26.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Ünal
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Boğaziçi Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü “Yüksek Binalarda Deprem Hasarı Belirlenmesi, Acil Yıkımlar ve Alınacak Tedbirler” çalıştayında 20 kat üstü binalara dair dikkat çeken açıklamalar yapıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’nın da katıldığı çalıştayda konuşan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Akkar, Milliyet’in sorularını da yanıtladı.
Türkiye’de ‘yüksek bina’ tabir ettiğiniz kaç bina bulunuyor?
Türkiye 100 metre üzeri binalar sıralamasında dünyada 16’ncı. Şehirler bazında ise 150 metreden büyük binalar sıralamasında İstanbul dünyada 25’inci, Ankara 100 metre üstü binalar arasında dünyada 60’ıncı sırada. Toplam 38 ilde 565 adedi inşa halinde 1593 adet 20 kat üstü bina bulunuyor.
Yaptığınız çalışmada neyi mercek altına aldınız?
Türkiye’de son 10 yıl içerisinde çok hızlı bir şekilde yüksek yapı inşa edildi. Bakanlık yetkilileri şunu görmek istediler: Yüksek yapıların sismik tehlike altında acaba davranımları ne olacak? Siz böyle bir yapı hasara uğradığında, normal yıkım teknikleri ile bu binaları indiremezsiniz. Mesela Büyükdere Caddesi’ndeki ofis binalarını düşünün. Herhangi birinde yapısal hasar ciddi boyutta olduğunda, bina kullanılamaz hale geldiğinde orada iş makinelerini nasıl kullanabilirsiniz? Keşmekeşi düşünün... Bakanlık, yüksek binalar deprem etkisi altında nasıl bir davranım gösterecekler, neler yapılabilir bunu öğrenmek istedi. Biz de bunu derli toplu, envanterle modelleyerek Bakanlık yetkililerine sunmaya çalıştık.
Hızlı yüksek yapılaşma sıkıntılı binalar yarattı mı?
Yüksek yapılar son 10 yılda çok hızlı artınca haliyle kontrol mekanizması da tam olarak gelişmiş değildi. Bundan dolayı belli konularda istenen performanslar elde edilmemiş olabilir. Bizim de bunları belli bir yere kadar resmettiğimizi düşünüyorum. Buna dair verilerimizi açıklamadan önce bakanlık ve akademisyenlerle görüşmek istiyoruz. Fakat şunu söyleyebiliriz, alacakları hasarlarda yıkımlara kadar gidebilecek durumda olan yüksek binaların bulunduğu belli lokasyonlar var.
Peki risk bulunan binalarda güçlendirme yapılacak mı?
Şimdi 30 katlı bir binayı ve buranın her katında 100 kişinin çalıştığını düşünelim. 3 bin kişi eder. Bir de günlük sirkülasyonla birlikte belki 5 bin kişiyi buluyor. 5 bin kişiyi oradan alıp başka yere koyacaksınız, sonra binayı güçlendireceksiniz, bu çok çok zor. Biz böyle bir güçlendirme yerine riskin nerede olduğuna ve buna karşı nasıl önlem almamız gerektiğine bakıyoruz. Bu sigorta sektörünü de, bakanlığın şehirleşme politkalarını da ilgilendiriyor.