21.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
myalcin@turk.net Sadece Türkiye'de değil, dünyada da en çok satılan viskiler olan Johnnie Walker, J&B, Famous Grouse gibi markalar, bu popülerliklerini sadece yoğun reklam kampanyalarına ve her yerde bulunabilirliklerine borçlu değiller. Medyamızda son zamanlarda bolca köşe kapan pazarlama uzmanlarının iddia ettikleri gibi, içkide "tat da bir faktör" değil, ana faktör. Johnnie Walker'ın harmanında Talisker ve Cardhu gibi, J&B'de Macallan ve Knockando gibi, Famous'ta da yine Macallan ve Highland Park gibi İskoçya'nın en seçkin malt viskileri var. Bunların harmanlarında "konsantre viski" diye niteleyebileceğimiz malt viskilerin oranı da yüksek. Diğer standart viskiler üç yıl fıçıda dinlendirilirken, büyük markalarda bu beş yıla çıkıyor. O yüzden viski içicisi de bu olgun ve karakteristik lezzetleri ödüllendiriyor. Bu, aynı zamanda şu da demek: Tam anlamıyla bu viskilerin bir benzeri yok, onların yerine bir başka viskiyi aynen ikâme etmek mümkün değil... Bardağın dolu tarafı ise, şu an raflarda bulunan viskilerin bazılarının da hayli kaliteli, olgun, ünlü markaların tiryakilerinin de beğeneceği klasta olmaları. Şu günlerde süpermarketlere veya Tekel bayilerine giden viski tutkunları, tiryakisi oldukları markaları raflarda göremiyor. Ne Johnnie Walker var ortalarda, ne J&B, ne Famous Grouse, ne Grant's ne de Jim Beam... Bar tezgahlarında bu viskiler tek tük de olsa bulunuyor, barlar "şöyle ya da böyle" yolunu bulup müşterilerinin istediği viskileri getirtiyor. Ama market ve bayiler raflara az tanınmış viskileri çıkarma yolunu seçiyor. Türkiye'ye milyonlarca turistin geldiği, F1'den dolayı Batı'nın gözünün üzerimizde olduğu turizm sezonunda yaşanan bu acayip durumun sebebi, içki ithalatçılarıyla maliye arasındaki bir vergi oranı anlaşmazlığı. Maliye, viskilerin gümrüksüz satış mağazalarına veriliş fiyatlarıyla iç piyasaya veriliş fiyatları arasında bir "vergiden kaçınma" durumu olduğu iddiasıyla, soruşturulan viskilerin ithalatına geçit vermiyor. O yüzden market raflarında bildik viskileri arayanlar, Black&White, White Horse, Teachers, Haig ve Long John gibi az tanıdıkları viskilerle karşılaşıp, ne yapacaklarını şaşırıyor. Bir içki yazarına da, böyle bir ortamda bu viskileri tanıtmak, tutkunu olduğu markanın yerine başka bir viski alıp almama konusunda tereddüde düşenlere rehberlik etmek görevi düşüyor. Bunlardan Teacher's, viski yazarlarının gedikli favorisi. Gusto'da iki yıl önce yaptığımız ve 15 ünlü viskinin yer aldığı tadımda da, tüm viskilerden daha fazla puanla birinci olan viski. Diğer viskilerden yüksek malt oranına sahip, hafif is, iyot ve meşe kokulu, balımsı izlere de sahip. Damakta dolgun, zengin ve nüanslı. O günkü tadımda, "Gizli kalmış bir hazine! Tadına varmak için tercihen yemek sonrası, mutlaka sek içilmeli" gibi notlar da almışım. Şişenin üzerinde de "Ben farklıyım" tarzı bir mesaj var, "Eski İskoç viskilerinin mükemmelliği" yazıyor. White Horse ise, üzerindeki beyaz at sembolü Demirel'in Adalet Partisi'nin amblemi "kırat"la aynı olduğu için 70'li yıllarda Anadolu'da çok popüler olan bir viskiydi. Şimdilerde biraz unutuldu ama, Lagavulin maltından gelen isli ve iyotsu kokuları, damakta da yağlı ve adeta "yuvarlak" kıvamıyla, yeniden keşfedilmeyi bekliyor. Haig'in siyahi kahverenkli şişesi biraz arkaik, tadı da klasik: Baharatsı, yine isli, kişilikli ve damakta uzun... Şu aralar bulunabilen viskilerden Black&White ise, efsanesinin doğduğu 1950'lerdeki viski olmasa da, yine iyotsu, füme İskoç viskisi karakterini yansıtıyor. Diğerlerine göre alkolü daha keskin, mutlaka buzla içilmeli. Long John da benzer karakterde. Jim Beam gibi ünlü burbonların tiryakilerini tatmin edebilecek bir viski ise ortalıkta yok. Ama ona yakın karakterdeki Ten High de bol buzla hoş bir yaz viskisi olabilir.Viskide ünlü markaların tutkunları, bu geçici alternatiflerle idare ederken, hükümetin insafa gelip viskilere geçit vermesini dileyebilirler. Bu arada keşfettikleri yeni markalar da, sevdiklerine kavuştuklarında yanlarına kâr kalabilir... "Eski toprak" viskiler
Kanal D ekranlarında yayınlanan ve büyük beğeni toplayan Yargı dizisinde canlandırdığı “Ceylin” karakteriyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan başarılı oyuncu Pınar Deniz, anne olmanın mutluluğunu yaşıyor.