3. kez tutuklandı

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin açılan dava kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartılan Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çiçek’in avukat kızı İrem Çiçek, karara itiraz etti ve babasının boşu boşuna iki gün cezaevinde yatacağını söyledi.
Bu arada İrticayla Mücadele Eylem Planı iddianamesinin iki numaralı sanığı Dursun Çiçek hakkındaki yakalama kararının, adli kontrol uygulaması yeterli olmayacağı, delilleri gizleyeceği ve değiştireceği konusunda kuvvetli şüphenin bulunması gerekçesiyle verildiği belirtildi.
“İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın altında ıslak imzası bulunduğu öne sürülen ve Ergenekon üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakkında dava açılan ve yakalama emri çıkarılan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek dün teslim oldu. Merkez Komutanlığına ait bir otomobille daha önce iki kez tutuklandığı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Dursun Çiçek’e, aynı zamanda avukatı olan kızı İrem Çiçek eşlik etti. Çiçek yemekhane kapısından 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne giderken basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı. Mahkeme tarafından hakkındaki yakalama kararı yüzüne okunan Çiçek, tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne gönderildi.

Çiçek’ın kızı İrem Çiçek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tutuklamaya itiraz ettiklerini söyledi. İrem Çiçek, araya hafta sonu girdiği için babasının boşu boşuna iki gün hapis yatacağı yorumunda bulundu.

‘Delil karartma şüphesi’
Üçüncü kez tutuklanan Dursun Çiçek’in adı ise ilk olarak Ergenekon davası tutuklusu avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde ele geçirilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”yla gündeme gelmişti. Yaklaşık 10 aydır gündemi meşgul eden “İrticayla Mücadele Eylem Planı”, ilk olarak 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde yayımlanmıştı. Taraf gazetesi, Ergenekon soruşturması kapsamına giren belgeyi “AKP’yi ve Gülen’i Bitirme Planı” başlığıyla, manşetten duyurmuştu. Fotokopi olan belgede Dursun Çiçek’in imzası olduğu öne sürülmüştü. Askeri savcılık, 24 Haziran’da belgenin fotokopi olması nedeniyle “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar vermişti. Dursun Çiçek ise, 30 Haziran’da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmış ancak itiraz üzerine bir gün sonra serbest bırakılmıştı. Bunun ardından 15 Ekim’de adını vermeyen ve muvazzaf asker olduğunu söyleyen bir kişi, soruşturmayı yürüten savcılara posta yoluyla, altında Dursun Çiçek’in ıslak imzasının bulunduğunu öne sürdüğü “İrticayla Mücadele Eylem Planı” başlığını taşıyan 4 sayfalık bir belge göndermişti. Belgeyi inceleyen Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan raporda “Söz konusu imza Dursun Çiçek’in eli ürünü olduğunun kabulü gerektiği” belirtilmişti. Çiçek, tekrar ifade için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağırılmış, 11 Kasım 2009’da Ergenekon savcılarına ifade vermişti. Çıkarıldığı mahkemece ikinci kez tutuklanan Çiçek, avukatının yeniden itirazı üzerine mevcut delil durumu, kaçma şüphesi olmaması ve sabit ikametgâh sahibi olması nedeniyle yine tahliye edilmişti. Çiçek’in ikinci cezaevi ziyareti sadece 44 saat sürmüştü.

‘EYLEM İLK ERZİNCAN’DA UYGULANACAKTI İDDİASI’
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, “Dursun Çiçek tarafından imzalanmış İrticayla Mücadele Eylem Planı, Erzincan’da hayata geçirilmek istenmiş, bu amaçla Ergenekon silahlı terör örgütüne bağlı olarak faaliyet gösteren şüpheli Saldıray Berk liderliğindeki yasa dışı oluşum faaliyetlerde bulunmuştur” görüşü öne sürüldü. Bu çerçevede, “Gülen cemaatinin Erzincan’daki ev ve okullarına silah, uyuşturucu gibi suç unsurları ile yasa dışı illegal dokümanlar koydurularak, sonrasında bu yerlere eşzamanlı operasyonlar yaptırılması ve böylece Gülen cemaatinin silahlı terör örgütleri kapsamına alınmasının sağlanmasının hedeflendiğinin ortaya çıktığı” vurgulandı.
İSTANBUL Milliyet

ÇİÇEK’E ‘CUNTANIN ELEMANI’ DİYE İHBAR!
“İrticayla Mücadele Eylem Planı”na ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede şüpheli Dursun Çiçek hakkındaki ihbarların içeriklerine de yer verildi.
İddianamede, 29 Haziran 2009’da bir TSK mensubu olduğunu söyleyen bir kişi tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen e-mail ihbarında, şöyle denildi:
“Çiçek’in Ergenekon’dan tutuklanan Levent Ersöz ve C.T ile 1994-1995 yıllarında tanıştığı, Ergenekon silahlarıyla yakalanan Mustafa Levent Göktaş ile de hem sınıf arkadaşı hem de hemşehri olduğu” ileri sürülerek, “Dursun Albay, eskiden beri Ergenekoncu subaylarla hep iç içe olmuştur. İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı da kesinlikle kendisi hazırlamıştır. Ayrıca Genelkurmay intraneti üzerinde Dr. Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı birçok bilgi notu var. Son eylem planında da aynı imzayı kullanmış. Artık o kadar nettir ki Dursun Albay, TSK içerisinde faaliyet gösteren cuntanın bir elemanıdır. Son eylem planı ile de iyice deşifre olmuştur.”
İSTANBUL Milliyet

‘GÖKTAŞ CAZAEVİNDEN KAÇIRILMAK İSTENDİ’
“İrticayla Mücadele Eylem Planı”na ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık avukat Serdar Öztürk’ün ofisindeki çöp kutusundan yırtılmış şekilde bulunan kâğıt parçalarının birleştirildiği belirtilerek, “Şüphelinin, örgütün talimatıyla örgüt üyesi Mustafa Levent Göktaş’ı cezaevinden kaçırmak amacıyla planlar yaptığı, bu amaçla görüşmelerde bulunduğu, ancak elinde olmayan sebeplerle sonuca ulaşamadığı anlaşılmaktadır” denildi. Kâğıt parçasında yapılan incelemede, “Cumartesi ya da pazar (herhangi biri) olması daha iyi. Hikmet ben dedi vardiya Nöb. ayarlarım. Hikmet’e... gardiyana 1000 YTL verilecek.... Bu iş için herhalde 10-15 bin $ yeterli sende yoksa Orhan’dan olmadı M.Kurt’tan alalım. Borç olsun lütfen hastane işini yapalım, ölcem. Yüzbaşı ayarlansa hiç problem olmaz Yani çözüm Yzb ve Av. Filiz’de... Safha safha plan lazım gardiyan-jandarma-112 acil-çapa-gata bizim hanım sana msj çekmiş cevap alamamış” denildiği ifade edildi.
İSTANBUL Milliyet

İddianamede, Bedrettin Dalan’ın Poyrazköy’deki arazisinde mühimmat bulunması ardından talimat vererek etrafa çit çektirilmesini istediği telefon kayıtlarına da ulaşılmış.

‘Komutan morardı mı?’
“İrticayla Mücadele Eylem Planı’na ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede bir numaralı sanık olan İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan’ın, vakfa ait Poyrazköy’deki arazide mühimmat ele geçirilmesinin ardından telefonla görüştüğü çalışanlarına araziye çit çekilmesi talimatı verdiği ortaya çıktı. Dalan’ın bu konuşmaları da iddianameye yansıdı.
Dalan’ın 11 Mayıs 2009’da Saadet Nurdan isimli şahısla mühimmat ele geçirilen Poyrazköy’deki İSTEK Vakfı arazisine ilişkin yaptığı telefon konuşması şöyle:
Dalan: Pekiyi pekiyi çiti çektiğiniz zaman nasıl tatbikat yapacaklar onlar (askerler)
Nurdan: Başkanım tam bir tane küçük parsel var o parselin ortasında şey var uçak var uçak duruyor hemen burunların dibi ben de merak ediyorum nasıl olacak zaten böyle çit çekeceğiz filan deyince komutanın suratı değişti hemen, dedim çekeceğiz madem ki var
Dalan: Hayır yani bir defa Genelkurmay Başkanı hatayı yaptı konuşurken biz de yalanlamadık tabii ordunun başıdır... Bir defa ısrar ile söyleyince sinirim bozuldu yani
Nurdan: Evet evet herkes biliyor Başkanım orda yaşayan herkes biliyor kadastro müdüründen şeyine kadar yani mümkün mü buralara girmek böyle bir şey herkes biliyor
Dalan: Çiti çevireceğiz deyince morardı mı orda komutan?
Nurdan: Evet (gülüyor) suratı değişti nasıl olacak falan diye yani bizim çit ile çevireceğimiz alanın ortasında uçak var bir sembolik uçak var
Dalan: O zaman uçağı da kalsın uçağı da orda kalsın
Nurdan: Tamam (gülüyor) öyle yapacağız artık
Dalan: Bir an evvel çevirin bakalım ordan ne gelecek ise gelsin tamam mı?
Nurdan: Tamam Başkanım tamam tamam
Dalan: Ayıp
ESRA ALUS İstanbul