Kültür Sanat Sevgilim yemek

Sevgilim yemek

18.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bu kitaba yalnızca yemek kitabı demek haksızlık olur. Kahveyi, "...Baygın kokulu çiçeklerle başlayan yaşamını, yeşilden koyu kırmızıya dönüşen taneleriyle olgunlaştıran bir bitki" olarak tanımlamak, edebiyat değildir de nedir?

Sevgilim yemek

OKUDUKTAN SONRA AĞIZDA ÇİKOLATALI DONDURMA TADI BIRAKAN KİTAP! Biz yediklerimizin nereden geldiğini, nasıl piştiğini, tarihini merak ettikçe yemek yazılarının da kitaplarının da sayıları git gide arttı. Özellikle Oğlak Yayınları yemekle ilgisi çok sınırlı olanların bile ilgilerini çeken kitaplar yayımladı. Tabii bu türün en şahane örneklerinden biri olan, Murat Belge imzalı "Tarih Boyunca Yemek Kültürü"nü anmamak olmaz. Oğlak Yayınları tarafından yayımlanan "Dilim Gülümsüyo!", kitaplıkta tam da Murat Belge'nin yanında yerini alacak bir kitap. Yemek aşkıyla dolup taşmasa, yumurta kırmayı beceremese, hatta arada bir yemek yemeyi unutsa da, güzel bir sofrada oturmaktan zevk almayacak herhangi biri olduğunu sanmıyorum. Yiyen de olsak pişiren de, son yıllarda yemek kültürüne ilgimizin arttığı bir gerçek. Kitabın yazarı Hülya Ekşigil, eski bir gazeteci. 25 yıl yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Vizyon dergisinde Deniz Alphan ile yaptıkları bitmek tükenmek bilmeyen yemek sohbetleri hâlâ anlatılır. 2001 yılında Milliyet Sanat dergisine İaşe adı altında yemek yazıları yazmakla başlayan ve bu kitaba uzanan yol ise Tuğrul Şavkay ile açılmış. "Yalnızca iki lokmayla karın doyurmak derdinde olmayan herkes"in ilgisini çeken bu yazılar işte böyle başlamış.Baştan söyleyeyim, Hülya Ekşigil'in "Dilim Gülümsüyo!" kitabına yalnızca bir yemek kitabı tanımlaması getirmek büyük haksızlık olur. Evet, yemek fikrinden çıkan yazılar bunlar ama hepsi birer öykü değerinde. Kahveyi, "Turunçgillerinkiyle yarışan baygın kokulu çiçeklerle başlayan yaşamını, yeşilden koyu kırmızıya dönüşen taneleriyle olgunlaştıran bir bitki" olarak tanımlamak, edebiyat değildir de nedir?Ekşigil, kitabı bölümlere ayırmış. "Geleneklerin tadı"nda eski meyhaneler de var, güllaç da, cenaze yemekleri de... Ekşigil, damaklarımız yeni lezzetlerle tanışırken kendi mutfağımızın yapı taşlarını hırpaladığımızı anlatıyor burada. Hırant Dink'in anısına yazdığı "Yemeklerimiz kardeş, peki ya biz" başlıklı yazı ise, insanın boğazında bir düğüm oluveriyor. Kardeş yemekler O düğümü, "Dilim Gülümsüyo!"nun sayfalarını çevirmeye devam ederek çözüyorsunuz. Çünkü kitap bilgilendirici amenna, ama bir yandan da Ekşigil'in pek çok tat için kullandığı tabirle 'hem lezzetli hem de eğlenceli'. Güllaçın kıvırdığınızda 'narin bir kalp gibi çıt diye kırılması gerektiğinden' tutun da, yazarın ilkgençlik yıllarında mahallede bisiklete bindiği uyuz oğlanlardan birinin aslında hiç de fena bir tip olmadığını keşf eder gibi bir gün lokumun da aslında leziz bir şey olduğunu keşfetmesine kadar insanın derdini tasasını alan anlatımlar var kitapta."Her işin başı malzeme" bölümünde ise, fesleğenin, narın, patatesin, incirin, kestanenin ve daha nicelerinin eskilerin deyişiyle 'evvelini-ahirini' anlatıyor Ekşigil. Aralarda sürpriz tarifler de vererek..."Yüzler, yerler..." bölümünde Tuğrul Şavkay'dan Beyti Güler'e, Mick Jagger'a yemek pişiren Byron Ayanoğlu'dan Gönül Paksoy'a 'yemek entelektüelleri'ni konuk ediyor. "Lezzetli fikirler" ise kitabın en çok pratiğe döküldüğü bölüm. Heyecan verici yaz içkileri, mutfakta yeni eğilimler, sanatçı sofraları ve bence herkesin kesip buzdolabına yapıştırması gereken püf noktaları bu bölümde yer alıyor.Kitaba adını veren "Dilim Gülümsüyo!", dört yaşındaki bir çocuğun çikolatalı dondurma yedikten sonra yaşadığı mutluluğun tarifi. Kitap, okurken dilinizi değil ama sizi epeyce gülümsetiyor. Hülya Ekşigil'in anlatımı, hoş bir sohbetten sonra olduğu gibi, ağzınızda çikolatalı dondurmaya benzer bir tat bırakıyor. Çikolatalı dondurma gibi