04.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Birbiri ardına açılan kafeleri, şık butikleri ve binlerce kişinin katıldığı yılbaşı partisi gibi etkinlikleriyle İstanbulun kalbinin attığı semtlerden olan Nişantaşının da artık bir gazetesi var: Nişantaşı. Niş Yayıncılıkın yayımladığı, 15 günde bir çıkması tasarlanan ücretsiz gazete; Teşvikiye, Maçka ve Nişantaşındaki bütün evlerin kapılarına ve semtin en popüler mekanlarına tek tek bırakılıyor. İlk sayısı 41 bin 209 adet basılan 72 sayfalık gazetenin gelir kaynağı sadece alınan ilanlar. İlk sayıdaki yüzde 50lik ilan oranı bir semt gazetesi için büyük bir başarı. Niş Yayıncılıkın imtiyaz sahibi Atılgan Bayar ve Yayın Grubu Başkanı Ahmet Tez bile bu kadarını hiç tahmin etmediklerini söylüyorlar. Atılgan Bayar: Ben bir yıldır Nişantaşı gazetesi düşünüyordum. Yazı işleri müdürümüz Neslihan Pekdemirle konuştuk. O da yerel gazetelerle ilgileniyordu ve bunun güzel bir fikir olacağına karar verdik. Ahmet de benim başka işlerden eski ortağım. Çok iyi bir işadamıdır ve gerçek işin kokusunu alır. Birlikte hareket etmeye karar verdik. Karar verdikten bir ay sonra da piyasadaydı gazete. Nişantaşı için bir gazete hazırlama fikri nasıl ortaya çıktı? "Civardaki her eve, sokaklara ve kafelere dağıtıyoruz" A.B.: Hayır. Çok zor bir iş değil. 17 yaşından beri gazetecilik yapıyorum ve ekibimiz çok iyiydi. Bizim için çok zor olmadı bunu hazırlamak. Bir ay gazete hazırlamak için kısa değil mi? A.B.: Bunlar hep vardı ama hiç profesyonelce yapılmadı. Beyoğlu gazetesini profesyonel insanlar yapmasına rağmen profesyonel değil bence. Sayfa kalitelerine ve reklam gelirlerine bakarsanız anlarsınız bunu. Sizden önce Beyoğlu gazetesi çıktı. Semtlere yönelik gazetelerin hazırlanması bir trend mi? A.B.: Bu bir gazete. Nişantaşının gazetesinin böyle olması lazım. Burası sadece Türkiyenin değil, dünyanın da en elit semtlerinden birisi. Buraya üçüncü hamur kağıda gazete yapamazsınız. Bu bir gazete mi, dergi mi? Çünkü bir gazete için çok renkli. Ahmet Tez: Evet. En başından beri ücretsiz ve kapı kapı dağıtılmasını istedik. Nişantaşı, Maçka, Teşvikiye bölgesinde her evin kapısına bırakılıyor. Onun dışında sokaklarda ve kafelerde de dağıtılıyor.A.B.: Brasserie, Zanzibar ve Kırıntı bizim dağıtımımıza çok yardımcı oldu. O kafelerde iki günde 300 tane dağıtıldı. Gazete kapı kapı dağıtılıyor. Baştan böyle mi karar vermiştiniz? A.B.: Hayır. 72 sayfa olacağını hiç düşünmedik. Reklamlar pazarlanmaya başlayınca anladık işin nasıl bir boyutta olduğunu. 40 binin üstünde baskı yaptınız. Ve gazetenizin yüzde 50si reklam. İlk sayı için çok iyi bir başarı bu. Bunu bekliyor muydunuz? "Burada herkes okuryazar, üstelik çok paraları var" Bu konuda bir araştırma yaptınız mı?A.B.: Çok iyi. Benim burada bir kitabevim vardı, o yüzden buradaki kitlenin nasıl olduğunu çok iyi biliyorum. Bir kere burada herkes okuryazar. İnsanların ilgi alanları değişik olabilir ama okuryazar olmayanı yok. İstanbulun entelektüel yoğunluğunun en yüksek olduğu yer Beyoğlu zannedilir ama değildir. Tüketim kabiliyeti de çok yüksek çünkü insanların paraları var. Nişantaşının okur profili iyi mi? A.B.: Çünkü bizde paparazzilik yok. Nişantaşı gazetesine herkes poz veriyor. Bizim için o kişinin bir yerden kaçış fotoğrafı enteresan değil. Orada eğlenmiş olması önemli. O tür gazetelere bakarsanız Nişantaşında değil Zeytinburnunda daha çok satıldığını göreceksiniz. Gazetede ünlülerin Nişantaşındaki kulüplerden, barlardan çıkarken çekilmiş fotoğrafları var. Ama hiç kimse kaçmamış, ve herkes poz vermiş. A.B.: Yapacağız ama o da bizim sırrımız olsun. Buradan sonra neresi var? Başka bir semt için gazete düşünüyor musunuz? "Beyoğlu ortalama insanın semti, Nişantaşı yöneticilerin" A.T.: Hayır. Ben Akatlarda oturuyorum.A.B.: Benim ofisim burada, ayrıca Nişantaşında oturuyorum. Ama artık Nişantaşı sadece burada yaşayan insanlardan ibaret değil. Mesela biz 41 bin gazete dağıttık. Sadece Nişantaşında yaşayanlara dağıtsaydık 15 binde kalırdık. Buraya alışveriş yapmak ya da gezmek için gelenler de bir tür Nişantaşılı olmuş oluyor. A.T.: O insanlar alışverişe, gezmeye geliyor... Zaman geçiriyorlar burada. Hafta sonları Boğaza gider gibi buraya gelenler var. Sizler Nişantaşılı mısınız? A.B.: Türkiyenin kalbi gibi oldu. Çok değişti artık. Moda, eğlence, kültür burada. Bir anlamda Nişantaşı, İstanbulun başkenti bence. Sizce şu anki Nişantaşı nasıl bir yer? A.B.: Neden böyle düşünülür bilmiyorum. Beyoğlu eskiyse burası da eski. Yönetici hiçbir zaman kesim Beyoğlunda bulunmadı, Nişantaşında bulundu. Beyoğlu şehir merkezi olarak çok önemli bir yer. Arada çok önemli bir fark var. Karar mekanizmasını yöneten insanlar burada. Dolayısıyla pek karşılaştırılacak yerler değil. Beyoğlu ortalama insanın semti ama Nişantaşı öyle değil. Bu hep Beyoğlu için söylenirdi.