Her kadının izlemesi gereken filmler
16.12.2016 - 10:08 | Son Güncellenme:
Bazı filmler izleyiciyi etkisi altına alır, iliğine kadar işler ve derinden etkiler. Bazıları ise izlendikten sonra unutulup gider. İşte izlenmeye değer 20 harika film...
La Vie en Rose (Kaldırım Serçesi, 2007)
İnsanın içine işleyen Fransız diva Edith Piaf'ın biyografisi... 19 yaşında sokakta şarkı söylerken keşfedilen Edith Piaf, başarısına rağmen sevgi ve yaşam için uzun bir savaş verdi. Kesinlikle tartışmasız bir şaheser olan bu film, Piaf'ın yaşadığı zaman dikkate alınarak Paris'te çekildi.
G.I. Jane (Jane'in zaferi, 1997)
Anlaşılması zor bir konu veya gösterişli savaş sahnesi içermeyen bir film... Gerçekten insan ruhunun gücünü gösteren nadir filmlerden biridir. Özellikle kadınlar arasında 'G.I. Jane', unutulmaz sahneler içerir ve senaryo harika şekilde ilerler. Bu da filmi klasik yapan özelliklerindendir.
Mona Lisa Smile (Mona Lisa Gülüşü, 2003)
'Mona Lisa Gülüşü' kadar etkileyici bir film yok... Bu film, cesaret ve saygınlığın önemini izleyiciye aktarır. En önemlisi ise filmin kendinizi düşündürmesidir. İyi seçilmiş oyuncu ve ekiple, 'Mona Lisa Gülüşü' sadece kadınların veya feministlerin ilgisine dönüşmedi. Evrensel bir cazibesi vardır..
Million Dollar Baby (Milyonluk Bebek, 2004)
'Milyon Dolarlık Bebek' gerçekliğin uzlaşmaz tasvirinden dolayı büyüleyici bir filmdir. Şiddet ve zulmü olduğu gibi gösterir.Başarılı ve rolünün hakkını veren bir ekiple çalışan yönetmen Clint Eastwood, birçok ilgi çekici incelikleri anlatmayı başarmıştır. Bazı insanlar bu filmin moral bozucu, üzücü bir etkisi olduğunu söyleyecek. Ama hikaye boks şampiyonu olmaya çalışan genç bir kadının merkezindeyse mutlu bir son beklememelisiniz.
The Devil Wears Prada (Şeytan Marka Giyer, 2006)
Moda dünyası kesinlikle harika. Ama aynı zamanda acımasız da.. En küçük başarısızlık bile sizi tepeden aşağa düşürebilir. 'Şeytan Marka Giyer'in yapımcıları, asla ufuk açıcı bir film üretmeyi amaçlamamıştı. Diğer komedi-drama filmleriyle benzer olsa da hala harika bir yapımdır. Meryl Streep ve Anne Hathaway, bu neşeli, komik ve dikkatle yazılmış hikayeye hayat verdi.
Revolutionary Road (Hayallerin Peşinde, 2008)
Başta bu filmi iki çocuklu bir çiftin, 1950'lerin Amerikasında içindeki bulundukları krizle izleyiciye ilham verdiğini düşünmüş olabilirsiniz. Ama filmin sonunda, koltuğunuzda oturamayacaksınız. Çünkü gördüğünüz her şey, bütün bilgiler aslında sizinle ilgili. Hepimiz evde umutsuz ve çaresiz olduğumuz anda bir yerlere gitmek isteriz, uzaklaşmak isteriz. Filmdeki ana karakterin yaptığı gibi... Ama hiçbir şey bu kadar kolay değildir. Çevrenizi değiştirebilseniz de kendinizden kaçamazsınız. Düşünceleriniz siz nereye giderseniz sizinle gelecektir.
The Queen (Kraliçe, 2006)
Yönetmen Stephen Frears'ın yönettiği 'Kraliçe', prenses Diana'nın ölümünden sonra İngiliz Kraliyetinin yaşadığı zorlu süreci konu alıyor.Siz olsaydınız ağır eleştirilere maruz kalırken bir monarşiyi nasıl yönetirdiniz? Duygularınıza mı teslim olurdunuz, yoksa baskı mı kurardınız? Şimdilerde, savaşmak için kılıca ihtiyaç yok. Bir kamera ve mikrofonla savaşı yönetebilirsiniz.
Erin Brockovich (Tatlı Bela, 2000)
Erin Brockovich adında güçlü ama bir o kadar da hassas bir kadının hikayesini konu alır. Erin'e göre, bir kadın zayıf görünmemelidir. Çok zeki biri olmayabilir ama diğer insanların kaderi için gösterdiği endişe ve ısrarcı tavrı sayesinde imkansızı başarır. Çoğunluk üzerinde zafer kazanır.Bu yüzden bu filmi umudunuzu ve inancınızı kaybettiğiniz an izleyin, bayılacaksınız.
Frida (2002)
Unutulmaz bir kadını anlatan çarpıcı bir filmdir. İnsanlığın doğasında bulunan isyankarlığı, bastırılamayan arzu ile yüksek enerjiyi de konu alır.Frida 20 yaşındayken, kendinden yaşça küçük ve zengin olan Meksika'nın en ünlü ressamı Diego Rivera ile evlendi. Bu film, sadece harika bir ressamın hikayesini değil, aynı zamanda aşkına ve ailesine her şeyden çok önem veren kadını anlatıyor. Filmin müziklerine ise bayılacaksınız.
Eat Pray Love (Ye Dua Et Sev, 2010)
Bu filmi listeye kesinlikle almalıydık. Yaşanmış bir anıdan uyarlanmış bu film, depresif duygularınızdan kurtulmanız için size basit bir yöntem sunuyor. Mesela "I" ile başlayan herhangi 3 ülke seçin ve oraya gidin, kendinizi keşfedin.Julia Roberts'ın başrolü oynadığı karakter bunu başardı, izleyin ve belki de bir sonraki siz olursunuz.
Elizabeth: The Golden Age (Elizabeth: Altın Çağ, 2007)
Bir kraliçenin zorlu hayatını anlatan inanılmaz harika film daha... Ama bu film tarihi bir hikayeden ziyade, kişinin hayatına odaklıdır. I. Elizabeth özel hayatına hak verilmeyen, en basit eğlencelerden bile mahrum kalmış bir kadın. Kargaşa, hırs, ihanet, macera ve ihtişam... Bütün bunlar karakterler arasındaki müthiş uyum, kostüm ve eşsiz konusu ile birleşince keyifle izlenilesi bir film ortaya çıktı.
Where the Heart Is (2000)
Aşk, arkadaşlık ve affetme hakkında yapılan en çarpıcı filmlerden biridir. Genç bir adam hamile olan kız arkadaşını terkeder, kız arkadaşı ona ruh eşi kadar bağlıyken.Ama hayat göründüğü kadar korkunç değildir. Umutsuzluğa kapılmayın, inancınızı kaybetmeyin.Geçmişteki bütün sıkıntıları unutarak ilerleyin. İnsanlara yardım edin, hayattan keyif alın. Bunları belki de milyon defa duydunuz ama bunlar gerçekten mutlu hayatın anahtar kelimeleridir.
The Messenger: The Story of Joan of Arc (Jeanne D'Arc, 1999)
Kesinlikle nefis bir film. Tarihi bir film olmasına rağmen sıkıcı veya bunaltıcı bir şekilde ilerleyen konusu yoktur. 'Jeanne D'Arc' ın yapımcıları gerçekten inanılmaz başarılı bir iş yapmış. Güçlü inanç ve adalet duygusu çok gerçekçi bir şekilde Milla Jovovich'in hayat verdiği Joan of Arc karakteriyle anlatılmıştır.
Head in the Clouds (Bulutların Üzerinde, 2004)
Filmin ismi rastgele seçilmiş bir isim değildir, karakterlerin kendilerini bulduğu ruhsal durumu betimler. Hafif delilik ve dokunaklı yaşantılar... sizi yüceltmediği gibi gerçeklikten de ayırır. Trajik bir filmdir. İnsan kalbi gibi gizemli bir konuyu işler.
Elegy (Aşkın Peşinde, 2008)
'Aşkın Peşinde' kalbe dokunan, iliğinize kadar işleyen filmlerden...Bir üniversite profesörüyle tecrübesiz genç bir öğrencinin hikayesini anlatan bu film, sizde iz bırakacak.
Amélie (2001)
Amélie, göz alıcı bir hayal gücüne sahip genç bir Fransız kadın. Bir gün banyosunda eski oyuncakların saklandığı bir bölme keşfediyor. Onları asıl sahibine geri verebilmek için uğraşırken aşkı buluyor. Yardımseverliği ve içten, samimi oluşuyla içinizi ısıtacak.Filmi izlerken Yann Tiersen'in müziklerine dikkat etmeyi unutmayın.
My Week with Marilyn (Marilyn ile Bir Hafta, 2011)
Marilyn Monroe rolü her zaman zorlu bir iştir. Ama Michelle Williams rolünün hakkını veriyor ve 20. yüzyılın ikonlarından Marilyn Monroe'nun yeniden hayat bulmuş hali oluyor. Hem kendinden oldukça emin hem de cilveli genç bir kadın ve korkmuş küçük bir kız çocuğu... Harika atmosferiyle kesinlikle izlemeye değer bir film.
Evita (1996)
Argentina Başkanı Juan Peron'un halk tarafından çok sevilen eşi Maria Eva Duarte de Peron'un muhteşem müzikalini ve hayatını anlatan bir film.Madonna, Evita'nın aydınlık yönü ile birlikte korku ve hırs gibi karanlık yanlarını da canlandırdı. Filmin müzikleri ise dikkate değer.
Gia (1998)
Bu filmi tek kelimeyle ifade etmek zorunda olsak 'olağanüstü' derdik.Gia, modellik işinin zor şartlarını anlatan bir yapıttır. Görünüşte moda çekimleri, toplantılar, koşuşturma içinde geçen zaman harika bir hayat gibi gözükse de altında çok farklı şeyler vardır.
Coco Before Chanel (Coco Chanel'den önce, 2009)
Gelenekleşmiş kıyafetler, sıkı korse ve sıkıcı elbiselerle muhafazakar bir topluma karşı koyan güçlü bir kadının hikayesi... Kimilerine göre saçma ve sıradan gelebilir. Film biraz yavaş ve sakin ilerleyebilir ama detayları incelerseniz neden olduğunu anlayacaksınız. Audrey Tautou, efsane Chanel'ın tartışılmaz bir performansını sergiliyor.PembeNar Özel
