02.06.2025 - 13:16 | Son Güncellenme:
Aybala MELEK/ANKARA (DHA)-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etimesgut Havaalanı'nda orman yangınlarında görev alacak personel ile hava ve kara araçlarının görev yerlerine uğurlandığı, 'Yeşil Vatan Kahramanları Görev Başında' töreninde konuştu. Erdoğan, geçen günlerde hayatını kaybeden ve 'Orman Dede' olarak bilenen Rahim Demirbaş'a ve doğal afetlerle mücadele ederken şehit olanlara rahmet diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda sıcaklıkların artış gösterdiğini ve insanlık olarak giderek daha sancılı bir tabloyla karşı karşıya kalındığını ifade ederek, "Küresel ısınma, iklim krizi ve kuraklık gibi sorunlar, doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının doğru bir politikayla etkin ve sürdürülebilir şekilde kullanılması, ülkeler için en temel önceliklerden birini teşkil ediyor. Akdeniz kuşağında yer alan bir ülke olarak tüm bu sorunlarla elbette biz de yüz yüze geliyoruz. Özellikle son yıllardaki en büyük doğal zenginliklerimizden biri olan orman varlığımız büyük bir tehdit ve tehlike altındadır. Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve uzun süreli kuraklıklar, ormanlarımızın geleceği için ciddi riskler barındırıyor. Son 10 yılda yanan ormanlarımızın genişliği bir önceki 10 yılda alevlere teslim olan ormanlarımızın toplam alanının iki katına ulaştı. Dünyamız, 1880'den bu yana en sıcak 9 yılı geride bıraktı. 2024 senesi, son 145 yılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti. 23 Temmuz 2024'te son 145 yılın en sıcak gününü geçirdik. Artık eskisinden çok daha büyük, çok daha yıkıcı orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Bu yangınlar yalnızca ağaçlarımızı değil, binlerce canlıyı, verimli toprakları ve hatta yerleşim yerlerini de yok ediyor. Ekonomik kayıplar, ekolojik dengenin aldığı hasarla çok daha uzun vadeli etkilere, zararlara yol açıyor" dedi.
'ATEŞ YAKMAK, FELAKETE DAVETİYE ÇIKARMAK DEMEKTİR'
Erdoğan, meteorolojik verilerin 2025 yılının bir önceki yıla göre daha sıcak geçeceğini gösterdiğini aktararak, "Artık yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde üç kritik noktanın altını çizmek istiyorum; Hava sıcaklığı çok yüksekse, nem oranı çok düşükse ve hava rüzgarlıysa bırakın ormanı, ormanın yakınında hatta açık alanda özellikle ateş yakmamanız hayati önemlidir. Böyle bir durumda ateş yakmak, felakete davetiye çıkarmak demektir. Bunun da adı gaflet değilse açık söylüyorum, büyük bir ihanettir. 86 milyonun her birinin bu konuda azami dikkat göstermesini bekliyor, Rabbim ülkemizi her türlü afetten korusun diyorum" diye konuştu.
'ÇOK UCUZ BİR KARALAMA KAMPANYASI YÜRÜTÜLMEKTEDİR'
Çevre ve doğa koruma çalışmalarında tarihi adımlar attıklarını belirten Erdoğan, "Rabbimizin emaneti olarak, dört elle sarıldığımız doğayı koruyarak evlatlarımıza en güzel şekilde teslim etmek için var gözümüzde çalıştık. Son 23 yılda gök vatan ve mavi vatandaki başarılarımızı, yeşil vatana yönelik yatırımlarımızla, projelerimizle eserlerimizle taçlandırdık. 2002'de 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı, bugün hamdolsun 23,4 milyon hektara ulaştırdık. Ülkemizin toplam yüz ölçümünün tam yüzde 30'unu ormanlarla kapladık, süsledik, zenginleştirdik. 2002'den bugüne cennet vatanımızın dört bir yanına 7,5 milyardan fazla fidan diktik. 'Geleceğe nefes' temasıyla yürüttüğümüz ağaçlandırma kampanyalarıyla, milyonlarca insanımızın fidan dikmesini sağladık. Yangında zarar gören yerlerin ağaçlandırılmasını bir sonraki yılın sonuna kadar mutlaka yapıyoruz. Hemen her yangın felaketi sonrasında dolaşıma sokulan fotoğrafların çoğu dezenformasyona yönelik bir propagandadır. Dahası bu fotoğrafların hemen hiçbirinin Orman Genel Müdürlüğümüzün görev sahasıyla ilgisi de yoktur. Önemli bir kısmı sahil kesimindeki muhalefet belediyelerine ait olan çarpık, istilacı, çirkin yapılaşma projeleri ne yazık ki orman teşkilatımıza mal edilerek çok ucuz bir karalama kampanyası yürütülmektedir. Bu tür kampanyaları çoğu zaman canları pahasına yangına müdahale eden orman kahramanlarımıza yapılmış birer hakaret olarak görüyorum. Orman teşkilatımızın emeklerine, fedakarlıklarına ve çalışmalarına gölge düşüren bu tür sorumsuzluklardan herkesi uzak durmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.
'BÖLGESEL KALKINMAYA İVME KAZANDIRDIK'
Ağaçlandırma faaliyetlerini kırsal kalkınma hamleleriyle desteklediklerini aktaran Erdoğan, "Ceviz, badem, keçi boynuzu, lavanta, defne gibi ürünlerle hem toprağımızı değerlendirdik hem de köylerde yaşayan vatandaşlarımıza yıllık 25 milyar lira tutarında ek gelir sunduk. Odun dışı orman ürünlerimizin üretimini artırdık. Tıbbi aromatik bitkilerden reçine ve mantara, yüzlerce kalemde üretim gerçekleştirdik. Bu sayede bir yandan orman köylülerimize destek olurken diğer yandan bölgesel kalkınmaya da ivme kazandırdık. Sıfır faizli krediler, gelir getirici projeleri, üretim kooperatifleriyle bu kardeşlerimize önemli desteklerde bulunduk. Birçok yeni imkan sunduk. Köyünde kalarak üretmek, toprağına sahip çıkmak isteyen her vatandaşımızın yanında olduk. Olmaya da devam ediyoruz. Son 21 yılda orman köylerinde yaşayan 285 bin 27 aileye ve 232 kooperatife 35 milyar lira büyüklüğünde, kredi ve hibe desteği sağladık. Bu yıl 12 bin ailemize 2,6 milyar lira tutarında katkı veriyoruz. Son Tarım Şurası'nda Yeşil Vatan'ın tüm yönleriyle muhafaza edilip zenginleştirilmesini hedefleyen 5 karar aldık. Tarım ve Orman Bakanlığımız bu kararları çok yakın bir zamanda eylem planına dönüştürecek ve inşallah her birini uygulamaya alacak. Ormancılık faaliyetlerimizin altyapı ve kapasitesini güçlendirecek bu kararların uygulama süreçlerini biz de şahsen takip edeceğiz" dedi.
'BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATTIK'
Son 23 yılda orman yangınlarıyla mücadelede çok önemli mesafeler kaydettiklerini ifade eden Erdoğan, "Sahip olduğumuz teknoloji ve insan kaynağımızla, ekipmanlarımızla, hava ve kara gücümüzle bu alanda büyük başarılara imza attık. 2002'de 73 ton olan havadan su atma kapasitemizi bugün itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopterle toplam 438 tona yükselttik. Yangınla mücadelede, insansız hava aracı kullanımında Avrupa'da 1'inci, dünyada 2'nci ülke konumundayız. 14 İHA ve 184'ü akıllı, 776 gözetleme kulesinin yanı sıra yapay zeka tabanlı sistemlerimizle yangınları erkenden tespit ediyor ve anında müdahale ediyoruz. Bu yıl, 1 Mayıs'tan itibaren ülke genelinde bin 600 noktada kara araçlarımızı, 58 noktada ise hava araçlarımızı konuşlandırmaya başladık. Arasözlerimiz, dozerlerimiz, ikmal araçlarımız ve yer ekiplerimiz en zorlu arazi şartlarında 7/24 göreve hazır vaziyette bekliyor. 2002 yılında yalnızca 637 arasöz ve su ikmal aracımız vardı. Bugün hamdolsun bu araçlarımızın sayısını bin 786'ya çıkardık. 831 iş makinemiz arazide hizmet vermeye devam ediyor. Göreve geldiğimizde envanterimize kayıtlı ilk müdahale aracı yoktu. Bugün filomuzdaki 2 bin 742 ilk müdahale aracıyla orman kahramanlarımız yangınlara çok kısa sürede müdahale edebiliyor. Yangın vakalarında hava araçlarımızın daha hızlı su alması için 2002'den bugüne tam 4 bin 796 yangın gölet ve havuzu inşa ettik. Bu süreçte nitelikli insan kaynağımızı da genişlettik. 2025'te orman teşkilatımıza 8 bin 500 yeni personel kazandırdık. Mühendislerimizle, muhafaza memurlarımızla işçi ve memurlarımızla 25 bin kardeşimiz Yeşil Vatan'ın dört bir yanında cansiparane bir ruhla çalışmayı sürdürüyor. Aynı şekilde 130 bine aşkın orman yangını gönüllümüz en çetin şartlarda Yeşil Vatan'ı müdafaa ediyor" diye konuştu.
'ÇOĞU BELEDİYEDE GEREKEN DÜZEYDE BİR BİLİNÇ MEVCUT DEĞİLDİR'
Erdoğan, orman varlıklarının muhafazası noktasında sadece hükümete görev düşmediğini, yerel yönetimlerin de sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini ifade ederek, "Son dönemde, hepimizin yüreğini yakan birçok felaketin yerel yönetimlerin sorumluluğundaki kırsal alanda başlayıp, ormanlık alanlara sirayet ettiği bir gerçektir. Maalesef, çoğu belediyede bu konuda olması gereken düzeyde bir bilinç, hazırlık ve yatırım mevcut değildir. Bütçe imkanlarının kısıtlılığı bu tezin geçerli mazereti olmadığını fuzuli harcama kalemlerinin büyüklüğüne baktığımızda çok net görebiliyoruz. Aynı durum depreme hazırlık ve diğer başlıklarda da söz konusudur. Reklama, konsere, eğlence veya geziye ayrılan tutarın deprem gibi, yangına müdahale gibi kritik kalemlerden katbekat fazla olmasının hiçbir açıklaması olamaz. Milletimizin çoluk çocuğunun boğazından keserek verdiği vergilerle oluşturulan kaynakların keyfi değil, etkin ve verimli harcanması şarttır. Muhalif, muvafık fark etmeksizin tüm belediyelerimizin bu hassasiyetle hareket etmesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz yeşil vatanımız için bundan sonra da kararlılıkla çalışmaya, orman varlığımızı en güçlü şekilde koruyup, geliştirmeye devam edeceğiz. Ağaçlarımızı korumak, ormanlarımızı yaşatmak, gelecek kuşaklara nefes alan bir Türkiye bırakmak için aralıksız çalışmayı sürdüreceğiz" dedi.