24.11.2017 - 15:48 | Son Güncellenme:
İlk kez 1917 yazında, beraber iki bobinlik on beş kısa film daha çekeceği komedyen-yönetmen Fattie Arbuckle'ın filmi The Butcher Boyda rol aldı. 1920 yılında askerden döndükten sonra ilk uzun metrajlı filmini çekti ve birden yıldız oldu. Bir yıl içinde, kendi yapım şirketinde kendi yazdığı, yönettiği ve oynadığı filmler çekmeye başlamıştı bile.
Welles 2 yaşındayken yetişkin bir insan gibi konuşabiliyor, 3 yaşındayken her şeyi okuyabiliyor, 5 yaşındayken Shakespeare'in oyunlarını ezbere biliyor, vasisi tarafından kendisine hediye edilen kukla takımıyla Kral Lear'ı tek başına oynuyordu. 9 yaşındayken babasıyla çıktığı gezide dünyanın dörtte üçünü dolaşmış olan Welles, bu arada resim yapmayı öğreniyor, ünlü büyücü Houdini'den illüzyon dersi alıyordu. 10 yaşındayken Wisconsin gazetelerinden birinde kendisinden "Karikatürcü, oyuncu, şair ve sadece 10 yaşında" diye bahsediliyordu. 18 yaşındayken, okuduğu kolejdeki öğretmeni olan Roger Hill'le birlikte Shakespeare'in yazılmış bütün oyunlarını bir araya getiriyor ve Welles'in resimleriyle süslü olan "Herkes için Shakespeare" adındaki bu baskı özellikle Amerikan kolejlerinde büyük ilgi uyandırarak 90.000 satıyordu. Annesi o sadece 9 yaşındayken, babası ise 15 yaşındayken öldü.Henüz 26 yaşındayken 1941'deki ilk filmi "Yurttaş Kane" ileride çok büyük ün yapacak olmasına rağmen, o sıralar Welles'e yüklüce bir para kaybettirdi. Daha bu ilk filmiyle, Welles o zamana kadarki sinema gelişimine yepyeni bir yön vermiş ve yenilikler getirmiştir. Özellikle, sinemanın anlatım potansiyelini ve yollarını farklı bir kompozisyonda kullandığı için bu film önemliydi. Bu nedenlerden ki, "Yurttaş Kane" filmi birçokları tarafından "bugüne kadar yapılmış en iyi film" payesini almıştır.
Korku, savaş, polisiye, kara mizah ve bilim kurgu olmak üzere farklı türde eserler veren tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden Stanley Kubrick bir başyapıt sayılabilecek Paths of Glory filmini çektiğinde 29 yaşındaydı.
İtalyan sinemasının büyük üstadı henüz 22 yaşındayken filmler çekmeye başladı.
27 Yaşındayken tanıdığı bütün arkadaşlarından 100 dolar toplayarak 7000 dolar bütçeli Pi filmini yapmasıyla sinemaya adım atan Aranofsky sinemanın dahilerinden kabul ediliyor.
Son dönem yıldızı parlayan yönetmenlerden olan Wes Anderson 26 yaşında yaptığı Bottle Rocket'la sinemaya giriş yaptı.
Yaptığı Youth filmiyle dikkatleri üzerine çeken Sorrentino'nun senaryosunu yazdığı ilk film Polvere di Napoli 1998'de yayınlandı. 1998 yılında L'amore non ha confini ve 2001 yılında La notte lunga kısa filmlerini yönetti. Uzun metrajlı ilk filmi L'uomo in più ile Nastro D'Argento en iyi genç yönetmen ödülünü kazandı.
Whiplash ile ortalığı kasıp kavuran Chazelle La La Land'le büyük ses getirdi. Daha gencecik yaşında bu başarıya ulaşan Chazelle yönetmenlik hayatına Guy and Madeline on a Park Bench adlı müzikal filmle başladı. Ardından ödüllü kısa filminden uyarladığı Whiplash'ı yazdı ve yönetti. Film galasını Sundance Film Festivali'nde yaptı ve En İyi Film dahil beş Akademi Ödülü adaylığı elde etti. Chazelle En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü adaylığı elde etti. Chazelle'nin ilerleyen zamanda kariyerine nasıl devam edeceği merakla bekleniyor.