikçi de Almanya. Japonya’da kullanılan ilaçların yüzde 69, Almanya’da ise yüzde 65’u bitkisel kökenli ürünler. Türkiye’deki oran ise sadece yüzde 10 civarında. Bizim bilim adamlarımız yakın zamana kadar fitoterapiye hep burun kıvırdılar. Ziya Özel zakkumdan kanser ilacı yaptığını açıkladığında adamcağızı yerden yere vurup, afaroz ettiler. Ziya Bey soluğu ABD’de aldı. Özel’in zakkumdan üretilen ilacı, Faz 3 aşamasında ve yavaş yavaş piyasaya sürülmeye başlandı. Buradan giden formül sayesinde ilaç haline geldi.”