Kültür SanatNataşa'dan Natalya'ya

Nataşa'dan Natalya'ya

30.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye'ye giden Rus turist akınında gerçek bir patlama yaşanıyor

Nataşadan Natalyaya



Nataşadan Natalyaya



Rus kadını uzun yıllar en fazla filmlerin bir köşesinde gizliydi. Onu tanımıyorduk. Ama antikomünizm yıllarından kulağımızda kalan cümleler vardı: "Sovyetler'e giden yabancılar bir külotlu çorap karşılığında Rus kadınıyla yatabilirmiş."
'90'lı yıllarda yıkılan Sovyet devletinin enkazları altından çıkan iki grubun yolu İstanbul'a düştü. Birinci grup yalnızca yeni Rusya'dan değil, Ukrayna, Moldova, Gürcistan ve başka eski sosyalist ülkelerden gelen fahişelerdi. Türk erkeklerin çoğu Rusça konuşan bu kadınlara 'Nataşa' adını taktı. Polis baskınlarında yakalanan Romen fahişeler bile Rus kadınının sanık kürsününe oturmasına yol açıyordu. Medya, ağzından salyalar akıtarak bu kampanyaya çanak tutuyordu.
İkinci grup, 'bavul turizmi' yoluyla hayatını kazanmaya çalışanlardı. Gelenlerin çoğu pısırık erkeklerinin gölgesinden sıyrılan Rus kadınlarıydı. Laleli'nin dar sokaklarında, ekmek parası ve cinsel açlık güdüsünün arasına sıkışan Türk erkekleri bunları da 'nataşalaştırmaya' çalıştı.

'Nataşa edebiyatı'na darbe
Sonra trafik hızlandı. Türkiye'ye giden Rus turist akınında gerçek bir patlama yaşandı.
Bu arada '80'li yıllardan itibaren Rusya'da çalışan Türklerin sayısı sessiz bir çığ gibi arttı. İki ülke insanları, birbirlerini tanıdı. Bu yakınlaşmadan nice aşklar filizlendi. Rusya'da ve Türkiye'de doğan binlerce evlilik ve ortak çocuk, 'nataşa edebiyatı'na vurulan ağır bir darbe oldu. Medya oralı olmadı.
Ülkesindeki krizlerden bunalan Türk erkekleri Rusya'ya giderken Rus kadınları da Türkiye'ye geldi. Turizm, ticaret, kültür ya da spor alanında alın teri döküp kendini kanıtladı.

Rus kızları aileye girdi
Bir gün Natalya (Nataşa kısaltmasının tam versiyonu) adını voleybolde duyuverdik.
1997'de Moskova'dan Kocaeli'nde oynamaya gönderilen Natalya Şigina (Hanikoğlu), vatandaşlığına geçtiği Türkiye'nin milli takımının başarılarında en büyük etkenlerden biri oldu. Artık bir Rus kızının 'aileden biri' olabileceğini kabul etme zamanıydı.
Bu fikre alışırken, 2000 yılında Rusya'nın Çelyabinsk kentinden Antalya'ya şarkıcılığa giden Yelena (nedense bizdeki deyişiyle Elena) Kryuçkova, Popstar yarışmasında gönülleri fethediyordu. "Bizden değil" diyenlerin tüm çamur atma denemelerine karşın.
Rusya Göçmenlik Bürosu'na bakarsak her yıl 160 bin kadın yurtdışına fahişeliğe gönderiliyor. Onbinlerce kadın da yasal işlerde çalışmak için yurtdışına gidiyor.
Son üç yılda Rusya yurttaşı 50 bin kadın yabancılarla evlenerek ülkesini terk etmiş. Rusya'da yabancılarla evlenenlerin sayısı bilinmiyor. Türkiye tüm bu istatistiklerden payına düşeni alıyor.
Zaman geçtikçe daha nice Natalyalar ve Elenalar fark edeceğiz. Hâlâ 'Nataşa edebiyatı'nda gömülü kalmış kimileri onları görmek istemese bile.




POPULER KÜLTÜR













KEŞFETYENİ
Sağlık durumu kritik! 'Acil vasi atanması gerekiyor'
Sağlık durumu kritik! 'Acil vasi atanması gerekiyor'

Cadde | 16.06.2025 - 08:24

Nihal Candan'ın hastanede tedavisi devam ediyor. Dün hastanede doğum gününü kutlayan Nihal Candan'ın sağlık durumuyla ilgili yeni gelişme yaşandı.

Yazarlar