GündemTroyalıların öcünü aldım!

Troyalıların öcünü aldım!

31.05.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mustafa Kemal Atatürkün de, Fatih Sultan Mehmet gibi, Dumlupınarda Troyalıların öcünü aldık dediği iddia ediliyor...

Troyalıların öcünü aldım

Fatih Sultan Mehmet Troyaya gitti ve böyle dedi En azından bir Osmanlı padişahının bunun farkında olduğu hemen hemen kesin: II. Mehmet. Yani Fatih. Onun bu konuda yaptığı söylenen yorum da çağlar ötesinden yankılanarak günümüze ulaşıyor...İleri görüşlü bir hükümdar olan II. Mehmet Arapça ve Farsçanın yanı sıra İtalyanca ve Rumca da biliyordu. Eski Yunanca okuyabilen genç padişah için özel olarak yazılmış Ilyada kopyası Topkapı Müzesinde bulunuyor. Geçen yıl İstanbulda açılan Troya sergisinde sergilendi. Fatihin İlyadayı bir çok kez okuduğu, Akhilleus (Aşil) ve Hektor gibi kahramanları iyi bildiği düşünülüyor.Fatihin Troyaya ilişkin sözlerinin kaynağı İmrozlu Kristovulos adlı bir Rum tarihçi. İmroz bugünkü adıyla Gökçeada. Kritovulos bir çeşit saray tarihçisi olarak padişahla seferlere katılırmış. Prof. Dr. Ekrem Akurgalın Anadolu Uygarlıkları kitabına göre, Fatihin yakın çevresinde bulunan bu tarihçinin tek nüsha olarak yazdığı eser yüzyıllar boyu Topkapı Sarayı arşivinde unutulmuş olarak kaldıktan sonra bulunmuş ve 1912 yılında Osmanlı Meclisininde İzmir milletvekili Karolidi tarafından Türkçeye çevrilmiş. Ortaçağ boyunca özellikle Katolik Avrupada Türklerin Troyalıların soyundan geldiği inancı çok yaygındı. Peki, Türkler bunun farkında mıydı? Farkında iseler bu konuda ne diyorlardı? Fatihin 1462 yılında çıktığı seferi Kritovulos anlatıyor: "II. Mehmet Çanakkale Boğazını ordusuyla birlikte geçti, Küçük Frigyaya doğru ilerledi ve Iliona vardı. Harabeleri ve eski Troya kentinin kalıntılarını gezerek, büyüklüğünü, konumunu, artbölgesinin genişliğini, karayla ve denizle olan ilişkisinin yararlarını inceledi. Akhilleus ve Ajaks gibi kahramanların mezarları hakkında da bilgi aldı. Anılarını ve kahramanlıklarını saygıyla andı ve bu yüce anıyı yaşatan Homeros gibi şairleri bulunduğu için mutlu olduklarını düşündü. Başını yavaştan sallayarak Tanrı bunca yıl sonra da olsa bu şehrin ve sakinlerinin öcünü almayı bana bahşetti. Düşmanlarını dize getirmek, şehirlerini talan etmek ve ganimeti Mysialılara vermek bana nasip oldu. Geçmişte bu toprakları Grekler, Makedonyalılar, Tesalyalılar ve Peleponezliler talan etmişlerdi. Onların soyundan gelenlere hak ettikleri cezayı ben verdim, o zaman ve daha sonraki yıllarda biz Asyalılara yapılan haksızlık benim gayretlerimle telafi oldu dediği rivayet edilir." Haksızlığın cezasını verdim Bu çeviriyi Stefanos Yerasimosun "Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri" adlı kitabından aldım. Yerasimos, Toplumsal Tarih dergisinin 116. sayısında çıkan yazısında, bu alıntının "resmi tarihçi" Kritovulos tarafından Fatihin onayı olmaksızın yazılamayacağına göre, gerçeği yansıtması olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. Görüldüğü gibi, bu alıntıda Fatih Sultan Mehmet, Troya kentinin öcünü aldığını açıkça söylüyor ve kendisinden "Biz Asyalılar" dize söz ediyor. Asyalılık hep Troyalılığın övünülen özelliklerinden birisi olagelmiş. Troya Savaşı da (tıpkı 3 bin yıl sonraki Çanakkale Savaşı gibi) başta Heredot olmak üzere tarihçiler tarafından bir Avrupa - Asya savaşı olarak değerlendirilmiş. Biz Asyalılar 1951 yılında "Türklerin Avrupalılarla Müşterek Troya Menşeleri Efsanesi Üzerinde Araştırma" başlıklı bir kitapçık yayımlayan tarihçi Reşid Saffet Atabinen, Homerosun İlyadayı yazdığı ya da topladığı dönemde Avrupa - Asya kavramının Ege denizinin doğu ve batı kıyılarına özgü olduğunu hatırlatıyor ve "Şu halde Troya menşei denilmekten maksat, Avrupa Helenlerine karşı Asya menşeidir" diyor. Yani: Bir yanda Yunanlılar, öte yanda Troyalılar. Bir yanda Avrupalılar, öte yanda Asyalılar! Avrupalı ulusların ve soyluların kökenlerini Troyaya bağlamak istemelerinin nedeni ise, Ortaçağda Troyanın, yani Asyanın, üstün cengaverliği ve ahlakı temsil ettiğine inanılmasıdır. Avrupalı kendi soyluluğunu, kökenlerini Asyaya bağlayarak kanıtlamaya çalışmaktadır. Üstün ve görkemli olan Asyadır!Fatihin Bizansı mağlup ederek Troyanın öcünü aldığı görüşüne İstanbulun fethinden sonra Batılı kaynaklarda da rastlanıyor. Tarihçi Atabinen, Floransa şehrinde Yunan edebiyatı okutan Demetrius Chalcondylasın 1462 tarihinde (yani Fatihin Troyayı ziyaret ettiği yıl) yazdığı eserde şöyle bir söylentiyi kağıda döktüğünü belirtiyor: "Vaktiyle Troya şehri Rumlar tarafından tahrip edilmiş olup, İstanbulun bu Troyalıların (soyundan) geldikleri söylenen yabancılar tarafından zaptı, bir çoklarının ve bilhassa Latinlerin kanaatlarına göre, tedip ve intikam eseri olarak telakki edilmiştir." Kostantinopolisin kuşatması sırasında kentte bulunan Kardinal İsidorenin yazdığı bir mektupta Sultan II. Mehmete "Troyalıların Prensi" demesi de anlamlıdır. Demek ki, kuşatma altındaki kentte de Türkleri Troyalıların devamı sayanlar varmış. Asya: Soyluluğun kaynağı Fatihin İstanbulu aldıktan sonra kendisini Roma İmparatorluğunun varisi saydığı biliniyor. Bu yüzden ülkeden "diyar-ı Rum", Fatihten de "Kayzer-i Rum" yani "Roma hükümdarı" diye söz edildiği de olmuş. Fatih, bu iddiayı, biraz da, Romalılar gibi Türklerin de Troyalıların soyundan geldiklerine dayanarak yapmış olabilir mi? Bu görüşü destekleyen önemli bir işaret var. Hem de edebiyatta deneme türünün babası sayılan Montaignenin denemelerine geçmiş bir "belge". Buna göre Fatih kendisine karşı kampanya açmış olan Papa II. Piusa mektup yazarak şöyle demiş: "İtalyanlarla aynı kökten olduğumuz ve onlar gibi Rumlardan Hektorun kanının intikamını almaya hakkım olduğu halde, İtalyanların bana düşmanca davranmalarına ve Rumları bana karşı korumalarına hayret ediyorum." Fatihten Papaya mektup Daha önce belirttiğim gibi, Osmanlının yükselişi ve Avrupanın içlerinde ilerleyişi Katolikleri de tehdit etmeye başlayınca, o güne kadar yüzlerce yıl Türklerin Troya kökenli olduğunu savunan çevreler bu kez Türklerin niçin Troyalı olamayacağının gerekçelerini araştırmaya başlamışlardır. Papa II. Pius bunlardan biridir. Katolik dünyası Türklere karşı Hristiyanlık duvarını yükseltme çabasındadır. Aradan 500 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Katolik çevrelerin bu kez de Türklerin Avrupa Birliğine alınmasına karşı benzer savlar kullanmaları ilginçtir. "Türkiye alınırsa Avrupa biter," diyen Giscard dEstaing gibi koyu Katolikler aşağı yukarı Papa II. Piusla aynı dili kullanıyorlar. Bu anlamda Doğu - Batı çatışmasını simgeleyen Troya savaşı hala devam ediyor! Troya Savaşı sürüyor! Bu savaşın bir başka evresinde Mustafa Kemal Atatürkün de Fatih gibi "Hektorun öcünü aldık!" deyip demediğine gelince... Sabahattin Eyüboğlu "Mavi ve Kara" adlı denemeler kitabında Atatürkün yanındaki bir subaya "Dumlupınarda Troyalıların öcünü aldık," dediğini yazar, benzer sözleri 1921de Sakarya muharebesinden sonra söylediğini öne sürenlere de rastladım. Ancak tarihsel belge yok. Bu konulara çok kafa yormuş sinema yönetmeni ve araştırmacı Metin Erksan bu iddianın doğru olmadığını söylüyor... En büyük Troya savaşlarından biri olan Çanakkalede yıldızı parlamış olan ve saldırganlara karşı Asyalıların onurunu savunmuş olan Mustafa Kemalin böyle bir şeyi söylemiş olmasa bile, söyleyebileceğini varsayabiliriz. Düşünün ki, 1915te, yani tam 3000 yıl sonra aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akhalıların komutan Agamemnonun adını taşıyordu. Başka bir yazımda dediğim gibi, yakıştırma olsa da yakışan bir yakıştırma! Atatürk de dedi mi? YARIN: TÜRKLER TROYALIDIR. TROYANIN BİR ANADOLU KENTİ OLARAK YENİDEN KEŞFİ... YENİ TROYA SAVAŞLARI VE TÜRKİYE

KEŞFETYENİ
Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım
Sevenlerini korkutmuştu! Kaza sonrası yeni paylaşım

Cadde | 14.05.2025 - 07:51

Berk Atan, taburcu olduktan sonra sosyal medya hesabından yeni paylaşımlar yapmaya devam ediyor.

Yazarlar