12.04.2009 - 00:07 | Son Güncellenme:
İletişimin tespitine niçin gerek duyulduğunun açıklanmadığı kararda, “Yürütülen bir tahkikata esas olmak üzere” denilirken, şüphelilerin kim olduğuna dair bir açıklama da bulunmuyor.
İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Nevin Hancılar’ın 19 Temmuz 2007’de verdiği kararda, iletişimin tespitini isteyen birimin, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat Bürosu” olduğu kaydedildi.
‘İletişimin tespiti’
Tedbirin türü ve kapsamının “İletişimin tespiti” olduğu vurgulanan karara, “Şüphelilerin yerlerinin, kimliklerinin tespiti gerektiğinden” ifadeleri gerekçe olarak yazıldı.
Kararda, “İletişim aracının türü ve telefon numarası” bölümünde de 25 hâkim ve savcının kullandığı 13’ü Turkcell, 11’i Avea ve 1’i Vodafone hatlı cep telefonu numaraları yer aldı. Kararda, şüphelinin kimliği bölümünde ‘faili meçhul’ yazarken, yüklenen suç bölümü de boş bırakıldı.
Kararda, CMK’nın 5353 sayılı Yasa ile değişik 135. maddesinde, iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması kararının verilmesi için gerekli koşulların belirtildiği kaydedildi.
Kararda, “Bu anlamda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hazırlık bürosunun talep ettiği işlemin dayandığı şüphenin somut ve makul kabul edilebilecek nitelikte olduğu, işlemin atılı eylemle orantılı ve öngörülen yasal usul ve esasa uygun olduğu anlaşılmıştır” denildi.