15.01.2009 - 00:59 | Son Güncellenme:
NilKural
Türk sineması Oscar’a hiç bu kadar yaklaşmamıştı. Nuri Bilge Ceylan’a Mayıs 2008’de gerçekleşen 61. Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen Ödülü’nü getiren filmi “Üç Maymun”, bu yıl 81. kez düzenlenecek Oscar’ın En İyi Yabancı Film kategorisi için 65 film arasından sıyrılarak son 9’a girenlerden biri oldu.
“Üç Maymun”un ‘En İyi Yabancı Film’e aday beş filmin seçileceği son dokuz filmden biri’ olması, Ceylan’ın kişisel başarısı mı yoksa Türk sinemasının yükselişe geçmesinin bir sonucu mu? Bu soruyu sinema yazarlarına yönelttik. Sinema yazarları, 22 Ocak’ta En İyi Yabancı Film kategorisinin beş adayı açıklanmadan evvel, “Üç Maymun”un bu beş film arasında yer alıp almayacağı konusunda tahminlerde bulundu. Çoğunluk “Üç Maymun”un şansını çok yüksek görüyor.
‘Son beşe kalabilir’
Atilla Dorsay (Sabah Gazetesi Sinema Yazarı): “Türk sinemasının gündeme geldiği ve her türlü yarışmada ilgi çektiği bir gerçek. Ama bunun içinde Ceylan’ın ve filmlerinin apayrı bir yeri var. Bu son filminde çok daha evrensel olabildi. Çünkü film, tüm insanların ilgisini çeken iki akımın bileşkesiydi: Melodram ve kara film... Ama bunlara son derece özgün bir anlatım eklediği için başarılı oldu. Bir de Amerikalılar açısından ilgi çekici yanı, dijital çekilmiş olması. Ceylan bu teknolojiyi, bu işlerin öncüsü olan Amerikalılardan iyi kullanıyor. Hele bu son filminin görsel düzeyi birçok yabancı yapımdan üstün. Filmlerin çoğunu gördüm ve başarılı bulduğum üç film var, ‘Sınıf’, ‘Beşir’le Vals’ ve ‘The Baader Meinhof Complex’. Bunları düşününce, ‘Üç Maymun’ son beşe kalabilir.”
‘Ceylan’ın başarısı’
Murat Özer (SİYAD Başkanı): “Türk sineması çıkışta ama bu kişisel bir başarı. Ceylan’ın Cannes’da, Asya Pasifik ödüllerinde en iyi yönetmen ödülü almasının da büyük katkısı olmuştur. Şimdi de Atlantik’in diğer yakasına geçiyor, neler olacağını göreceğiz. Beşe kalma şansının çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
Filmlere baktığımda ‘Beşir’le Vals’ ve ‘Sınıf’ girecek gibi gözüküyor. ‘The Baader Meinhof Complex’ de girebilir. İki filmlik daha kontenjan var. Ceylan’ın filmi de bu iki filmden biri olacaktır. Oscar’ı kazanır mı bilinmez ama ilk beşe girmesi de büyük olay olur.”
‘Tam bir alternatif’
Esin Küçüktepepınar (Sabah Gazetesi Sinema Yazarı): “Nuri Bilge Ceylan’ın ressam edasıyla yarattığı görsel ortam öne çıktı tabii. Akademi üyeleri de görselliğe çok önem verir. Diğer yandan Türk sineması son yıllarda patladığı için bir aşinalık vardı. Şu da var: Bu yıl seçilen dokuz filmde kişisel öyküler ağırlıkta.
‘Üç Maymun’un sinema anlayışı olarak yani sosyal meselelere göbekten bağlı bir kişisel insanlık dramı olarak öne çıktığını düşünüyorum. Hem kişisel öykü olması, hem yönetmenin sinemasının dikkat çekmesi son kertede etkili oldu bence. Son beş filme kalabileceğini düşünüyorum. Çünkü diğer iddialı iki film, ‘Sınıf’ Fransızların eski sömürgelerine bakışlarıyla yüzleştiği bir filmken, ‘Beşir’le Vals’ siyaseten doğrucu mesajın öne çıktığı bir yapım... Bunların karşısında, Ceylan tam bir alternatif sunuyor.”
‘Söylemek çok zor’
Tül Akbal Süalp (Bahçeşehir Ünivesitesi Öğretim Üyesi): “Üç Maymun”, Ceylan’ın kişisel başarısı olduğu kadar bir sinemanın ortak gelişiminden, hatta Türk sinemasının gişe başarılarından dolayı da dikkat çekti. Ama bunlar bir yönetmenin kişisel başarısını hafife alacağımız anlamına gelmiyor. Arkasındaki ekibin, devri düşünürsek halkla ilişkilerinin de etkisi var. Dünyanın en iyi işini yapsanız da, onun tanıtımını, reklamını yapamıyorsanız duyuramayabiliyorsunuz. Son beşe kalacak mı söylemek çok zor.”
‘İsmin ve filmin gücü’
Uğur Vardan (Radikal Gazetesi Sinema Yazarı): “Bu başarıyı Türk sinemasına değil, Nuri Bilge ismine ve filminin gücüne yazmak gerek sanırım. Çünkü Türk sineması adı altında genel bir eğilim yok. Farklı farklı isimler, tavırlar ve üsluplar var. Ben En İyi Yabancı Film Oscar’ını ‘Beşir’le Vals’in alacağı kanısındayım. Çünkü Akademi, Amerika’nın Filistin konusundaki vicdan azabını bu yolla bir nebze hafifletebilir. Ama asıl favorim ‘Gomorra’nın olmadığı bir Oscar’ı neyleyim?”
‘Güçlü rakipleri var’
Senem İşmen (Sinema Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): “Ceylan’ın son yıllarda Cannes gibi prestijli festivallerde ödüller kazanmasının ve uluslararası planda tanınan bir yönetmen haline gelmiş olmasının önemli rolü var bu başarıda. ‘Üç Maymun’, gizlenen sırların yarattığı dehşeti çok çarpıcı, yaratıcı ve incelikli bir sinema diliyle perdeye yansıtıyor gerçekten. Hem konusuyla hem de sinemasal değeriyle, dünyanın herhangi bir yerinde takdir görebilecek bir film bana göre. Öte yandan Oscar yarışında PR faaliyetlerinin çok belirleyici olduğu bilinen bir gerçek. Dolayısıyla yürütülen PR çalışmasının da başarılı olduğunu gösteriyor. Güçlü rakipleri var. Oscar’ı alır mı bilemiyorum ama ilk beşe girebilir ve bu da küçümsenmeyecek bir başarı olur.”